'Tanıdıklar, sadakat gösterenler ve siyasi bağlılık içinde olanlarla...'
CHP İstanbul Milletvekili ve emekli büyükelçi Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı hedef alarak, dış politikada liyakatten uzaklaşıldığını ve bürokrasinin otoriter bir güvenlik devletine evrildiğini savundu...
Namık Tan’dan Dikkat Çeken Uyarı:
‘Şahsım Rejimi’ne Doğru Adım Adım'
CHP İstanbul Milletvekili ve eski büyükelçi Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın devlet kadrolarındaki dönüşümüne sert sözlerle karşı çıktı.
Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Tan, Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı’nı klasik diplomasi anlayışından uzaklaştırarak güvenlik merkezli bir yapıya dönüştürmeye çalıştığını öne sürdü. Tan, bu yaklaşımın yalnızca hariciyeyi değil, tüm kamu bürokrasisini dönüştürme amacı taşıdığını savundu.
"GÜVENLİK BÜROKRASİSİ YENİDEN KURGULANIYOR"
Namık Tan’a göre Hakan Fidan, dışişlerini asker, jandarma, istihbarat ve polis gibi yapılarla eşgüdümlü çalışan bir güvenlik aygıtı haline getirmek istiyor. Tan, "Bu sadece kurumsal bir dönüşüm değil, Türkiye’nin anayasal yapısını ve demokratik değerlerini hedef alan sistemli bir değişimdir," diyerek durumu ciddi bir devlet dönüşüm süreci olarak tanımladı.
ZİHİNSEL KOD DEĞİŞİMİ: SADAKAT, BİAT VE TORPİL
Tan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Fidan’ın sıkça kullandığı "zihinsel kod değişimi" kavramına da dikkat çekti. Bu ifadenin, liyakate değil sadakate dayalı bir devlet düzeni kurulmasının ilanı olduğunu belirten Tan, "Devlet kurumları artık yalnızca mutemet kişilere açık. Tanıdıklar, sadakat gösterenler ve siyasi bağlılık içinde olanlar tercih ediliyor," dedi.
NUH YILMAZ ÖRNEĞİ GÜNDEMDE
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz’ın kızının bakanlık sınavında birincilikle başarı kazanmasını da örnek gösteren Tan, bu durumun "torpilli kadrolaşmanın" çarpıcı bir göstergesi olduğunu ileri sürdü. Söz konusu atamayı bir "güvenlik devleti" yapılanmasının işareti olarak değerlendirdi.
"DEVLET KURUMLARI ELE GEÇİRİLİYOR" UYARISI
Tan, Türkiye’nin son yıllarda otoriter rejimlerle benzer çizgilere oturduğunu ifade etti. Rusya, Mısır, Azerbaycan gibi ülkelerde görülen "şahsım rejimleri" modeline yaklaşıldığını savunan Tan, "Türkiye’de sürekli reform söyleminin arkasında aslında kurumların ele geçirilmesi süreci gizleniyor. Bu hamle, yalnızca dış politikayı değil, ekonomiden eğitime kadar tüm toplumsal alanları etkiliyor," diye konuştu.