“Bu, İslam tarihinden habersiz bir yorumdur...”
Cuma hutbesinde “Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır” denmesine ilahiyatçı Cemil Kılıç’tan “Bu, İslam tarihinden habersiz bir yorumdur. Çağdaş bir toplum bağlamında ise insan haklarına aykırı bir tutumdur” yorumu geldi...
Diyanet’in ‘giyim kuşam kıyaslaması’ yaptığı hutbe tepki topladı: İslamda bunun yeri yok
Kısa giyinmeyle “Allah’ın emrinin ihlal edildiği” öne sürülen hutbede, “Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır” dendi. Edep ve ahlak kavramlarıyla giyim kuşam arasında bir ilişki kurulamayacağına dikkat çeken ilahiyatçı Cemil Kılıç, tesettürün İslam anlayışında (fıkıh) “sosyal statü göstergesi” olduğuna dikkat çekti.
‘DİNSEL ANLAYIŞIN DAYATMASI’
İslam tarihinde cariye kadınların vücutları büyük bir bölümü çıplak olacak bir biçimde sergilendiklerini ifade eden Kılıç, “Üstelik bu cariye kadınlar Müslümandı. Dolayısıyla İslamla örtü arasında ahlak ve edep kavramı açısından bir ilgi, bir ilinti kurulamaz. Öyle ki bir örnek verilir tarihsel kaynaklardan, Hz. Ömer döneminde tesettür içerisinde bulunan bir cariye kadın söz konusudur. Hz. Ömer bunu görür ve müdahale eder. ‘Sen örtünemezsin çünkü sen cariyesin’ der. Dolayısıyla İslam fıkhında tesettür bir ‘sosyal statü’ göstergesiydi, bir ahlak ve edep göstergesi değildi” dedi.
‘BİLGİSİZCE BİR TUTUM’
Diyanet’in hutbesinde giyim kuşamla ahlak arasında ilişki kurulmasının son derece bilgisizce bir tutum olduğuna değinen Kılıç, “Bu, İslam tarihinden habersiz bir yorumdur. Belli bir dinsel anlayışın dayatmasıdır. Aynı şekilde temel hak ve özgürlüklere aykırıdır. Çağdaş bir toplum bağlamında da insan haklarına aykırı bir tutumdur” diye konuştu.
