Saray 'satış yok' derken köprülerin patronlara çalışacağını doğruladı
Saray’a bağlı DMM köprü ve otoyolları özelleştirme planını “satış yok, işletme hakkı devri var” açıklamasıyla yumuşatmaya çalıştı. Oysa uzun yıllar sürecek işletme hakkı devri fiilen satışla eşdeğer, kamuya ait kârın sermayeye aktarılmasından başka bir şey değil.Özelleştirmeye makyaj tutmuyor: Saray 'satış yok' derken köprülerin patronlara çalışacağını doğruladı
Türkiye'de bir şirket tarafından işletilmeyen sınırlı sayıda köprü var. Bunlardan ikisi Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü. Geçtiğimiz günlerde devletin bu iki köprü ve dokuz otoyolu özelleştirmek için harekete geçtiği basına yansıdı.
Bloomberg'in haberine göre, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yatırım bankalarına teklif çağrısında bulundu ama anlaşmaya varılamayabileceğinin de altı çizildi.
Çünkü iki köprü ve iki bin kilometrelik otoyol için 2012'de de ihaleye çıkılmış, Koç'un da aralarında olduğu bir konsorsiyum kazanmış ama dönemin Başbakanı Erdoğan teklifi düşük bularak ihaleyi iptal etmişti.
On üç yıl sonra yeniden gündeme gelen özelleştirme girişimi, tutarından bağımsız olarak kamuoyunda büyük tepki yarattı.
Tepkiler üzerine Saray'a bağlı İletişim Başkanlığı devreye girdi. Başkanlık bünyesindeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), şu açıklamada bulundu:
“'15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve ülke genelinde otoyollar satılıyor' iddiası dolaşıma sokulmuş, bu iddialar kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir dezenformasyon kampanyasının parçası olmuştur.
Orta Vadeli Plan’da* yer alan özelleştirme gelir hedefi de köprü ve otoyolların mülkiyet devrini değil, işletme hakkı devirlerinden sağlanacak gelirleri kapsamaktadır. İddialara konu işlem ise bir satış değil, finansal ve teknik danışmanlık hizmeti alımı sürecidir.
Söz konusu varlıkların yabancılara satılacağı veya devletin elinden çıkarılacağı yönündeki iddialar tamamen asılsızdır. Haberlerde kullanılan 'satış', 'vatandaşa yük', 'peşkeş' gibi ifadeler, gerçek dışı algı oluşturmayı hedefleyen söylemlerdir."
Özelleştirme gelirlerinin 8 katına çıkması hedefleniyor
DMM'nin açıklaması bir gerçeği açığa çıkardı. Bir basın kuruluşunun kendi kaynaklarına dayandırarak duyurduğu özelleştirme girişimi resmi kanallardan doğrulanmış oldu. Üstelik özelleştirmeden elde edilmesi planlanan gelirin bu hafta açıklanan Orta Vadeli Program'daki "Genel Devlet Dengesi" tablosuna dahil edildiği ortaya çıktı.
Bu tablonun "Özelleştirme Gelirleri" satırında 2025 yılı sonunda 21 milyar lira gelir tahmin edildiği, 2026 içinse 185 milyar lira gelir hedeflendiği yazıyordu. Devletin özelleştirme gelirlerini bir yılda 8 katına çıkarma hedefinin neye dayandığı kısmen aydınlanmış oldu.
Kaynak: Orta Vadeli Program (2026-2028)DMM çarpıtıyor: Özelleştirme satışla eşdeğerdir
Öte yandan DMM'nin özelleştirmenin bir "satış" olmadığı tezi kelime oyunu olmasının ötesinde bir gerçeği gizlemeye çalışıyor.
Devletin elindeki bir işletmenin uzun vadeli bir süreyle özel bir şirkete devri, “resmen satış” gibi görünmese de fiilen mülkiyetin sermayeye bırakılması anlamına gelir.
Çünkü bu süreçte işletmeyi yönetme, ondan kâr elde etme ve işleyişini belirleme hakkı tamamen özel sektöre geçer. Bu sürede devletin “sahip” görünmesi, işlevsizdir.
Kamu adına toplumun olan bir değer, "uzun vadeli kiralama/işletme devri" adı altında özel çıkarların malı haline gelir.
Önemli olan kârın kim tarafından kullanılacağıdır. Bu nedenle özelleştirme özünde satışla eşdeğerdir.
*"Orta
Vadeli Program" yerine hatalı olan "Orta Vadeli Plan" ifadesinin
kullanımı DMM'den kaynaklanmaktadır. Metin aktarılırken, yazım hataları
korunmuştur.