'Toplumda erken bir yıldırma hamlesine karar verilmiş durumda'
Gazeteciler, sanatçılar, televizyoncular ve dizi senaristleri… İktidar, her alanda “suç icat etme” pratiğini devreye sokarak ifade özgürlüğünü hedef almaya devam ediyor.Tutuklama ve soruşturma furyası: 'Toplumda erken bir yıldırma hamlesine karar verilmiş durumda'
Türkiye’de ifade özgürlüğü, sanat ve basın üzerindeki baskılar her geçen gün yeni örneklerle daha da artıyor. Son dönemde yaşananlar, iktidarın hukuku araçsallaştırarak her alanda “suç icat etme” pratiğini gözler önüne serdi.
soL'dan İrem Yıldırım'ın haberinde, Gazetecisinden sanatçısına, müzik grubundan televizyonuna kadar herkes “potansiyel suçlu” ilan edilerek adliyelere taşınıyor. İktidar, hukuku muhalefeti ve toplumsal muhalefeti baskılamanın en temel aracına dönüştürmüş durumda.
Terkoğlu: Büyük bir dönüşüm hamlesinin öncesinde topluma yönelik genel bir korku salma politikası
Gazeteci yazar Barış Terkoğlu konuya ilişkin soL’a yaptığı değerlendirmede “Yargının tuhaflıkları deyip geçmiyorum, yargı bu politikanın sopası olarak önümüze çıkıyor” dedi.
Bir dönüşüm öncesi topluma yönelik korku politikasıyla yargının bir baskı aracına dönüştürülmesine ilişkin duruma dikkat çeken Terkoğlu şunları söyledi:
“Dizilerin senaristlerine operasyon, mizah programına operasyon, altyazıya operasyon, şarkı sözüne operasyon... Liste uzatılabilir. Son birkaç güne sıkıştırılmış bir silsile halinde bu hamleleri ardı ardına gördük. Ben bunun tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Bir kere organize bir faaliyet olduğu açık.
Önce hedef seçilmiş, sonra bir trol faaliyeti ile sosyal medyada dalga başlatılmış, ardından yargı düğmesine basılmış. Saçmalık diyebileceğiniz suçlamalar ciddi ciddi tutuklama gerekçesi yapılmış. Çok belli ki belki Anayasa, belki süreç düzenlemeleri, belki daha büyük bir dönüşüm hamlesinin öncesinde topluma yönelik genel bir korku salma politikasına karar verilmiş durumda.
'Yine müzmin muhalifleri dövüyorlar' algısının ötesine geçen bir sonucu var bunun. Şarkıyı, diziyi, espriyi yargılıyorsunuz. Yan yana koyduğunuzda toplumda erken bir yıldırma hamlesine karar verildiğini düşünüyorum. Yargının tuhaflıkları deyip geçmiyorum. Yargının, bu politikanın sopası olarak önümüze çıktığını düşünüyorum.”
Son dönemde kısaca yaşananlara mercek tutalım:
Leman çizerlerine gerici müdahale
Leman dergisinin 26 Haziran'da çıkan sayısında yer alan karikatür nedeniyle çalışanlarına soruşturma açılmış, derginin binası önünde şeriat yanlısı protestolar düzenlenmişti.
Soruşturma kapsamında karikatürün sahibi Doğan Pehlevan, derginin yazı işleri müdürleri Aslan Özdemir ve Zafer Aknar, grafiker Cebrail Okçu ve Müessese Müdürü Ali Yavuz tutuklanmıştı. Altı isim için de "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlaması yapılıyor.
Manifest grubuna şov yasağı
Müzik grubu Manifest, sahnedeki gösterileri gerekçe gösterilerek gözaltına alındı; üyelerine yurtdışı çıkış yasağı getirildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Eylül Cumartesi günü Küçükçiftlik Park'ta düzenlenen Manifest konserine soruşturma açtı. Gerekçe "hayasızca hareketler" ve "teşhircilik" oldu. Grubun konserdeki dans ve gösterilerinde "edep, iffet, ar ve haya duyguları, edep törelerine saldırı niteliği taşıyan" hareketlerde bulunduğu iddia edildi. Gözaltına alınan grup üyeleri 9 Eylül'de hakim önüne çıkmıştı. Grup üyeleri, yurtdışı çıkış yasağı ve imza yoluyla adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Sonrasında turneleri “milli güvenlik” gerekçesiyle iptal edildi.
Kızılcık Şerbeti’ne RTÜK soruşturması, senariste gözaltı
“Kızılcık Şerbeti” dizisi, yalnızca senaryosu nedeniyle RTÜK ve savcılığın radarına girdi. Senaristlere “senaryoyu değiştirin” baskısı yapıldı.
Öte yandan dizinin senaristi Merve Göntem gözaltına alındı. Gerekçe olarak, "Çıplak" dizisindeki “Eylül” karakterine ilişkin 4 yıl önce sosyal medyada yaptığı açıklama gösterildi.
Mabel Matiz şarkı sözü nedeniyle savcılıkta
Sanatçı Mabel Matiz, şarkı sözleri gerekçe gösterilerek ifade vermek üzere polis eşliğinde savcılığa götürüldü.
Sanatçıya adliye koridorlarında Siber Suçlarla Mücadele ekiplerinin eşlik etmesi "gözaltına alındığı" izlenimi yarattı. Ancak başsavcılık, yaptığı açıklamada herhangi bir gözaltı kararı olmadığını duyurdu.
TELE1’e KJ operasyonu
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Sorumlu Müdür İhsan Demir ve program moderatörü Musa Özuğurlu sehven olduğu defalarca söylenen ve kanal yönetimi tarafından özür dilenen “RTE’nin Netanyahu’dan farkı ne?” altyazısı nedeniyle polis eşliğinde adliyeye götürüldü.
Yanardağ, Özuğurlu ve Demir çıkartıldıkları mahkemede "yurtdışı çıkış yasağı ve karakola imza" adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı.
Gazeteci Furkan Karabay’ın tutukluluğu sürüyor
Gazeteci Furkan Karabay hakkında, YouTube’da hazırladığı bir video ve dijital medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanı’na hakaret”, “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” ve “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamalarıyla 6 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle düzenlenen iddianame, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Karabay’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. İlk duruşma 2 Aralık’ta görülecek.
Karabay’ın iddianamesi çok uzun süre boyunca yazılmamıştı.
Şaka yapana ve şakaya gülene tutuklama
YouTube’da yayınlanan “Soğuk Savaş” isimli bir şaka programında dile getirilen, toplumun büyük çoğunluğunun atasözü olarak bildiği bir ifade, “hadis” denilerek suç sayıldı. Şakayı yapan programcı Boğaç Soydemir ve şakaya gülen konuğu Enes Akgündüz tutuklandı.