Amerikancı yandaşların bu görüntüler sonrası yüzü kızardı mı?..
Yandaşların ve ülkemizdeki tüm Amerikancıların ortaklaştıkları kutlama alanı hiç tartışmasız şekilde ilki. O karede onların liderleri Trump var; İsrail'e sattıkları dikenli teller, İsrail limanlarına gönderdikleri ticaret gemileri var. Plastik sandalyeli alan ise bizim, emekçi halkların alanı. Bu iki kareyi hafızamıza kazımak zorundayız...
Dört kareye sığan soykırım: Amerikancı
yandaşların bu görüntüler sonrası yüzü kızardı mı?
ABD Başkanı Donald Trump'ın meşhur Air Force One uçağı İsrail’e inerken bu anlara tüm dünya televizyonlarında dörtlü bir kare eşlik etti.
Bir yanda Trump’ın inen uçağını, bir yanda Tel Aviv meydanında kısa süre sonra şampanyaların da eşlik edeceği kutlamaları, bir yanda kırmızı halıda Trump’ı bekleyen Netanyahu’yu görüyorduk. Son karedeyse her yanı yıkılmış Gazze’nin Han Yunus bölgesindeki plastik sandalyelerle oluşturulan tören alanını, Filistinli tutsakların beklendiği kareyi…

Savaşın özeti bu dört kareye sığıyordu aslında.
Sonrasında Trump kendisini kırmızı halıda karşılayan “savaş kahramanı” diye nitelediği Netanyahu’yla oldukça sıcak görüntüler verdi.
Bugün gün içinde İsrail meclisine de gidecek, burada bir konuşmayla şovunu sürdürecek.
İsrail şovunun hemen ardından Mısır’a geçip, orada aralarında Erdoğan’ın da olduğu isimlerle yapacağı son gösterisiyle günü tamamlayacak.
İsrail’e savaş boyunca verilen 21 milyar dolarlık askeri desteği, Gazze’deki yıkımın sorumluluğu sorgulanmayacak bile.
Hem Netanyahu övülecek hem de Hamas ve Filistin direnişi yerin dibine sokulacak ve bu bir kutlama konusu olacak.
Tel Aviv meydanındaki şampanyalarla, Han Yunus’taki plastik sandalyeler bize kimlerin hangi safta olduğunu o kadar açık anlatıyor ki...

Bugün dış basına yansıyan haberlerden öğreniyoruz ki, AKP iktidarı ABD’nin ve İsrail’in talepleriyle eşgüdüm halinde Hamas’ı silahsızlandırmak için büyük bir baskı uyguluyor. Göreve devam ediyor yani.
“Harika adam” sözlerinin altında verilen bu büyük destek dışında ne olabilir ki?
Tablonun bir yanı böyleyken diğer yanında da yandaşların utandıran ikiyüzlüğü ve Amerikancılığı var.
Gazze’de varılan anlaşmanın hemen ardından yandaş isimler işi "Trump’a Nobel Barış Ödülü verilmesi gerekir" noktasına kadar vardırmıştı. Onlara bu dileklerinde eşlik eden tek ülkenin İsrail, tek liderin Netanyahu olması manidar bile değil artık.

Daha Trump’ı yere göğe sığdıramadıkları yazıların mürekkebi kurumadı yandaşların. O yüzden bu sabahki görüntüler biraz canlarını sıkmış olmalı.
- “Karşı oldukları 80 yıllık bu dengeyi korumaya çalışan İsrail'in kontrolündeki ABD müesses nizamı değil; iktidarını derin devletle paylaşmak istemediği için söz konusu düzene karşı hamleler yapan Trump”
- “Trump başından beri klasik ABD başkanlarından farklı bir tavır sergiledi. Trump'ın bölgede farklı bir rol üstleneceğini ocak ayında yazanlardan biriydim”
Yukarıdaki alıntılardan ikisi de AKP’nin en büyük gazetesi Sabah’tan.
“Gazze barışı, bölge halkları ve devletleri kadar, bölgede prestij kaybeden ABD'nin de hanesine artı yazacak. …Artık Nobel ödülü verilmese de Obama'dan daha fazla hak ettiği kabul edilecek” bile diyorlardı, o kadar coşmuştu yandaşlarımız.
Tıpkı bugün Tel Aviv meydanlarındaki İsraillliler gibi coşkuluydu onlar da. Bu ziyaretle birlikte nasıl da aynı noktada ortaklaştıklarını bir kez daha görmüş olduk.
Dedik ya, bir yanda Trump ile birlikte Tel Aviv meydanlarındaki coşkulu şampanyalı kutlamalar, bir yanda Han Yunus'ta yıkık sokakların arasındaki plastik sandalyeler.
Yandaşların ve ülkemizdeki tüm Amerikancıların ortaklaştıkları kutlama alanı hiç tartışmasız şekilde ilki. O karede onların payı, emeği var; İsrail'e sattıkları dikenli teller, İsrail limanlarına gönderdikleri ticaret gemileri var.
Plastik sandalyeli diğer tören alanı ise tüm dünyadaki yoksul halkların alanı. Şimdilik yıkım tablosu bize düşüyor, şampanyalı kutlamaları yapanları mağlup edene kadar o fotoğraf karesini hafızamıza kazımak zorundayız.