'50 bin kişinin katilini bir Mandela gibi sunma hazırlığı bunlar'!..
Kavuncu, şunları kaydetti:
İmralı'ya gidilmesinin tek amacının terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın "meşrulaştırılmasıdır ve Mandela gibi sunulması olduğunu" ileri sürerek, "Bu atılacak adım Türk milletinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde onarılmaz bir yara açacak. Komisyondaki milletvekillerine seslenmek istiyorum: Bu yaranın açılmasına müsaade etmeyin, vicdanlarınızın sesini dinleyin, seçmenizin sesini dinleyin, onların iradesine kulak verin diyorum" dedi.
"50 BİN KİŞİNİN KATİLİNİ BİR MANDELA GİBİ SUNMA HAZIRLIĞININ ÖN TARAFI BUNLAR"
Şimdi
neden İmralı'ya bir komisyonun gidilmesi konusu konuşuluyor. Bu İmralı
da yatan terör başı aslında olmaması gerektiği şekilde bu zamana kadar
muhatap alındı. Teröristin söylediklerini taşıyan bu bilgileri bu
mesajları getiren ulaklar oldu. İktidar sayesinde de aslında terör
örgütü başı her zaman her yerde duyurdu. Hatırlayın seçimlerde bile
İmralı'dan yazdığı mektupları bu iktidar seçim meydanlarında okutmadı mı
okuttu. Bugünün hadisesi değil yani. Ama bu yetmiyor yani oradan bir
mesaj gönderme problemi, bir sıkıntısı böyle bir engel yok yeterli
kalmıyor. Koskoca
Türkiye
Büyük Millet Meclisi temsilcilerine de bu teröristin ayağına taşıma
gibi bir ayıbı biz konuşmakla karşı karşıyayız. 50 bin kişinin katiline
bir Mandela gibi sunma hazırlığının ön tarafı bunlar. Meşrulaştırma
adımlarıdır bunlar. Bunun hemen ardından da bu teröristin serbest
bırakılması için uluslararası kampanyaların başlamaya garantisi hiç
kimse vermez. Bakın biz bunları komisyona katılmama kararını açıklarken
bu gerekçelerinin bir çoğunu sıraladık ama bizi çok ağır şekilde, çok
alçakça işte barışı istememekte suçladılar.
"KOMİSYONUN İMRALI'YA GÖTÜRÜLMESİNİN TEK ANLAMI VARDIR; ORAYI MEŞRULAŞTIRMAK"
Terör
yanlıları uzun süredir de bütün dünyada bütün bu süreçle ilgili çok
ciddi bir lobi faaliyeti yapıyorlar. Bakın bu komisyonun oraya gitmesi
terör örgütü başının meşrulaştırılması girişiminden başka bir şey
değildir. Az önce ifade ettim zaten bu iktidar döneminde terör örgütü
başı her türlü mesajını kamuoyuna rahatlıkla iletti. Bugün en yüksek
seviyede İmralı'dan mesaj taşıyan siyasetçiler var. Böyle bir sıkıntı
yokken Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulmuş bir komisyonun
İmralı'ya götürülmesinin tek anlamı vardır; orayı meşrulaştırmak. Peki
iktidar bunu ön görmüyor mu ya da ön göremiyor mu? Öngörüyor ve buna
rağmen bunları yapıyorsa o zaman Türkiye Cumhuriyeti'ne,
Türkiye
Cumhuriyeti yapan her şeyle bu iktidarın bir sorunu var demektir. Eğer
bütün bunları bildiği halde bu adamı bu şuursuzca adımı atıyorsa şayet
öngöremeyeceği bizlere bırakabilir ki bırakıyor da. Terörün, terör
örgütü elebaşının terörizme ait her şeyin bu kadar normalleştiği başka
bir dönem hatırlamıyorum.
DEM Partili haricinde bu komisyonda
yer alan bütün milletvekillerine şu soruyu sormak ve buradan seslenmek
isterim: 2023 genel seçimlerinde siz 'biz seçilirsek bir komisyon
kurulur bu komisyonda yer alır ve sonra da İmralı'ya gideriz' deyip
seçmenler o istediniz mi? İsteseydiniz nasıl bir tepki nasıl bir cevap
alırdınız, isteseydiniz acaba bugün bu meclisin dağılımı aritmetik
dağılımı bu şekilde mi olurdu?
Milletin iradesinin tecelli
etmediği bir durumdur bu. Milletle paylaşılmamış, millete sorulmamış,
milleti tamamen dışarıda bırakan bir adımdır bu. Bunu hem 2023
seçimlerinde bambaşka bir dille, bambaşka bir ağızda iktidar kanadı
kampanya yürüttü ama hadi o günün bırakın bugün çıkıp yaptığınız kamuoyu
anketlerinde de toplumun milletin bu konuyla ilgili duyduğu büyük
rahatsızlığı verilerden de rakamlardan da çok net olarak görebilirsiniz.
Bu atılacak adım Türk milletinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin,
Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde onarılmaz bir yara açacak bu yaranın
açılmasına komisyondaki milletvekillerine seslenmek istiyorum: Bu
yaranın açılmasına müsaade etmeyin, vicdanlarınızın sesini dinleyin,
seçmenizin sesini dinleyin, onların iradesine kulak verin diyorum.
Millete
de topluma da seçmene de buradan seslenmek istiyorum: Oy verdiğiniz,
arkasında durduğunuz partiler İmralı'ya terör örgütü elebaşının ayağına
gitsinler diye mi siz bu oyları verdiniz bunu sormak sizin en tabii
hakkınız ve gerekli de bir sorudur. Bu partiler az önce de söyledim size
'Biz İmralı'ya gideceğiz' deseydi oy verir miydiniz? Bizden seçilip
başka partilere giden arkadaşlar var. Onlarla ilgili çok daha net
konuşacağım 'Bu İYİ Parti'nin seçmenin oyuyla seçilip, gerek iktidar
gerek ana muhalefet partisine giden arkadaşlar siz İYİ Partililerin
oyunu terör örgütü elebaşının ayağına gitmek için mi aldınız?
Dolayısıyla onlara buradan ayrı bir başlık açıp ayrı bir parantezle
seslenmek de bizim en tabii, en doğal hakkımız. Benim helal oyumla o
Meclis'e gelip beni temsil ederken nasıl terör örgütü elebaşının
ayaklarına gidiyorsun diye İYİ Parti seçmeni size bu soruyu sorar" dedi.

