Ankapark'ı Mansur Yavaş'a yıkma çabasının ardındaki gerçekler...
Ankara'ya en büyük ihanet projelerinden biriydi. Gökçek'in imzasını taşıyan bu skandal proje, bizzat Erdoğan tarafından büyük övgülerle açılmıştı. Başından bu yana tam bir kara delikti. Şimdilerde öğreniyoruz ki, bu proje dolayısıyla Mansur Yavaş hakkında işlem başlatılacakmış. Bu gerçekten AKP için bile fazla...
Bu kadarı AKP için bile fazla:
Ankapark'ı Mansur Yavaş'a yıkma
çabasının ardındaki gerçekler
Bugün yandaş Sabah gazetesinde dikkat çeken bir haber yer aldı:
“SABAH'ın edindiği bilgilere göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mansur Yavaş hakkında Ankapark dosyasıyla ilgili soruşturma izni talep etti. Başsavcılık, Yavaş döneminde kapatılan parkın yıllardır kaderine terk edildiğini, milyarlarca liralık kamu zararı oluştuğunu ve belediyenin bu süreçte denetim görevini yerine getirmediğini belirtti.”
Bu gerçekten de AKP için bile fazla.
Neden mi?
Gelin Ankapark’ın öyküsünü hep birlikte hatırlayalım…
AKP’li Melih Gökçek’in fikriydi, tüm dünyadan yüzbinlerce kişi buraya gelecek denildi.
“Başkent’e yılda 10 milyon turist getirecek. Guinness Rekorlar kitabına gireceğiz” diyordu Gökçek.
Bu çılgın iddianın hemen ardından tipik bir AKP’li olarak gözünü Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisine dikti.
Hukuksuz şekilde Atatürk Orman Çiftliği budanarak devasa parkın inşaatı başladı.
Ankaralıların parası Gökçek’in zevksiz ve her tür plandan yoksun oyuncaklarına gömüldü.
Gökçek’in kendi açıkladığı ve eksik olduğu belirtilen maliyeti dahi tam 450 milyon dolardı. Gökçek’in asıl miktarı sakladığı, gerçekten harcanan miktarın 800 milyon doları bulduğu ifade edildi.
Kimin cebinden çıktı bu para sorusuna yüzsüzce “Parkın parası halkın cebinden çıktı” yanıtını verdi Gökçek.
Önce AOÇ yağması, sonra da beton ve Gökçek zevkini gösterir oyuncaklarla doldurulan parkın açılışını dinazorlu oyuncaklar içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı.
Erdoğan açılışta “Ankapark, sadece başkentimiz için değil tüm Türkiye’nin gurur sembollerinden biridir” diyecekti.
Ancak ortada bir tuhaflık vardı.
Gökçek’in dahi 450 milyon dolara mâl oldu dediği park, sadece 26 milyon liraya kiraya verilebilmişti.
Seçim öncesi AKP’nin imdadına yetişsin diye hızlıca açılıverdi park, ancak seçim de elden gitti.
Aslında parkı 29 yıllığına kiralayan şirketin ödeyeceği komik fatura parkın akıbeti ve değerine dair çok şey anlatmıyor muydu?
Bundan sonrası da en az buraya kadar olan öykü kadar ilgi çekici.
Parkın işletmesini “ucuza kapatan” firma, Gökçek’in 10 milyon turist gelecek dediği park sinek avlayınca işçilerin maaşına gözünü dikti.
Parkın açılmasının üzerinden sadece 7 ay geçtikten sonra bir işçi soL’a mektup yazıyor, şunları dile getiriyordu:
“Bir Ankapark çalışanı mağduru olarak sesleniyorum. Bu gidişata kim dur diyecek! 8 aydır ANKAPARK çalışanıyım, son 4 aydır maaşlarımız verilmiyor. Zaten öncesinde de alınan paralar maaş şeklinde değil parça parça harçlık olarak verildi. Hatta bayram öncesi dalga geçer gibi 100 TL para verilip idare edilmesi istenildiği konuyu takip eden herkesin malumudur. Aylardır bizi "biraz daha sabredin her şey düzelecek" diye oyalarlarken gördük ki her geçen gün daha kötüye gitti.
Şahsım adına 4 aydır ev kiramı veremiyorum, kartlarım icralık durumda her gün birileri ile münakaşa etmekten ruh sağlığım bozuldu. Bir aile reisi olarak çocuğa süt alamamanın acısını sadece yaşayanlar anlar. Diğer mesai arkadaşlarımızdan da kimi eşiyle boşanma aşamasına geldi. Kimi defaatle intihar teşebbüsünde bulundu. Daha birkaç hafta önce bir çalışanımız Ankapark'taki salıncağın tepesine çıkıp kendini atma girişiminde bulundu.
Buradan Sayın Erdoğan'a da sesleniyorum...
Sayın başkanım siz ki arabalardaki cam filmlerine, patates soğan fiyatlarına, dolar kuruna bile müdahale edip bir lafınızla hallediyorken tam da sarayınızın önünde bulunan bu işletme hakkında neden kayıtsız kalıyorsunuz. Darmadağın olmuş bir psikoloji ile size sesleniyorum, bu mağduriyete bir son verin. Onca çalışan insanı kaderine terk etmeyin. Biz sadece alın terimizi ve bileğimizin hakkını istiyoruz. Sesimizi duyun artık…”
Sonrasında ne mi oldu?
Şirketin işletmeyi başka bir şirkete devrettiği söylendi, ödenmesi gereken 26 milyon lira gibi komik kira ücreti bile ödenmez oldu.
Sonra parkın işletmesi kapıya kilit vurdu.
soL'da uzun süre parkın içindeki araç gereçlerin nasıl çalındığını, kalan az sayıda işçinin hırsızlıkları önlemek için nasıl canla başla mücadele ettiğini ve yalnız başlarına kaldığını aktardık.
Ancak kimse işçilerin sesini duymadı.
Sonrasında parkın ABB’ye devri için Mansur Yavaş’ın attığı adımlar tam üç yıl boyunca adliye koridorlarında oradan oraya sürüklendi.
Bu süreçte parkta milyonlarca liralık hırsızlık yaşanmış, oyuncaklar çürümeye terk edilmişti.
Tam da bu süreçte ilginç şeyler öğrenmeye devam ettik.
Gökçek’in açıklamasına göre dahi 450 milyon dolara mâl olan park için şirketten alınan teminat bedeli sadece 50 bin liraymış…
Üç yıl sonra, 2022’de park sonunda belediyeye devredildi.
Parkın belediyeye devri öncesi bir AKP'li Bakan, Murat Kurum çıkıp Yavaş'ı hedef almış, parkı neden çürümeye terk ettiniz diye sormuştu. Tıpkı bugün Sabah'ta yer alan haberde olduğu gibi.
Yavaş bu açıklamadan hemen sonra, 22 Temmuz 2022'de şu yanıtı verecekti:
"Sn. Bakan, Ankapark'ın belediyemize devri sizin de bildiğinizi düşünüyorum ki, 3 yıl önce değil, mahkeme kararıyla 5 gün önce gerçekleşmiştir."
Durum buydu, park çoktan kullanılamaz hale gelmişti bile.
Ancak Gökçek tüm bu skandallarla bir ilgisi olmadığını iddia edecek kadar rahattı:
“Buradan çalınan malların büyük bir ekseriyetini içerideki görevliler yaptı. Bu dinozor 15 gün önce sağlamdı. Bu dinozoru Mansur Bey’in taraftarları parçaladı. Mansur Yavaş burayı çalıştırtmaz. Çünkü çalıştırtırsa AK Parti’ye yazar, Melih Gökçek’e yazar.”
Kıcası park 2022’den değil, açıldığı günden bu yana tam bir kara delikti.
Şimdilerde Sabah gazetesi ve iktidar belli ki Ankapark ihalesini tüm bu gerçeklere rağmen Mansur Yavaş’ın üzerine yıkmaya niyetlenmiş görünüyor.
Gökçek’in ODTÜ Ormanı saldırısı, AOÇ saldırısı ve Kızılırmak suyuyla Ankara halkının sağlığını riske atan adımları Yavaş döneminde de aynı şekilde sürdü. Üstelik Anıtkabir’in dibine Diyanet projesi gibi Gökçek’in yarım kalan işleri dahi Yavaş tarafından tamamlandı.
Ancak tüm bunlar Gökçek bağı dolayısıyla tartışma konusu bile yapılamazken doğrudan Gökçek’in Ankara’nın kaynaklarını çöpe attığı Ankapark'ın sorumluluğunu Yavaş’a yıkmaya çalışmak, gerçekten AKP için bile fazla.
Yavaş’ın Mayıs 2025’teki açıklamasını hatırlatarak Ankaralıların 801 milyon dolarının gömüldüğü yerin son durumunu da paylaşalım:
“Oyuncak alanlarında çalıştırabileceklerini çalıştıracaklar, çalıştıramadıklarını da rehabilite edecekler. Dışarıdan bir firma. Firmayı araştırıyoruz şu an. Aynı zamanda biz içerinin tamamını topladık. Rekreasyon olanı olarak da bu yaz orayı açıyoruz.”

