Gürlek ekibi işi eline yüzüne bulaştırdı: Ne oldu, niye oldu?..
Sabah baskınları öğlene sarktı, savcılık açıklaması için saatlerce beklendi, serbest bırakılan Emniyet'ten çıkamadı, çıkan telefonunu alamadı. Peki niye bu saçmasapan tablo ortaya çıktı?..Saat 06.00 civarında Yavuz Oğhan, Soner Yalçın, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak’ın evine baskın düzenlendi. Arama yapılmadı ama telefonlarına el konuldu.
Ruşen Çakır gözaltı listesinde olduğunu polisten değil, 08.38’de Sabah gazetesinden öğrendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise kamuoyunu tam 2 saat sonra bilgilendirdi.
Bu süreçte “operasyon sürüyor” gerekçesiyle avukatların gözaltındaki gazetecilerle görüşmesine izin verilmezken, Ruşen Çakır yaklaşık 5 saat evinde gözaltına alınmayı bekledi, bu sırada mutfakta biriken bulaşıklarını bile yıkadı.
Saat 11.00’e doğru Çakır da gözaltına alındı. Listeden sadece ABD’de olduğu öğrenilen Aslı Aydıntaşbaş’a ulaşılamadı.
Gariplikler burada bitmedi. Gazetecilere “yalan bilgiyi alenen yayma” ve “suç örgütüne yardım etme” suçlamaları yöneltildi ama ifadeleri Mali Şube’de alındı.
İfadelerin ardından “sevk” kaosu başladı. Yavuz Oğhan’ın önce serbest bırakılmasına karar verildi. Kimliği ve telefonu iade edilen Oğhan, elinde tutanak olmasına rağmen Emniyet’ten çıkarılmadı. Kimliği ve telefonu tekrar alındı, adliyeye sevk edileceği düşünüldü ama kısa süre sonra Emniyet kapısından çıkarken görüntülendi.
Serbest bırakılan Şaban Sevinç’e ise telefonu iade edilmedi.
Başsavcılık rezil mi oldu, vezir mi?
Peki niye bu saçmasapan tablo ortaya çıktı?
Kimileri, durumu, "Gördünüz mü, Başsavcılık kafasına göre istediğini yapabiliyor, bir tutuyor bir bırakıyorlar" diye yorumluyor.
Oysa, gerçeğin bu yorumun tam tersi olması olasılığı daha güçlü: Başsavcılık, kafasına göre hiçbir şeyi istediği gibi yapamadığı için bu tablo ortaya çıkıyor.
Sonuçta bugün yaşananlar, neresinden bakarsanız bakın, Başsavcılık açısından rezillik. Bu bilinçli olarak, mesaj vermek için yapılıyorsa, verilecek tek mesaj "Bunlar ne yaptıklarını bilmiyor" olabilir.
Her şeyin bu kadar değişmesi, çok fazla odağın sürece müdahil olup işe karışmasından kaynaklanıyor gibi görünüyor.
Her durumda, bugün yaşananlar, ortada hukuki değil, tümüyle siyasi bir sürecin yürümekte olduğunu bir kez daha kanıtladı.


