İşini yapan gazeteci AKP'liye soru sorunca!..
Bakan Uraloğlu, Kocaeli Gebze’de 4 kişinin hayatını kaybettiği apartmanın çöküşüyle ilgili kendisine soru yönelten gazeteci Alican Uludağ’a “Sen kim oluyorsun da bana bunları soruyorsun?” diyerek tepki gösterdi...
Bakan Uraloğlu'ndan Gebze'de çöken binayı soran gazeteciye “Sen kim oluyorsun?” çıkışı!
29 Ekim sabahı Gebze Arslan Apartmanı’nın çökmesi sonucu, Levent Bilir (44), Emine Bilir (37), Emir Bilir (12) ve Nisa Bilir (14) yaşamını yitirmiş, aileden geriye yalnızca 18 yaşındaki Dilara Bilir kalmıştı.
Yıkımın üzerinden 21 gün geçmesine rağmen, binanın neden çöktüğü resmi olarak açıklanmadı. Bilirkişi raporları binanın yeraltındaki karstik boşluğun çökmesi sonucu yıkıldığını belirtirken, yeraltı suyunun neden boşaldığı sorusu hâlâ yanıt bulmuş değil.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kocaeli Gebze’de 4 kişinin hayatını kaybettiği Arslan Apartmanı’nın çöküşüyle ilgili kendisine soru yönelten gazeteci Alican Uludağ’a “Sen kim oluyorsun da bana bunları soruyorsun?” diyerek tepki gösterdi.
Uludağ, yaşanan diyaloğu sosyal medya hesabından paylaşarak Bakan’a yanıtlanması gereken kritik soruları sıraladı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri için Meclis’e gelen Bakan Uraloğlu’nu koridorda bekleyen Uludağ, metro inşaatının olası etkilerini sordu.
Uludağ’ın aktardığına göre diyalog şöyle gelişti:
SORU: Sayın Bakan merhaba. Gebze’deki yıkımın nedeniyle Ulaştırma Bakanlığı olarak soruşturma başlattınız mı?
Abdulkadir Uraloğlu: Bu konuda yeterince konuşuldu.
SORU: Ama yıkım nedeni halen açıklanmadı.
Abdulkadir Uraloğlu: Şuan bütçe görüşmelerine gidiyorum?
SORU: Bina metro inşaatı nedeniyle mi yıkıldı?
Bu sırada yanında Komisyon Başkanı Mehmet Muş da varken, yürüyüşünü durdurdu ve bana dönerek şöyle devam etti.
"Sen kim oluyorsun da bana bu soruları soruyorsun?"
Bu sırada yakamda asılı duran basın kartımı kendisine göstererek, “gazeteci kimliğimle soruyorum, orada 4 insan öldü” yanıtını verdim.
Abdulkadir Uraloğlu, yanıt vermeyerek korumalarının arasından Plan ve Büte Komisyonu’na girdi.
Ancak komisyonda CHP’li vekillerin sorusu üzerine, “Metroyla hiçbir ilgisi yok. Bunu net olarak söyleyeyim. Herhangi bir dezenformasyon, çatlak ya da benzeri bir durum tespit edilmedi” dedi.
Uludağ, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
Bakan Uraloğlu’nun “metro ile ilgisi yok” açıklaması bilimsel olarak ispatlanmış değil. Çünkü ortada metro ile bağlantısına işaret eden olgusal gerçekler ve yanıtlanması gereken gereken sorular var.
Ne Ulaştırma Bakanlığı ne de diğer araştırmayı yapan yetkililer metro ile sorulara tatmin edici yanıtlar vermiyor.
Özellikle Ulaştırma Bakanı Uraloğlu, basının karşısına geçip bu yıkımla ilgili tüm sorulara yanıt vermek zorunda. Olay yerine dahi gitmeyen, aileye başsağlığı dilemeyen Uraloğlu’nun basından kaçması doğru değil. Kötü bir iletişim yöntemi kullanıyor. Sürekli sorulara agresif yanıtlar vermesi ve gazetecilerden kaçıyor görüntü vermesi de oldukça şüpheli bir hal.
Olaya dönelim.
Binanın metro etkisiyle yıkıldığına ilişkin şüpheyi de aşan olgular mevcut.
Resmi tespit: Karstik boşluk nedeniyle yıkıldı
Bölgede inceleme yapan resmi bilirkişiler, binanın yer altındaki “karstik boşluğun çökmesi” sonucunda yıkıldığını tespit etti. Bu boşluğun ise yer altı suyunun boşalması sonucu oluştuğunu belirtiyor uzmanlar. Ancak uzman bilirkişiler, bu noktada “O yer altı suyu neden boşaldı” sorusunun yanıtı veremiyor.
Deprem nedeniyle de kuraklık nedeniyle de metro inşaatı nedeniyle de o yeraltı suyunun boşalıp, yeraltında boşluk oluşturduğu yönünde tezler ortaya konuluyor. Ama bir sonuca varılamıyor.
Ama Ulaştırma Bakanı “baktık, metroda çatlak yok, o yüzden nedeni bizden değil” demeye getiriyor. Ama bu açıklama, gerçeği açıklamaya yetmiyor.
Çünkü o yer altı suyunun, metro tüneli kazımı sırasında boşalmış olabileceği tezi nedense araştırılmıyor.
Şimdi Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında o metronun tüm kayıtlarına el koyup, metroda çalışan mühendis ve işçilerin ifadelerine başvurmalı.
O metro tüneli kazılırken yeraltı suyunun boşalması durumu yaşandı mı yaşanmadı mı? Bu araştırılmadan “metro ile ilgisi yok” denemez.
Avusturya Tünel Açma Metodu'nun riskleri
Çünkü Arslan Apartmanı, Gebze-Darıca Metrosu'nun durağı olan Akse Sapağı Metro İstasyonu’nun hemen yanında. Hatta metro tüneli, o binanın altından geçiyor. Temeli 2018'de atıldı. Akse Sapağı İstasyonu derinliği 29 metre, inşaat alanı ise 5.802 metre kare. Yani bu istasyon, o metro, doğrudan yıkılan binanın altından geçiyor.
Yaptığım araştırmaya göre, metro tüneli Avusturya Tünel Açma Metodu (NATM) yöntemiyle açılmış. Bu yöntemin de bazı riskleri olduğu açık kaynaklarda yazıyor. Tünel kazısı sırasında geçirgen bir zemin (kum, çakıl) veya çatlaklı kaya tabakasına girildiğinde bu tabakadaki hidrolik basınç tünel boşluğuna doğru akar, bu da ani su boşalmasına yol açabilir. Binanın çöktüğü yeraltı yapısı tam da böyle bir alan.
Ulaştırma Bakanı yanıtlamalı?
Şimdi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, şu sorularıma yanıt vermeli?
1-) Akse Sapağı Metrosu inşaatı sırasında tünel kazma işlemi sırasında yeraltı suyuna denk gelindi mi? Bu sırada yeraltı suyu boşalması yaşandı mı? Bu durum yaşandıysa, hangi tedbirler alındı? İlgili kurumlar uyarıldı mı?
2-)Yıkılan Arslan Apartmanı’nın hemen yanında bulunan binada oturan bir vatandaş, Ulaştırma Bakanlığı’na 26 Mayıs 2025’te metro inşaatı nedeniyle binada çatlakların meydana geldiği yönünde şikayette bulundu. Belgesi ekte. Hatta o bina yıkılırken bu şikayette bulunan bina da ağır hasar aldı. Ulaştırma Bakanlığı 24 Haziran’da gerekli incelelemelerin ve çalışmaların yapılması için talimat verildiğini o başvurucuya bildirdi. Hatta o binaya gelinerek yetkililer inceleme yaptı ve rapor hazırladı. Şimdi o raporda hangi tespitlerde bulunuldu? Kamuoyuna açıklayacak mısınız?
3-)Ulaştırma Bakanlığı olarak bu riski bildiğiniz halde yaşanan yıkım nedeniyle kendi iç bünyenizde soruşturma başlattınız mı? Hangi bulguları tespit ettiniz?
4-)Gebze-Darıca Metro Hattı’na ait 2017 tarihli Akse Sapağı İstasyonu Kazı İksa Raporu'nda, yıkılan binanın karşısındaki yapıların kamulaştırılması ve tahliye edilmesi gerektiği belirtilirken kazı sırasında oluşabilecek sorunların yakından izlenmesi gibi ifadeler dikkat çekti. Akse Sapağı İstasyonu Kazı İksa Raporu'na göre bu istasyonunun çevresindeki binaların kamulaştırılması gerekiyordu? Aradan geçen yıllarda bu binalar neden kamulaştırılmadı?
5-)İnşaat nedeniyle oluşacak yer değiştirme hareketlerini izlemek için uygun bir enstrümentasyon sistemi kuruldu mu?
6-)Bilir ailesinden 4 vatandaş doğrudan ihmaller nedeniyle hayatını kaybetti. Ulaştırma Bakanlığı olarak siz, o binalardaki çatlakları biliyor muydunuz? Yeterli önlem alınsaydı bugün o insanlar ölmeyecekti. Şimdi Ulaştırma Bakanı olarak geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz? İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?

