11 Milyon Kişi Açlık Sınırı Altında...
Türkiye’de açlık sınırının altında bulunan nüfus
10,9 Milyona, yoksulluk sınırının altındaki
nüfus ise 52,3 Milyona ulaşıyor.
*
*
Adalet ve Kalkınma Palavraları !..
Ankara Ticaret Odasının (ATO) araştırmasına göre, Türkiye nüfusunun yüzde 15,4’ünün açlık sınırının altında, açlık sınırının altındakilerle beraber yüzde 74’ünün de yoksulluk sınırının altında gelirle geçinmeye çalıştığı belirlendi. Türkiye’de açlık sınırının altında bulunan nüfus 10,9 milyona, yoksulluk sınırının altındaki nüfus (açlık sınırı altında kalanlar dahil) ise 52,3 milyona ulaşıyor. ATO’nun araştırması, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) en son 2005 yılı için yaptığı gelir dağılımı araştırmasıyla yüzde 5’lik dilimlere göre hesapladığı ortalama hane gelirleri, 2006 ve 2007 yılında özel nihai tüketim harcamalarında yaşanan cari fiyatlarla artış oranları kadar artırılarak yapıldı.

Hane halkı özel tüketim harcamaları cari fiyatlarla 2006 yılında yüzde 14,9 ve 2007 yılında da yüzde 13,2 olmak üzere iki yılda toplam yüzde 30,1 oranında artmıştı. Gelirin yüzde 5’lik dilimlere göre dağılımında bir değişiklik olmadığı varsayılarak yapılan araştırmada nüfus olarak ise TÜİK’in adrese dayalı nüfus sayımıyla belirlediği 70 milyon 586 bin kişi esas alındı. Nüfusun ailelere göre dağılımı ise TÜİK’in 2005 gelir dağılımı araştırmasında esas aldığı ortalama aile büyüklükleri dikkate alınarak yapıldı. Araştırmada yoksulluk ve açlık sınırı olarak ise Türk-İş’in 2007 yılı için aylık olarak hesapladığı açlık ve yoksulluk sınırlarının yıllık ortalaması dikkate alındı.
Türk-İş’in 2007 yılında her ay için ayrı ayrı hesapladığı yoksulluk sınırının yıllık ortalaması 664,6 YTL, yoksulluk sınırı ise 2 bin 91,5 YTL olarak gerçekleşti. Açlık sınırı dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapılması gereken harcama tutarını, yoksulluk sınırı ise beslenmenin yanı sıra, barınma, ulaşım, sağlık, eğitim, kültür, giyim, ayakkabı ve benzeri tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için yapılması gereken harcama tutarını ifade ediyor. ATO’nun araştırmasında, 2007 yılında Türkiye’deki ortalama hane geliri aylık 1.602 YTL olarak tahmin edildi.
AÇLIK SINIRININ ALTINDA OLANLAR
Buna göre, gelirden en az pay alan birinci yüzde 5’lik dilimdeki ailelerin aylık ortalama geliri 251

YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA OLANLAR
Araştırmaya göre gelir dağılımı sıralamasında dördüncü yüzde 5’lik dilimdeki ailelerin 2007 yılı ortalama aylık geliri 667 YTL’yle açlık sınırının çok az üzerine çıktı. Nüfusun yüzde 4,9’unun yaşadığı bu dilimdeki aileler açlık sınırının altına düşme riskini en fazla taşıyan grup olarak öne çıkıyor.


Yoksulluk sınırının altında gelir elde eden ailelerde Türkiye nüfusunun yüzde 74,1’ini meydana getiren 52 milyon 278 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’deki ailelerin sadece yüzde 20’sinin aylık ortalama hane geliri 2 bin 91,5 YTL olan yoksulluk sınırının üzerine çıktı. Gelir dağılımında 16’ncı sıradaki yüzde 5’lik dilimin 2007 yılı aylık ortalama hane geliri 2 bin 94 YTL olarak hesaplandı. Nüfusun yüzde 5,3’ünü barındıran bu dilimdeki aileler de tüketici fiyatlarındaki artışlara ve gelirlerindeki reel azalışa bağlı olarak yoksulluk sınırının altına inme riski taşıyorlar.
ATO Başkanı Sinan Aygün yaptığı açıklamada, Türkiye’de hem açlığın hem de yoksulluğun boyutlarının istatistiklerle gizlenemeyecek kadar büyük olduğunu bildirdi. Sekiz milyon aileye kömür dağıtılmasıyla, milyonlarca aileye gıda yardımı yapılmasıyla övünülen bir ülkede 539 bin kişinin açlık sınırında, 12 milyon kişinin de yoksulluk sınırında yaşadığına yönelik bir istatistiğin hiçbir inandırıcılığı bulunmadığını iddia eden Aygün, şunları söyledi:
"Hesaplama sistemlerinde değişiklik yaparak kişi başına geliri 9 bin doların üzerine çıkarmak, ülkedeki aç ve yoksul insan sayısının azalmasına neden olmuyor. Son aylarda temel gıda maddelerinin fiyatlarında yaşanan artışların da Türkiye’deki açlık sorununu büyüteceği de ortada.
Türkiye’nin topyekun ilerleyebilmesi için önce gelir dağılımındaki adaletsizliğin düzeltilmesi ve insanların insanca yaşama kavuşturulması gerekir."