Refah ve mutluluk mu istersiniz?.. Bunalım ve gerilim mi?
2010’da Türkiye’yi Yönetecek Üçlü:
Erdoğan, Öcalan, Gülen (mi?)
Emre Kongar
Sevgili okurlarım, yeni yılınızın sağlıklı ve başarılı geçmesini dilerim.
2010 yılı ülkemiz için neler getirecek?
Refah ve mutluluk mu?
Bunalım ve gerilim mi?
2009’un nasıl geçtiğini, ne sonuçlar doğurduğunu iyi çözümleyebilirsek, 2010 için tahminde bulunmak kolaylaşabilir.
***
Mehmet Ali Birand, 31 Aralık tarihinde Posta’da, 2009 yılı bakımından önemli saptamalar yaptı.
“2009’un kazananları: Erdoğan, Gülen ve Öcalan…” başlığını taşıyan bu yazıdan bazı satırları siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum:
“Başbakan, tek başına karar veren ve ülkeyi hemen her konuda tek başına yöneten bir konuma girdi.
…Bürokrasi ve belediyeler, neredeyse tümüyle Ak Parti’nin etkin denetimine girdi…
…Bu çerçevede yargı’nın da bu etki sahasının içine girdiğini belirtmeliyiz.
Kendi zenginini yarattı.
…İş dünyası da Ak Parti’nin kontrolüne girdi. Daha da önemlisi, parti kendi zenginlerini yarattı.
…Aydın Doğan’a uygulanan vergi cezası, muhalif iş çevrelerini korkuttu, pıstırdı. Seslerini çıkaramaz duruma soktu.
Kendi medyasını kurdu.
Şimdiye kadar hiçbir iktidara nasip olmayacak sayıda ve genişlikte, Ak Parti iktidarına destek veren gazete-tv kanalına sahip oldu. Muhalif medya ise açıkça ürktü. Bunun sonucunda, Ak Parti medya üzerinde de son derece yaygın bir kontrol oluşturabildi.
TSK ile ilişkilerde de, Erdoğan şimdiye kadar hiçbir iktidarda görülmemiş oranda dengeleri dönüştürdü.
…Erdoğan’dan çekinen … bir Genelkurmay görüntüsü doğdu.
…2009’un ikinci “kazananı” ise Abdullah Öcalan oldu.
…Kürt Sorunu-PKK terörü sürecinde, onsuz hiçbir şey yapılamayacağını ispat etti.
…Amerika’da tedavisini sürdürmesine rağmen, Gülen’e gönül vermiş olan cemaat, ülkenin bürokrasisinde ve çeşitli kurumlarındaki ağırlıklarını büyük oranda arttırdılar.
…Ak Parti ile kader birliğini sürdürüyorlar. Ak Parti sayesinde, eski asker ve yargı baskısından kurtulduklarından dolayı da, artık çok daha kolaylıkla hareket edebiliyorlar.
…Poliste, Silahlı Kuvvetler’de, medyada ve bürokrasideki yapılanmalarının gerçek mi, yoksa bir şehir efsanesi mi olduğu, bir türlü tam anlamıyla bilinmez. Buna rağmen, genel olarak 2009 yılında Cemaat’in etkinliği kabul edilen bir unsur oldu.”
***
Birand, 1 Ocak 2010’da da 2009’un “Kaybedenlerini” yazdı.
Listesi şöyle:
İşsiz kalan vatandaşlarımız.
Ulusalcı cephe.
DTP.
Medya.
Avrupa Birliği.
İsrail.
***
Birand’ın saptamaları ilginç.
Kazanan ve kaybedenlere başka bazı maddeler de eklenebilir ama bu listeler esas itibarıyla 2009’un nasıl geçtiği hakkında gerçekçi bir izlenim veriyor.
Birand’ın saptamaları çerçevesinde 2010 yılında ciddi sorunlar yaşayacağımızı kestirmek için kâhin olmaya gerek yok.
Dilerim bu sorunları çok fazla bedel ödemeden aşarız!
*