"Salı günü onların bir maskesini daha indireceğim.."

Kılıçdaroğlu, “Balyoz” planı belgelerinde adı geçen Kudret Bülbül kim? Başbakan onu niye koruyor?”


Kimdir bu kişi?


Neden Başbakan’ın özel koruması altındadır?"




SivriSinekCazCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Balyoz Darbe Planı” ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kemal Kılıçdaroğlu, planı hazırladığı öne sürülen kişiler arasında Kudret Bülbül isimli kişiye dikkat çekti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Balyoz soruşturmasındaki belgelerin birinde Kudret Bülbül diye bir isim var. Bu kişi Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşar Yardımcılığı’nda görev yapıyor. Kimdir bu kişi? Neden Başbakan’ın özel koruması altındadır?"

Partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, ANAVATAN ve Demokrat Parti'den bir grup, bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile Türkiye Muhtarlar Federasyonu Başkanı Ramazan Özinal'a da CHP rozeti taktı.


''DÜNYANIN EN PAHALI ELEKTRİĞİNİ ÜRETECEKLER''

Kılıçdaroğlu konuşmasında Japonya'daki nükleer tehlikeye işaret etti. Teknoloji devi Japonya'nın, böyle bir riskle karşı karşıya olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, bu olaydan sonra İngiltere, ABD, Almanya, Çin'in nükleer teknolojinin, santrallerinin güvenliği üzerinde yeniden durmaya başladığına dikkati çekti. Bir ülkenin başbakanının, tüpgaz ile nükleer teknolojiyi aynı kefeye koymasını anlamanın mümkün olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Ne denir böyle birisine; Allah akıl fikir versin diyeceğiz, başka söylenecek bir şey yok. Radyasyonun ne olduğunu, insanların genlerinde ciddi tahribat yarattığını, havayı, suyu, besini kirlettiğini bilmiyor. Bilmiyor da ülkeyi yönetiyor. Sorun da orada zaten. Cama bakarak konuşsaydı herhalde böyle konuşmazdı'' dedi. Türkiye'nin, Rusya ile ''Gelin Türkiye'de bir nükleer santral kurun'' diyerek, bir anlaşma yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Yapılacak bu santral daha önce dünyanın herhangi bir ülkesinde inşa edildi mi, hayır. Yeni bir şey diyorlar, ne olduğunu kimse biliyor. Nükleer santrali sadece Ruslar değil birçok ülke yapıyor, niçin uluslararası ihale açılmadı? Ruslara 'Gel bize 20 milyar dolara nükleer santral yap' denildi. Nükleer santrali, daha ucuz elektrik elde edilmesi için yaparlar. Ruslara, 12,35 cent ile 15,5 cent arasında kilovat saatine, bir alım garantisi verilmiş. Dünyanın en pahalı elektriğini üretecekler. İhalesiz veriyorsunuz, ne olduğunu belli olmayan bir teknolojiyle yapacaklar. Bütün sanayicilere sesleniyorum, iktidarın arkasındaki şakşakçı sanayicilere özellikle sesleniyorum, itiraz etmediğiniz için size sesleniyorum; 15,5 centten size elektrik satacaklar, daha bunu devlet alacak, sanayiciye kaça satacaklar bilmiyoruz. 15,5 centten aldığınız elektrikle ürettiğiniz ürünü, nasıl dış pazarlarda, hangi maliyet anlayışıyla pazarlayacaksınız hiç düşündünüz mü? Benim bildiğim sanayici geleceği, teknolojiyi gören, bilimi araştıran, araştırma, geliştirmeye önem veren insandır. Size AKP iktidarı getirecek, 15,5 cente elektriği dayatacak ve siz buna evet mi diyeceksiniz, niye sesiniz çıkmıyor, her şeye biz mi itiraz edeceğiz, üretecek olan sizsiniz. Bu fiyatla, uluslararası alanda rekabet mi edeceksiniz, sizi bu fiyatlar kayıt dışı ekonomiye zorlayacaktır. Yazık günah değil mi bu ülkeye? Uluslararası Enerji Ajansı'nın raporlarına bakın 15,5 centten elektrik üreten nükleer santral dünyada var mı yok mu? Dünyada yoksa size dayatılan bu fiyatı nasıl kabul edeceksiniz?''

"AKKUYU FAY HATTINA 25 KİLOMETRE''

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin enerji alanında Rusya'ya bağımlı hale geldiğini, nükleer santralle beraber bağımlılık oranının yüzde 60-70'leri bulduğunu söyledi. Akkuyu'da yapılmak istenen nükleer santralin, Ecemiş Fay Hattı'na 25 kilometre uzaklıkta olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, yer lisansının bundan 38 yıl önce alındığını ancak aradan geçen 38 yılda teknoloji ve bilimin geliştiğini söyledi. CHP lideri, şunları kaydetti: ''İnsan bir daha bakar, nedir ne değildir, buraya kurulur mu kurulamaz mı? Bütün bunları, bunlar bilmiyor değil, hepsini biliyorlar. Nedeni şu; Samsun'dan Ceyhan'a petrol gelecek, orada bir rafineri kurulacak. O rafineri bizim Çalık'a ait. Acaba bunun bedeli bu mu? Senin bir yandaşın rafineri yapsın diye bütün Türkiye'yi, sanayiyi bu kadar riskin altına atmaya değer mi? Bunları, herkese anlatmanız lazım. Hani kul hakkından söz ediyorlardı, kesinlikle inanmayın, kul hakkı yiye yiye zaten köşeyi döndüler. Yandaşına rafineri yaptıracaksın diye bütün milletin sırtına bu kadar büyük yükü, 20 milyar dolarlık faturayı yükleyen insanda, Allah aşkına toplu iğne ucu kadar vicdan var mı? Böyle bir anlayış olabilir mi? Kimse korkudan itiraz edemiyor. Baskı rejimi var, sanayici bile korkuyor. Bu faturayı, millet ödeyecek. Beyefendilerin keyfi yerinde. Bu rakamlar benim bulduğum değil, resmi rakamlardır. Halen ihalesiz, bu anlaşmayı niçin Ruslara verdiğini bir Allah'ın kulu çıkıp anlatmadı. Parlamentoda yasa olarak geçirdiler, parlamentoyu da buna alet ettiler. Ülkeye yükledikleri faturaya bakın.''

''O ÖDÜLÜ ALIRKEN VİCDANIN SIZLAMADI MI?"

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında Libya'daki gelişmelere de yer verdi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, biraz geç de olsa Libya lideri Muammer Kaddafi'yi eleştirdiğini ifade ederek, ''(Çekil, halkına baskı yapma) diyen Sayın Erdoğan, o insandan insan hakları ödülü alırken hiç bunları düşünmedin mi? O ödülü sakın Başbakanlık makamında tutmasın, evine götürsün. Televizyonlarda zulmü, baskıyı izlerken ödüle baksın 'ben bunu nasıl aldım' diye hayıflansın. Belki vicdanı sızlar'' dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu ülke ile tarihsel, kültürel bağları bulunduğunu, Libya halkının, zor zamanlarda Türkiye'nin yanında olduğunu, Türkiye'nin de aynı şekilde Libya'nın yanında olması gerektiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, ilke olarak, hiçbir gücün bir başka ülkeye dışardan müdahale etmesini istemediklerini, her halkın kendi sorunlarını kendilerinin çözmesini istediklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, ''Halklar mücadele etmeli, kendi sorunlarını çözmeli, demokrasi, özgürlük bağlamında mücadele etmeli, gerekirse bedel de ödemekten çekinmemelidirler. Çünkü insanlık tarihi, demokrasi ve özgürlük bağlamında çok bedeller ödemiştir. Bedel ödeyenleri tarih unutmamıştır, baskı yapanlar ise tarihin kara sayfalarında yer almıştır'' diye konuştu.

''TÜRKİYE FİGÜRAN BİLE OLAMADI''

Kılıçdaroğlu, ''Baskıcı rejimleri bitirmemiz gerekiyor. Baskıyla kendi yurttaşlarını kurşunlayan, yok eden, öldüren bir düzeni, herhalde hiçbir sağduyulu insan, ülke savunamaz'' diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ama bir başka gerçek daha var. Türkiye, izlediği dış politikayla uluslararası alanda gittikçe yalnızlaşıyor, dışlanıyor. Batı, Arap Birliği, Afrika Ligi, İslam ülkeleriyle doğrudan ilişkiye geçti, Türkiye bypass edildi. Hani deniliyordu ya 'Türkiye dünyada oyun kuran ülke'. Bırakın oyun kurmayı, bu olayda figüran bile olamadı. Paris toplantısına davet bile edilmedik, dikkate bile alınmadık. Türkiye'nin izlediği dış politika, Türkiye'yi bu noktaya getirdi."

LİBYA KONUSUNDA HÜKÜMETE 5 ÖNERİ

Libya konusunda hükümete 5 öneride bulundu. Kılıçdaroğlu, önerilerini şöyle sıraladı: ''Türkiye, BM Güvenlik Konseyi kararının ilgili hükümlerinin emrettiği gibi Libya'nın işgali ile sonuçlanacak her türlü gelişmeye karşı çıkmalı. Bu doğrultuda NATO'nun Libya'ya karşı sürdürülen askeri operasyonlara dahil olmasına izin vermemelidir. Tavrını açık ve net söylemelidir. Türkiye süratle tüm Libyalı kardeşlerimize yardım elini uzatmalıdır. Bu amaçla gereken girişimleri gecikmeksizin yapmalıdır. Türkiye ilgili ülkeler ve çevrelerle işbirliği halinde Libya içinde bir siyasi diyalog mekanizması ve sürecinin oluşmasına öncülük etmelidir. Kaddafi, halkının sesini dinlemeli, ülkesinin geleceği için kendisine hayati bir görev düştüğünü anlamalı ve yeni Libya'nın önünü açacak zor kararlar almaktan çekinmemelidir. Hükümet, özellikle Arap Ligi, İKÖ ve AB örgütleri ile temaslarını artırarak Libya'da iç çatışmaları ve kan dökülmesini önleyecek çareler arayışına girmelidir. Türkiye, siyasi seviyede bir Libya özel temsilcisi atamalıdır. Bu suretle konuya ilişkin temaslar hem Libya içindeki ilgili taraflarla hem de üçüncü çevrelerle aralıksız sürdürülebilecek ve sürekli bir bilgi akımı sağlanabilecektir.'' CHP olarak kardeş Libya halkının güvenliği ve yeni bir Libya'nın inşasında her türlü katkıyı yapmaya devam edeceklerine kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Bu çerçevede hükümetin atacağı adımların yanında olacağız'' dedi.

''SORULARI BİLEN TEK KİŞİ NİÇİN SORUŞTURMA KAPSAMINDA DEĞİL?''

KPSS'de ''soruların çalınması'' konusunda yaşanan süreci anımsatan ve soruşturmanın devam ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, Mustafa Asil adlı kişinin neden soruşturma kapsamında olmadığını sordu. Asil'in soruların tümünü gören tek kişi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu kişinin soruşturma açıldığı sırada 1 yıl süreyle doktora için Kanada'ya gönderildiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''Bir yılda doktora nasıl olur bilmiyorum ama gönderilmiş. Bir yılını tamamlamadan da geri geldi. Bu kişi soruşturmanın kapsamı dışında. Niçin? YÖK'ten sorumlu olan bakandan yanıt bekliyoruz. Bu kişi kimdir, neden soruşturmanın kapsamı dışında tutulmuştur?'' diye sordu.

''KUDRET BÜBÜL KİM?''

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ''Balyoz Davası'' ile ilgili de bir kişiyi gündeme getirdi. ''Recep Bey'i arabadan kurtaran balyozdan söz etmediğini'' belirten Kılıçdaroğlu, soruşturma kapsamında bir belgenin ele geçirildiğinin söylendiğini, ''Güvenlik Harekat Planına Ek Lahika'' adlı belgede ''İstanbul çevresi şehirlerde birinci öncelikli sivil kişiler'' başlıklı bu belgedeki isimler arasında 224. sırada Kudret Bülbül'ün yer aldığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Bu kişinin, darbe planını hazırlayan 1. Ordu Komutanlığı ile irtibatlı ve öncelikli şahıslar listesinde adı geçiyor. Birçok kişi tutuklandı, soruşturma açıldı, bu kişi hariç. Bu kişi şu anda Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığında müsteşar yardımcılığına vekalet ediyor. Başbakan'dan yanıt bekliyoruz. Bu müsteşarlık, sıradan bir müsteşarlık değil. Darbe belgelerinde adı geçiyor bu kişinin. Herkesin sorgusu suali yapılıyor, kim bu kişi, neden orada duruyor, neden Başbakan'ın özel koruması altında? Onu bilmeye de bizim ihtiyacımız var.''

''İKİ TANE MÜLKİYE MÜFETTİŞİ GÖREVLENDİREMİYOR MUSUN?''

Kayseri'deki rüşvet iddialarıyla ilgili değerlendirmelerini bugün de sürdüren ve ''rüşvet defterini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiğini'' belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın ''defterin belgeyle alakasının olmadığını'' söylediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''(Altında imza yok) diyor. Ben, bunu bir büyükelçiye anlattım, adam şaşırdı. Düşünün şimdi, Adli Tıp Kurumuna gönderse yazı karakterinden kime ait olduğu anlaşılacak. Zaten adam inkar etmiyor defteri. Bu defter, soruşturma dosyasında var. Savcı bu defteri görmüyor. Başbakan'a gönderiyoruz o da görmüyor. Rüşvet defterini görmeyen, rüşvetçileri koruyan, hamisi olan, sırtını sıvazlayan Türkiye'de bir kişi var: Adı Recep Tayyip Erdoğan. Onu bütün millete şikayet ediyorum. Nasıl olur da bir Başbakan, rüşvet defteri konusunda bu kadar kayıtsız kalabilir? Bu ne demektir? Rüşvet ve rüşveti koruyanlar artık başka yerlerdedir. Meşrulaştırmışlardır artık rüşvet toplamayı. Sen Başbakansın. İki tane mülkiye müfettişi görevlendiremiyor musun? CHP'li belediyelere gelince sabah bir müfettiş, akşam bir müfettiş... Gönder, göndermezsen namertsin. Bizim korkumuz yok. Gönder, denetle. Ne kadar müfettiş gönderirsen o kadar da memnun oluruz ama sen Kayseri Belediyesinde olan bu olaya, rüşvet defterine sessiz kalıyorsun, iki müfettiş göndermeye cesaret edemiyorsun. Neden? Ya kontrol edemezsem müfettişleri ya rüşvet açığa çıkarsa... Recep Tayyip Erdoğan, hiç meraklanma bu rüşveti son kuruşuna kadar ortaya çıkaracağız.''

''SALI GÜNÜ BİR MASKE DAHA İNDİRECEĞİM''

Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki salı günü başka bir konuya değineceğini belirterek, ''Bize diyorlar ya 'CHP statükocu parti, değişimci, yeniliğe açık parti Adalet ve Kalkınma Partisi'... Önümüzdeki salı günü onların bir maskesini daha indireceğim. Kim değişimci, dönüşümcü, kim tutucu, statükocu, kim halktan yana, kim haktan yana, kim birilerinden yana. Şimdiden söylüyorum ki haftaya onlar da hazırlık yapsınlar'' dedi.



Gazeteport


*
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..