'Tam Bağımsız Türkiye' İçin...


DEMOKRATİK EYLEMLER
-





Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği

(TÜMÖD) Genel Sekreteri
-

SivriSinekCazİleri demokrasi söylemi ve görüntüleriyle yoğunlaşan ülkemizde, son günlerde yapılan demokratik eylemlerin bazıları, umut ışığı yaratmaktadır. 13 Mart 2011 Pazar günü İstanbul’da basın çalışanlarının katıldığı bir yürüyüş yapıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Basın Konseyi ve Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin de aralarında olduğu 92 meslek örgütünden oluşan ‘Gazetecilere Özgürlük Platformu’ üyeleri, İstiklal Caddesi’nden Taksim’e kadar yürümüşlerdir. Basın özgürlüğüne vurulan darbeyi simgelemek için, kimi ağızlarını siyah bantla kapatarak, kimi ellerinde ‘susmayacağız’ yazıları taşıyarak, coşkulu bir eylem gerçekleştirmişlerdir.

Bu eyleme katılan basın çalışanlarının bazıları, 2002 yılından başlayarak AKP iktidarına övgüler düzerek, desteklemişlerdir. Gazeteci arkadaşları üç yıl önce Silivri’ye gönderilirken seslerini çıkarmayanların, ileri demokrasinin faşizm olduğunu gördükleri için ve belki sıranın kendilerine geldiklerini anladıkları için, eylemlere başlamaları sevindiricidir. İlhan Selçuk, Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi birçok gazeteci tutuklandığında, bu büyük kitleler yanlarında olsaydı, bugün gelinen durum daha farklı olurdu. Ulusal Kanal, ART, Kanal B gibi televizyon kanalları basılıp, saatlerce arama yapılırken, büyük kitleler destek olmak için yanlarında bulunsaydı, bugün basına yapılan baskı bu boyutlara gelmezdi. Bazı insan kılıklılar, tutuklanan gazeteciler için “gazeteci kılıklı birkaç kişi” derken, Gazetecilere Özgürlük Platformu üyelerinin sessiz kalması, bugünlere gelmemizin nedenlerindendir. Yapılan yanlışlıklardan ders çıkarıldığını varsayarak, bu ve buna benzer eylemlerin gerçekleştirilmesi, demokratik hakların kullanılması ve ülkemizin geleceği açısından çok olumlu gelişmelerdir. Gazetecilere Özgürlük Platformu, bu eylemlerine devam ederek, ‘herkes için özgürlük’ taleplerini tüm dünyaya duyurmak kararlılığındadır.

13 Mart 2011 Pazar günü Ankara’da Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) öncülük ettiği 15 meslek örgütü tarafından düzenlenen, bazı sendika ve derneklerin de destek verdiği “Sağlıkta Özelleştirmeye Karşı Çok Ses, Tek Yürek” yürüyüşü ve mitingi yapılmıştır. AKP iktidarının sağlıkta dönüşüm projelerinin eleştirildiği miting, sağlık sektöründe yapılan özelleştirmelere ve performans sistemine karşı düzenlenmiştir. Ankara dışından gelen sağlık emekçilerinin de yoğun katılımıyla düzenlenen miting, coşkulu bir şekilde sona ermiştir.

TTB, geçmiş yıllarda Cumhuriyet Mitinglerine karşı tavır almış, Ergenekon sürecinde siyasi iktidarı desteklemiş, bu süreçte Kemal Alemdaroğlu, Fatih Hilmioğlu, Ferit Bernay, Mehmet Haberal gibi tıp kökenli rektörlere yapılanlara suskun kalmış, Diyarbakır’da Kürtçe Tıp Kongresi düzenlemiş, inatla ve ısrarla ulusallıktan, Atatürk’ten uzak durmuştur. Kamu üniversite hastanelerinde tam anlamıyla özelleştirme demek olan döner sermaye uygulamasını ve yarım gün görev yapılmasını savunmuştur. Siyasi iktidara çiçek sunarken, şimdi siyasi iktidara karşı eylem yapmak, demokratik haklarını kullanmak için alanlara çıkmak sevindiricidir.

12 Mart 2011 Cumartesi günü İstanbul’da Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) düzenlediği “Özgür Bilim, Özgür Üniversite ve Tam Bağımsız Türkiye” yürüyüşü yapıldı. Aralarında Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin de bulunduğu bazı öğretim elemanları derneklerinin de destek vererek katıldığı yürüyüş, yirmi binden fazla gencin coşkulu katılımıyla gerçekleştirildi. Tünel’de toplanan gençler, Taksim üzerinden Dolmabahçe’ye kadar yürüyerek, burada basın açıklaması yaptılar. Ancak bu coşkulu yürüyüş yazılı ve görsel basında yeterince yer bulamamıştır.

TGB, 19 Mayıs 2006 tarihinde kurulmuş, bugün kısa sürede en büyük ve en yaygın bir gençlik örgütü olarak, hukuk ve demokrasi kurallarına özenle bağlı bir çizgide yürüttüğü demokratik eylemlere başarıyla imza atmaktadır. Yıllardır yurdun her yerinde siyasi iktidarın ileri demokrasi adı altındaki faşist uygulamalarına karşı yapılan bilinçli ve kararlı eylemlerle, tüm gençliğin beğenisini kazanan TGB, toplumun sorunlarına sahip çıkmaktadır.

Ülkemizde son dönemlerde, gençleri ülke ve yurt sorunları karşısında duyarsızlaştırmak ve ilgisizleştirmek için büyük çabalar harcanmaktadır. Özerkliğini yitirmiş, ticarileşme batağına itilmiş olan yüksek öğrenim kurumlarında, yurtsever öğretim elemanlarının yol göstericiliğinden giderek yoksun bırakılan öğrencilerin, aydınlanma ve bilinçlenme olanakları önemli ölçüde sınırlanmıştır. Ancak bütün bu olumsuz koşullara karşın içinde yaşadıkları toplumun esenliği yolunda engin bir sorumlulukla ve Mustafa Kemal Atatürk’ten devraldıkları görevin heyecanıyla düşünmeyi ve davranmayı bilen bir gençlik kitlesi, TGB içinde örgütlenerek, geleceğe umutla bakmamıza ışık tutmuşlardır. Bu durum, geleceğimizi ve bağımsızlığımızı gençlere emanet etmiş bulunan yüce önder Atatürk’ün öngörüsünü ve haklılığını bir kez daha kanıtlamaktadır.

TGB’nin düzenlediği bu yürüyüş, yıllar önce Samsun’dan Ankara’ya yapılan “Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü”nü anımsamamızı sağladı. Kasım 1968 tarihinde yapılan bu yürüyüş için yayınlanan bildiri şöyleydi: “Büyük Türk Milleti, Atatürk için toplanalım. Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için, Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için, Tam bağımsız gerçekten demokratik Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım. Yaşasın Türkiye, Yaşasın yarının bağımsız Türkiye’si için mücadele..”

41 yıl önceki bu bildiri, bugün geçerliliğini sürdürüyorsa, bunca yıldır ülkemizi yönetenlerin aymazlığı ve sapkınlığı ortaya çıkmaktadır. Bugün hala Mustafa Kemal Atatürk’ten ve ulusallıktan kaçanlar ise, aymazlık ve sapkınlığın dışında ki görevlerini yerine getirmektedirler. TGB’nin düzenlediği yürüyüşün sloganı “tam bağımsız Türkiye”, toplumun özlemidir ve ülkenin geleceğinin garantisidir.

Ülkemizin içinde bulunduğu siyasi, hukuki, ekonomik tüm sorunlar, ancak tam bağımsızlık yolunda ilerleyerek çözüme ulaşabilir. Seçim dönemine girdiğimiz bu günlerde, bu sorunları çözmek ve aydınlık günlere ulaşmak için, yurtsever tüm insanların ve tüm siyasi partilerin düşünmeleri ve gereğini yapmaları kaçınılmazdır.



*
➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/