Senin neren doğru bre Ahmet?..

İşkembe Diktatörü!…



Mehmet Faraç

Cumhuriyete, laikliğe, orduya ve devrimlere düşman “bir dahilî bedhah” var!..

Onun, “Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli” Atatürk düşmanlığı!..
Bütün malzemesini liboşluk kuyusundan ediniyor!.. Psikolojik harpten taraf mevkutesinde, onun köşesini var eden tek kaynak, rejime olan iflah olmaz öfkesi!..
Son 8 yıldır, “vaziyetin imkân ve şerâiti” ne göre hareket ediyor!..
Eline Amerikan malı bir kazma verseniz, Anıtkabir’in duvarlarına girişecek kadar öfkeli, patavatsız ve de densiz!..
Olsa olsa yıkım taşeronu!..
Tıpkı, “İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar” gibi davranmaya çalışıyor!..
Ne uygarlığın temellerini atan devrimi özümseyebilmiş ne de emperyalizmin çizmeleri altında ezilen bitkin kitlelerden bir ulus yaratabilme mücadelesinden ders çıkarabilmiş!..

Liboşluğu müdaafa!..

“Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kalelerinin zapt edilmesi, bütün tershanelerine girilmesi, bütün ordularının dağıtılması ve memleketin her köşesinin bifiil işgal edilmesi“ni göz ardı etmiş!..

Kararmış başına feslenmiş diktatör heveslilerini görmeden, Cumhuriyet’e ve kurucusuna kobra sinsiliğiyle dil uzatan bir zavallılığın sahibi o!..

Ahmet Altan adlı Cumhuriyet düşmanı, dünkü heyezanlarına “Cumhuriyet yeniden kuruluyor” başlığını atmıştı!..

Ve sonra, tarihten sınıfta kalmış öğrencinin kara tahta önündeki mehcubiyetini utanmazlığa çevirerek şöyle demişti:

“Biz cumhuriyet kurup başına Mustafa Kemal’i getirmedik. Mustafa Kemal’i başa geçirip etrafına bir cumhuriyet kurduk. Tek partili bir diktatörlük de desteğini ordudan aldı…”

AKP’yi “müdafaa mecburiyetine” düşmüş bu şahsiyete bir kişi çıkıp da demiyor ki: Bre cahil; o zamanlar, “millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş” değil miydi?..

İhanet, kuşatma ve çöküntü yaşanırken vatanı kurtaracak, Cumhuriyet’i kurtaracak kimse mi vardı?..

İşkembeden taarruz!..

Yoksulluk ve cehalet çıkmazında; hainler ve işbirlikçilerin pusuya düşürmeye çalıştığı bir millete Gazi ve ordusu önderlik yapmamış mıydı?..

Atatürk de kimi işbirlikçi padişahlar gibi ” gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde” mi olmalıydı?..

Önceki gün bir orgeneralin tutuklanmasından aldığı gazla “Cumhuriyet nihayet yıkılıyor” hezeyanına kapılan Ahmet Altan, ülkeyi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmayı hedefleyen devrimleri diktatörlük olarak tanımlamış!..

Yani Atatürk’e diktatör diyebilecek kadar “iğrençleşmiş!”..

Akıl tutulmasını durduramayınca, taarruzu koca göbeğinden sürdüren Altan, Büyük Önder’in en büyük eserine “Çarpık Cumhuriyet” diye çamur atmış!..


Yürü be kütüphaneye!… Yürü!… İşkembe diktatörü!…

***

Kandil Ses Verdi, Eyleme Hazır Olun!..

Öcalan İmralı’da hep bildiğini okur, söyledikleri talimat gibidir!.. Terör örgütünün lideri, konuşmalarında genellikle AKP’yi hedef alır!..

Ancak son dönemlerde, yani 1 yıl öncesinden itibaren Öcalan, BDP ve PKK‘ye yönelik eleştirinin dozunu da iyice arttırdı! İki gruba yönelik eleştirinin özeti “yetersizlik” üzerine..

Öcalan, BDP’yi tüm Türkiye’de etkin olamadıkları için eleştiriyor. İmralı’da geliştirdiği sosyal ve siyasal projelerin yaşama geçirilememesinden yakınıyor!..

PKK liderinin Kandil’e yönelik eleştirisinin merkezinde ise fazla kayıp vermesi yatıyor. Bakınız Öcalan, 20 Mayıs’taki avukat görüşmesinde hem BDP’lilere hemde Kandil’dekilere nasıl çıkışmıştı:

BDP’nin görevi halkı demokratik çözüm sürecine hazırlamak, Kandil’in de görevi doğru çizgide hareket etmeyi sağlamaktır. Bu son yaşanan kayıplardan dolayı da Kandil sorumludur. BDP’nin kullandığı bu dilden vazgeçmesi gerekiyor. Halkı demokratik özerkliğe hazırlama görevi bulunmaktadır. Gerilla kendi savunmasını yapmak zorundadır.”

Suriyeli’den tehdit!..

Öcalan’ın sürekli tekrar ettiği bu çıkışlara BDP’liler her zamanki gibi sessiz kaldı!..

Ancak PKK yine bir özeleştiriye yanıt vermekte gecikmedi. Yanıtın içinde yalnız özeleştiri yoktu, yakın bir gelecek için çok tehlikeli ve dikkat çekici sinyaller de vardı!..

İşte örgütün askeri kanade olan ve “halk savunma güçleri” diye nitelendirilen HPG‘nin başındaki Suriyeli Nurettin Sofi‘nin, PKK’nın ajansı ANF üzerinden Öcalan’a verdiği özeleştiri:

“Başkan Apo’nun dediği gibi Agit’in (Çatışmada öldürülen PKK’nin ilk yöneticilerinden Mahsun Korkmaz) gerillacılığını tam oturtamadığımız için özeleştirimizi veriyoruz. Gerillarımız bazı yerlerde safyaklaşım gösterdi.Bu durum gaflettir. Apo gafleti ihanet olarak tanımladı. Eksiklik ve hatalarımız oldu. Şimdi durumumuzu değerlendiriyoruz.”

Nurettin Sofi, PKK’nin son 3 yılda düzenlediği onlarca eylemin planlayıcısı ve uygulayıcısı!.. Öcalan’a özeleştiri verirken bundan sonrasıyla ilgili söylediklerini lütfen dikkatle okuyunuz:

İntikam hazırlığı!..

“27 yıllık savaş tecrübemiz, Apo’nun fikirleri yolumu aydınlatıyor. HPG olarak eksik yanlarımızı gidereceğimize dair halkımıza sözümüzü veriyoruz. Şehitlerimizin bir damla kanı bile yerde kalmayacak, intikamları alınacaktır. PKK’nin özü intikam hareketidir. Bu esas üzerine hazırlanıyoruz. Bu konuda kimsenin kuşkusu olmasın!”

Binlerce teröristi sevk ve idare eden Suriyeli militanın “PKK’nin özü intikam hareketidir. Bu esas üzerine hazırlanıyoruz” şeklindeki sözleri, Kandil’den son yıllarda gelen en açık uyarı!..

Son 2 ay içinde 43 kayıp veren, çok sayıda militanı yaralanan ve 20′si de kendiliğinden teslim olan PKK, genel seçimlerin yarattığı devinimden dolayı da harekete geçmeye zorlanıyor!..

PKK’nin tarihinde ilk kez yurttaşların öldürülen teröristlerin cenazelerini almak için sınır geçmesi, cenazelere yüksek katılım sağlanması da PKK’yi eyleme yöneltiyor!..

İşte tüm bunlar örgütün sessiz kalmayacağını gösteriyor!.. PKK artık stratejilerini gizlemeiyor, bağıra bağıra “Eylem yapacağız” diyor!..

Seçimler öncesinde askeri birlikler, karakollar ve de özellikle metrepollere dikkat!..



Aydınlık


*
➽ Paylaş: