Erdoğan değil de, sanki Denktaş konuşuyor! 'Vay be annem!
VAY BE ANNEM!..KKTC’DE VER-KURTUL’U SAVUNAN
AKP CENGAVERLEŞTİ!
AKP CENGAVERLEŞTİ!

‘Ver kurtul’dan...
KKTC’de ’ver kurtul’noktasına gelmekle eleştirilen AKP iktidarı keskin bir dönüşe imza attı. Net tavır koyan Başbakan Erdoğan, “2 kesimli, 2 toplumlu, siyasi eşitlik temelinde federasyon olmazsa olmaz!” dedi.
Neyi ima ediyor?
Tahammül sınırında olunduğunu vurgulayan Erdoğan’ın, “Bıçak kemiğe dayanmak üzere, kemiğe dayanırsa Türkiye oturur KKTC ile konuşur, net olarak ortaya koyar ve adımını atar” ifadesi dikkat çekti.
Erdoğan, Denktaş’a çok ağır yüklenmişti
Kıbrıs davasına ömrünü adayan, bu uğurda sağlığını kaybeden KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı öncesi Başbakan Erdoğan’ın ağır eleştirilerine maruz kalmıştı.
Erdoğan, Denktaş’ı olayı kişiselleştirmekle bile suçlamıştı. Yandaş medyada adeta linç edilen, çözümsüzlüğün sorumlusu olarak gösterilen Denktaş’a “Mister No” yakıştırması yapılmıştı.
Yıllar sonra Denktaş çizgisine dönüş!
Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümünde Lefkoşe’de konuşan Erdoğan’ın sözleri KKTC’den taviz
vermeyen Rauf Denktaş’ı hatırlattı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, bugüne kadar Rumlarla masaya oturması için zorladığı, kendisine hakaretler yağdırdığı KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş gibi konuştu.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 37. yıl dönümü nedeniyle Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Lefkoşe’de resmi geçit törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, şöyle konuştu: “Bize kanlarıyla, canlarıyla emanet bıraktıkları bu vatan toprağını sonuna kadar korumak, burada sadece Kıbrıs Türklerinin değil aynı zamanda insanlığın onurunu ve izzetini sonuna kadar savunmak boynumuza borç olsun. Bir kez daha bütün dünya bilsin ki, Kıbrıs Türkleriyle ebedi kardeşliğimiz ve dayanışma ruhumuz ilk günkü kadar taze ve diridir. ” Erdoğan kahraman Türk Ordusunun uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hakları kullanarak gerçekleştirdiği Barış Harekatı’nın, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin eşitlik, özgürlük ve var olma mücadelesini Anavatanın her zeminde destekleyeceğini tüm dünyaya gösterdiğini anlattı.
2 kesimli 2 toplumlu
BM parametreleri çerçevesindeki çözümün, mevcut müzakere sürecinde liderlerin ortak açıklamalarındaki mutabakatlarına uygun biçimde bulunacağını ifade eden Erdoğan, “Bu çerçevede yeni ortaklık, iki kesimli, iki toplumlu ve ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle siyasi eşitlik temelinde bir federasyon olacak. Aksi istikamette zorlamalar içine girmek ise çözüm iradesini sabote etmekten başka bir işe yaramayacaktır” dedi.
Rumla masaya oturmayız
Başbakan Erdoğan, “Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum tarafının AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi halinde, açık net söylüyorum; Türkiye’nin AB ile ilişkileri tamamen donacaktır. 6 aylık Güney Kıbrıs Rum yönetiminin dönem başkanlığında bizim AB ile herhangi bir görüşme yapmamız söz konusu olmayacaktır. AB Dönem Başkanı da olsa Rum tarafıyla aynı masaya oturmamızı hiç kimse bizden beklemesin” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, “Artık bıçak kemiğe dayanmak üzere, kemiğe dayanırsa Türkiye o zaman tavrını oturur Kuzey Kıbrıs ile konuşur, net olarak ortaya koyar ve adımını atar” ifadelerini kullandı.
Baskı kurup hakaret etmişti
Başbakan Erdoğan’ın KKTC ’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın uğruna büyük savaş verdiği Kıbrıs davasına ilişkin sözlerini tekrarlaması dikkat çekici bulundu. Başbakan Erdoğan, Kıbrıs konusunda Denktaş’la ters düşmüş, ona özellikle Annan Planı’nını imzalaması için baskı uygulamıştı. bununla yetinmeyen Erdoğan hakarete varan sözler sarfetmişti. Rauf Denktaş, KKTC için büyük bir mücadele vermişti. Mücadelesinin uğrunda ölümü göze alan Denktaş, sağlığını kaybetti. Rauf Denktaş özellikle KKTC’nin Rumlara teslimini öngören Annan Planı’nı imzalaması için büyük baskı görmüştü. Rum liderle birlikte otel odalarına kapatılan Denktaş, adadaki Türk varlığını sona erdirecek bu anlaşmayı imzalamamıştı. Linç kampanyasına tabi tutulan ve ‘Mister No’ yakıştırılması yapılan Denkaş’a en büyük baskı Başbakan Erdoğan’dan geldi. Rauf Denktaş bu konuda taviz vermeyince çok ağır sözlerin hedefi durumunda kaldı.
İşte Başbakan Erdoğan’ın Kıbrıs’taki Türk varlığından taviz vermeyen Denktaş’a yönelik bazı sözleri:
1-1-2003: "Kıbrıs’ta 30-40 yıldır sürdürülen siyasetin sürdürülmesinden yana değilim. Bu iş sayın Denktaş’ın kişisel olayı değildir. Bu milletin varlık mücadelesidir. Sayın Denktaş bu planın müzakere edilebilir olduğunu ancak öbür tarafa güvenemediğini ifade ediyor. Burada güvenip güvenememeyi bir tarafa bırakacağız. Madem biz bunu müzakere edilebilir buluyoruz, o zaman müzakere edeceğiz. Eğer Kuzey Kıbrıs’ta 30 bin kişi aynı anda miting yapıyorsa, Kuzey Kıbrıs bir yerlere doğru gidiyor demektir. Bu işi düşünüp iyi değerlendirmemiz lazım. Halkın bu konudaki görüşlerini bir kenara itemezsiniz."
28.01.2003: "Kıbrıs davası ’şahıslara indirgenemeyez. Annan Planı’nın kabul edilebilecek yanları bulunduğu gibi kabul edilemeyecek yönlerinin de var. Masaya otururuz, uzlaşma yollarını ararız, ama her iki tarafın da adım atması gerekir."
11 Nisan 2004: "Yapılacak birşey varsa git Kıbrıs’ta yap. Toplantı yapacaksan oralarda yap. Marjinal bir takım gruplarla bir araya gelip toplantılar yapması bizi üzmüştür."
23-09-2006: "Ben sayın Rauf Denktaş ile ilgili herhangi bir şey söylemeyeceğim. Yaşına saygı gösteriyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başbakanıyla, ekibiyle ilgili yakıştırmalarını hoş bulmuyorum. Bilerek de konuşuyor, bilmeyerek de.."
Sanki Rauf Denktaş konuşuyor!
Erdoğan’ın açıklamaları konusunda Denktaş’ın oğlu ve KKTC muhalefet partilerinden Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Serdar Denktaş değerlendirmede bulundu. “Sanki Rauf Bey konuşuyor da aynısını söylerdi” diyen Serdar Denktaş, şöyle devam etti: “Erdoğan’ın demeci Rauf Denktaş’ın yıllardır savunduğu çizgide mesajlar taşıyor. Adada uzlaşmaz tarafın Denktaş değil, Rumlar olduğunu anlamış gözüküyorlar. Rumların tavrında Makarios’tan beri en ufak bir değişiklik yok. Rauf Bey bunları çok söyledi ama dinletemedi. Zaman onu haklı çıkardı, her söylediği doğru çıktı. Umarım AKP hükümetindeki tavır değişikliği taktik icabı değildir, samimidir.”
Yeniçağ
*