'Deniz Feneri’nin üzeri kapatılmak isteniyor!'

“Namuslu savcı ve hakimler göz hapsinde” diyen Emine Ülker Tarhan sert konuştu: “HSYK, karakutunun üzerini kapatma gayretine düştü”



"Deniz Feneri’nin üzeri kapatmak istiyorlar"


'HSYK iktidarın silahı'



HSYK’nın, Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürüten savcıları incelemeye almasını “yargı sürecine ağır müdahale” diye değerlendiren Tarhan, iktidarın da yapısını değiştirdiği HSYK’yı tarafsız yargıç ve savcıları engellemek için silah olarak kullandığını söyledi.

Çifte standart uygulama


Tarhan, AKP’nin, gücünü artırmak için yapılandırılan soruşturmalarda yüzlerce şikayeti dikkate aldırmadığını ancak kendisini zorlayacak soruşturmada acele ettiğini belirterek, “Artık, Deniz Feneri soruşturmasının üzerinin örtüleceği sır değil” dedi.

Yargı kenar süsü olacak

Namuslu savcılara soruşturmanın kim tarafından açıldığının sır olmadığını belirten Tarhan, “Yargı, sınıf arkadaşlarının kenar süsü oluncaya kadar anlaşılan bu baskı sürecektir ki üstünlerin hukuku da tam da bu olsa gerektir” dedi.

Deniz Feneri’nin üzeri kapatılmak isteniyor

CHP’li Tarhan “Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılar hakkında inceleme başlatılması yargı sürecine ağır bir müdahaledir” dedi.


CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Deniz Feneri soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcıları hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) müfettiş görevlendirerek inceleme başlatması hakkında bir basın toplantısı düzenledi.

Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılar hakkında inceleme başlatılmasının, yargının nasıl tek koltuktan yönetildiğinin göstergesi olduğunu söyleyen Tarhan,
“Baskıcı yönetimin tipik bir örneği daha zuhur etmiştir. Kendi iktidarlarını güçlendirmek için yapılandırılan bazı soruşturmalardaki hukuksuzlukların mimarı olan savcılara yönelik yüzlerce şikayeti dikkate aldırmamakla ve üzerini kapattırmakla maruf iktidarın, kendisini zora sokacak bir soruşturmada nasıl da aceleci davranarak olağanüstü yetkilerle donattığı HSYK ve müfettişleri eliyle yargı sürecine ağır bir müdahale hazırlığında bulunduğu kamuoyunca ibretle izlenmektedir. İktidar, adliyedeki odalarına gönderip konuşlandırdığı müfettişleri eliyle savcılara gözdağı verdiği yetmezmiş gibi soruşturmanın her sürecini bu doğal ortam dinlemesi görevlileri aracılığıyla izleyerek soruşturmanın gizliliğini de delik deşik edeceği ve yandaşlarını rahatlatacağı da aşikardır” diye konuştu.

HSYK eliyle örtülecek

Tarhan, şunları söyledi: “Mütedeyyin yurttaşlarımızı istismar ettiği ve milyonlarca euro’luk yolsuzluk iddialarını içeren ve içinde pahalı gayrimenkuller, gemiler, şirketler ve alışveriş merkezlerinin uçuştuğu ve ucunun payitahta kadar uzandığı söylenen böylesine hassas bir soruşturmada önce yayın yasağıyla halktan bilgi kaçırılmıştır. Ancak iktidarın bununla yetinmediği, soruşturmanın tam ortasında dayanamayıp müdahale ettiği de artık kuşkusuzdur. Adalet Bakanlığı kontrolündeki HSYK eliyle soruşturmanın üzerinin şaibeli bir müfettiş raporu ile örtüleceği ve daha önce de örnekleri görüldüğü üzere savcıların elinden bu bahaneyle dosyanın alınacağı artık bir sır değildir.”

HSYK’nın tarafsız yargıç ve savcıları engellemek için bir silah olarak kullanıldığını dile getiren Tarhan, “Ne de olsa birilerinin sınıf arkadaşı olan, istedikçe veren savcı ve yargıçlar değildir bunlar. Yargı, sınıf arkadaşlarının kenar süsü oluncaya kadar anlaşılan bu baskı sürecektir ki üstünlerin hukuku da tam da bu olsa gerektir. Deniz Feneri, iktidarın kara kutusudur ve kapatılmak istenmektedir” diye konuştu.

Görevini yapan savcılar mağdur edildi


İktidarın pek çok kez kendisini rahatsız eden soruşturmaları, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarının elinden aldığını dile getiren Tarhan, “Örneğin Abbas Özden ve Vahdet Polatkan hakkında da müfettiş aracılığıyla ellerindeki dosyaların alınması süreçlerinde bütün bunlar yaşanmıştır. Sadece görevlerini yapan savcı ve yargıçlar, bu ve benzeri pek çok uygulamada diğer meslektaşlarına örnek teşkil etmesi için sahte soruşturmalarla ağır mağduriyetlere uğratılmışlardır. Böylece adaletin haksızlıklara ve yolsuzluklara suskun kalması, güçlünün yanında olması telkininde açıkça bulunulmuştur” dedi.

Tarhan, Türkiye’de bu soruşturmaları kimin yönlendirdiği ve yönettiğinin artık bir “sır” olmadığını ifade ederek “Namuslu cumhuriyet savcıları ve yargıçlar iktidarın göz hapsindedir. Dürüstlük, bitaraflık iktidar tarafından asla ve asla cezasız bırakılmamakta, derhal bertaraf edilmektedir. Aynı bitaraf işadamları ve medya için maliyenin silah olarak kullanıldığı gibi bitaraf savcı ve yargıçlar için HSYK bir silah olarak kullanılmaktadır. Ne de olsa birilerinin sınıf arkadaşı olan, istedikçe veren savcı ve yargıçlar değildir bunlar. Ve bu bile başlı başına bir bertaraf olma nedenidir. Yargı, sınıf arkadaşlarının kenar süsü oluncaya kadar anlaşılan bu baskı sürecektir ki üstünlerin hukuku da tam da bu olsa gerektir” diye konuştu.




Yeniçağ




➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..