İkinci Cumhuriyet’in düzeyine bak! Bak, bak. Otur ağla.


İkinci Cumhuriyetçiye Hz. Ömer’den bir altın öğüt!



Necati DOĞRU

Herkes bilir.

Hz. Ömer, İslam’ın ikinci halifesidir. Hayatında “cennete gideceksin” diye müjdelenen 10 kişiden biridir.

Halifeliği 10 yıl sürdü.

Adaletten ayrılmadı.

Kendisine “faruk” lakabı verildi. Faruk; haklıyı haksızdan ayıran anlamına gelir. Hz. Ömer ile ilgili halkın kulaktan kulağa ulaştırıp günümüze getirdiği çok hikaye vardır. Bunlardan birinin adı da; “Allah’tan kork Ömer” başlığını taşır:

“Hz. Ömer bir adamla konuşuyordu.

Nasıl olduysa adam:

-Ey Mü’minlerin Emiri, Allah’tan kork(!) sakın(!) diye haykırdı.

Ortam kalabalıktı.

Dinleyenlerden biri öne çıktı.

Hz Ömer’e öğüt veren adama dedi ki:

-Sen, Allah’tan kork diye Mü’minlerin Emiri’ne mi ihtar ediyorsun?

Hz. Ömer dayanamadı.

Araya girdi.

Söze karışan adama:

-Bırak sen söze karışma.

Bana Allah’tan kork diye güzel bir ihtarda bulunuyor. Bu ne güzel nasihattır, dedi ve ilave etti:

- Bana sizler tarafından hayırlı ihtarlar yapılmadıkça sizlerde hayır yoktur. Bizler de sizlerden gelen hayırlı ihtarları kabul etmedikçe, güzel karşılayamadıkça bizde de hayır yoktur. İdare adamlarının en alçağı, en haydudu idare işlerini omuzlarına aldığı topluluktaki insanların namussuzluğa sapmalarına sebebiyet verenlerdir.”(Mustafa Fahreddin Akabalı, Hz. Ömer Diyor ki, sayfa 51-52)


***

Hz. Ömer, faruk bir adam.

Yaşadığı çağın değişimcisi.

İleri demokratı.

İleri demokrasinin hakkını verecek “siyaset adamı ve idarecinin” önemini keşfetmiş, hem dinini ve hem toplumunu “muhalefetle zenginletirmenin” kapsını hep açık tutmuş bir yönetici. Bugün ülkemizin İkinci Cumhuriyet aşıkları; Genel Kurmay Başkanı ile 3 Kuvvet Komutanı’nın “istifa etmeleri” üzerine çok sevindiler. Atatürk’ün kurduğu Birinci Cumhuriyet’in bittiğini, sivil gücün yönetiminde “İkinci Cumhuriyet’e dönüşüm pozisyonu alındığını” ve ileri demokrasi için kocaman adım atıldığını yazdılar.

Söylediler.

Söylüyorlar.

Yazıyorlar.

İleri demokrasiye atlayışımızı (!) gerçekleştiren iktidar adamlarını ise Hz Ömer’in “en alçak ve en haydut kriterlerine” göre bakıp değerlendirmiyorlar. Bugün iktidar adamlarının sarıldığı “tek ölçü” var.

Yandaşları kollama.

Akrabaları yükseltme.

Arkadaşları zenginleştirme.

Tarikattaşları devlete yerleştirme.

Namazdaşları teşvik ve kollama

***

Yeni bir atama yaptı.

Anadolu Ajansı’nın başına “laikleri dilim dilim doğrayıp şişe geçiririm” diyen Kemal Öztürk adlı bir iktidar yandaşı getirdi.

Anadolu Ajansı devletin.

Cumhuriyet ile kuruldu.

Kurtuluş Savaşı’na omuz verdi.

İktidara gelenler hep Anadolu Ajansı’nı kullanarak halka kendi propagandalarını yaptırmayı istediler, denediler. Ama bugün yaşandığı gibi onun genel müdürlüğüne iktidar yandaşlığı “tescilli” birini getirecek kadar haydutlaşmadılar. Anadolu Ajansı’nın yeni genel müdürü Kemal Öztürk, AKP Hükümeti döneminde TBMM İletişim Başkanlığı’na getirilmiş, sonra Başbakanlık Basın Müşaviri yapılmış. Tarikat sözcüsü yayın organları ile iktidar destekçisi gazetelerde yazılar yazmış; “Devlet kimdir? Helvadan yapılmış puttur… En sonunda beni bir numaralı terörist yapacak bu pe…venkler…. Bütün laikleri bir şişe geçireceğim, ondan sonra anlayacaklar laikliğin faziletlerini… Elin o…pusu bile kalkıp “Ben laikim, namusumla çalışıyorum, kimse karışamaz” demeye başladı. Ula ben böyle laikliğin…” diyecek kadar militanlaşmış birisi. Laiklik karşıtı kitabından hapis cezası almış. Yaptığı belgesel RTÜK tarafından sakıncalı bulunmuş yayınlatılmamış.

Kemal Bey’in seviyesine bak!

***

Kemal Bey’i devlet ajansının başına genel müdür yaptılar. İkinci Cumhuriyet aşığı liberaller ve solculuktan dönme eski darbeci şakşakçıları, seslerini çıkartıp bu konuda tek bir eleştiri yazısı yazmadılar. Hz. Ömer’in ölçüleri bile liberal İkinci Cumhuriyet’çilerin aklına gelmedi. İkinci Cumhuriyet’in düzeyine bak!


Bak, bak. Otur ağla.



SÖZCÜ

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..