İtina ile Yalan Haber Yayıncılığının Taraf'ı!
İktidar dönemi boyunca AKP’ye liberal cenahtan en büyük desteği sunan Taraf Gazetesi’nin, bu uğurda birçok yalan habere de imza attığı biliniyor. Bu haberlerin yalan ve çarpıtma olduğu ortaya çıkmasına ve gazete birçok kere kamuoyu karşısında küçük düşmesine rağmen, gazete yönetiminin yayıncılık anlayışında herhangi bir değişiklik görünmüyorHEP AKP'YE YARIYOR!
AKP’nin liberal cenahtan en büyük destekçisi Taraf Gazetesi, daha önce birçok kere yalan haber yaptığı ortaya çıkarılmasına rağmen, benzer bir yayıncılığı sürdürmeye devam ediyor. Taraf'ın yalan haberlerinin hep AKP'nin dönemsel politikalarına paralel olduğu görülüyor.
İktidar dönemi boyunca AKP’ye liberal cenahtan en büyük desteği sunan Taraf Gazetesi’nin, bu uğurda birçok yalan habere de imza attığı biliniyor. Bu haberlerin yalan ve çarpıtma olduğu ortaya çıkmasına ve gazete birçok kere kamuoyu karşısında küçük düşmesine rağmen, gazete yönetiminin yayıncılık anlayışında herhangi bir değişiklik görünmüyor.
Taraf Gazetesi’nin yine MİT’ten ve polisten aldığı bilgilerin doğruluğunu araştırmayıp, işine gelenleri kullandığı görülüyor. AKP’nin yürüttüğü psikolojik savaşta önemli bir misyona sahip bu gazetenin, habercilik için en temel değer olan gerçekle pek işinin olmadığı anlaşılıyor. Ancak hep görülen bir şey var ki Taraf’ın “yalan haberlerinin” AKP’nin o anki siyasi söyleminin hep paralelinde olduğu.
PKK masaya silah koydu yalanı
Demokratik özerkliğin yol haritasının belirlendiği DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Genel Kurulu’nun ardından, Taraf Gazetesi “deneyimli ve şiddete karşı bir Kürt siyasetçiye” dayandırarak, 14 Temmuz’daki DTK toplantısında, “salona gelen ve bellerindeki silahları masaya koyan PKK’lının dikte etmesi üzerine” demokratik özerklik ilanı kararı alındığını öne süren bir haber yaptı.
Taraf’ın bu iddiasına BDP’den yalanlama geldi. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık haberin “deli saçması bir asparagas” olduğunu iddia etti. Sakık şöyle konuştu: “Bunu hangi Kürt siyasetçisi söylüyorsa, bunu görmüşse, açıklamıyorsa namerttir. Demokratik özerklik silah zoruyla dayatılan bir talep değil ki. 2005’ten beri bu konuşuluyor, tartışılıyor. O toplantıda binlerce insan var. Böyle bir şey yok. Bu işi gölgelemeye çalışıyorlar.”
Taraf Gazetesi’nin bu iddiayı, tam da AKP’nin Kürt siyasi hareketi üzerindeki baskısını artırdığı ve Kürt hareketinin içine yönelik müdahale hevesinin görüldüğü bir sırada gündeme getirmesi dikkat çekti.
'Yoldaş General' yalanı
Taraf gazetesi geçtiğimiz hafta "Yoldaş General" başlığı ile Hasdal Cezaevinde tutuklu bulunan Balyoz davası sanığı Korgeneral Ziya Güler'le ilgili iki MİT belgesi yayımlamıştı. MİT tarafından gönderilen belgelerin birinde Korgeneral Ziya Güler’in 1972'de THKP-C mensubu olduğu, 1989'da ise TBKP yöneticisi olduğu ileri sürülüyordu. Gazete bununla da yetinmeyerek Korgeneral Güler tarafından TBKP Merkez Komitesi’ne gönderildiği iddia edilen bir mektubu ele geçirdiğini ileri sürüp yayımladı.
TBKP'li Ziya Güler'in Korgeneral Ziya Güler'le uzaktan yakından bir ilgisi yoktu. Ziya Güler, TBKP Merkez Komite üyesi ve Federal Almanya Yöre Sekreteri Feridun Gürgöz'ün parti adıydı.
Haberi yazan Taraf muhabiri Mehmet Baransu, Güler’in TBKP ile ilgili raporları yazmadığını kabul etmesine rağmen General Ziya Güler’in THKP-C üyesi olmaktan yargılandığında ısrar etmişti. Ancak davanın 380 sanıklı iddianamesinde Güler'in adının yer almadığı ortaya çıkmıştı.
Taraf’ın bu haberinin zamanlaması da oldukça dikkat çekici. AKP’nin, solu darbecilikle özdeşleştirme isteği yıllardır biliniyor. Taraf gazetesi bu haberle hem bu yönde adım atmış olacak hem de tam YAŞ toplantılarının yapıldığı günlerde, YAŞ’ta ortaya çıkan tabloya soldan gelecek eleştirilerin meşruluğunu sarsmış olacaktı.
DTK’da “evetçiler” var iddiası
Taraf gazetesi, referandumdan önce düzenlenen Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) ilişkin haberinde, BDP içindeki ılımlı kanadın referandumda “evet” denmesinden yana olduğunu iddia etmişti. Taraf’ta Burhan Ekinci imzasıyla çıkan “BDP boykotu esnetebilir” başlıklı haberde, BDP’nin ılımlı kanadının, referandumdaki boykot kararının esnetilmesini istediği iddia edilmişti.
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, haberin ardından yaptığı açıklamada Taraf gazetesini kesin bir dille yalanlayarak şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu haberler tamamen maksatlıdır, çarpıtmadır, yalandır, halkımızın kafasını karıştırmaya yöneliktir. ‘BDP’nin siyasi tutumunda bir değişiklik olmuyorsa, bari hitap ettiği kitlenin kafasını karıştıralım’ mantığıyla yapılmış, basın etiğine uymayan yalan haberlerdir” dedi.
Bu haber ise BDP’nin “evet” dememeye yönelik ısrarına, AKP’den gelen ciddi saldırılarla aynı zamanda ortaya atılmış, AKP’nin referandumda Kürtleri “evet” demeye ikna etme çalışmalarına katkı sunmuştu.
Telefonla helikopter düşürdüler yalanı
Taraf gazetesi, manşetten verdiği bir haberde BBP eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesinden çok önce bir saatte, helikopterdekilerin NTV telefonlarından yüzlerce defa arandığını yazmış, ismini vermediği bir uzmanın görüşüne dayanarak bu aramaların helikopterin düşmesine sebep olabileceğini iddia etmişti. Bu iddia bazı kesimlerce ciddi olarak tartışılmış, sonra da haberin asparagas olduğu ortaya çıkmıştı.
NTV’den yapılan açıklamada, Taraf gazetesinin haberi yaparken telefon görüşme saatleri için GMT, yani Londra saatlerine baktığı, fakat Türkiye saatine göre görüşmelerin, Yazıcıoğlu’nun ölüm haberinin gelmesinden sonra yapıldığı belirtildi.
NTV’nin yaptığı açıklamada “Taraf gazetesi, bu telefon kayıtlarını aldığında hiçbir araştırma yapmadan komplo teorileriyle yarattığı bir senaryoyu haber gibi sunmuştur. 'Bu nasıl gazetecilik?' sorusu tam da bu yüzden gereklidir. Çünkü basit bir araştırmayla arama kayıtlarının GMT'ye göre tutulduğu öğrenilebilirdi. Bunu yapmak keyfi değil, temel bir gazetecilik refleksidir. Taraf gazetesinin 'NTV kazadan önce aradı' şeklindeki akıl dışı iddiasının, aynı zamanda gerçek dışı da olduğu bu telefon dökümleriyle ortaya çıkmıştır” ifadelerine yer verilmişti.
Sınavda şifre yok yalanı
ÖSYM Başkanı'nın bile kabul etmek zorunda kaldığı şifre skandalında da Taraf gazetesinin tutumu tam bir “sahibinin sesi” durumu idi. Taraf, skandalın ortaya çıktığı günlerde tıpkı Başbakan’ın yaptığı gibi iddiaları yalanlamıştı. Taraf, bu denli kesin bir dille öne sürdüğü iddiasını ÖSYM’nin internet üzerinden yayımladığı soru kitapçıklarına ve bazı dershanelerin yaptıkları “incelemelere” dayandırmıştı.
TÜBİTAK ve Savcılık araştırmalarının ardından şifre skandalı ortaya çıkmıştı. AKP, seçim döneminden önce bu süreçte sıkıntı yaşamış, ÖSYM’nin kurum olarak itibarı ciddi şekilde zarar görmüştü. Yine Türkiye’deki sınav düzeninde Cemaat'in rolü tüm Türkiye'de tartışılır hale gelmişti. Taraf Gazetesi ise yapılan incelemeleri bile beklemeden, kraldan çok kralcı bir tutumla ve hiçbir gazetecilik etiğini önemsemeden yaptığı yalan haberlere bir yenisini daha eklemiş olmuştu.
*