Adaleti Kaldırma Partisi, muhalif yargıçlardan intikam alıyor!

Geçtiğimiz Eylül ayında ikinci Ergenekon davasını yürüten 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, AKP’ye kapatma davasıyla ilgili soruşturmada görev alan savcıların isimlerinin ve bu savcıların hangi aşamada soruşturmaya dahil olduklarının bildirilmesini talep etmişti. Dün, bu talebin yerine getirildiği basına yansıdı.


Adaleti Kaldırma Partisi,


Muhalif Yargıçlardan İntikam Alıyor


İkinci Ergenekon davasına bakan SivriSinekCazİstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, AKP’ye kapatma davası ile ilgili olarak yürütülen soruşturmada yer alan savcıların kimler olduğunun bildirilmesini talep etmişti. Dün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın o isimleri mahkemeye bildirdiği ortaya çıktı.

Geçtiğimiz Eylül ayında ikinci Ergenekon davasını yürüten 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, AKP’ye kapatma davasıyla ilgili soruşturmada görev alan savcıların isimlerinin ve bu savcıların hangi aşamada soruşturmaya dahil olduklarının bildirilmesini talep etmişti. Dün, bu talebin yerine getirildiği basına yansıdı. Buna göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil’in adına araştırma yapma yetkisi bulunan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet Reis Koca, 19 Ekim 2011 tarihli bir sayfalık yazıyla söz konusu isimleri mahkemeye bildirdi. Ayrıca savcıların hangi tarih aralığında soruşturmada yer aldığını da ayrıntılı olarak belirtti. Mehmet Reis Koca imzalı belgede o savcılar ve görev tarihleri şöyle yer aldı:

-Ö. Faruk Eminağaoğlu: 2003’ten 6.9.2006 tarihine kadar soruşturmada görev aldı.

- Ufuk Şimşek: 6.9.2006’dan 8.7.2007’ye kadar soruşturmada görev aldı.

- Zekeriya Sevimli: 8.7.2007’den 14.3.2008 tarihine kadar soruşturmada görev aldı.

- Hasan Ali Atay: 21.8.2007’den 11.2.2008 tarihine kadar soruşturmada görev aldı.

“Ergenekon mahkemesi”nin bu talebinin Yargıtay tarafından karşılanması bir kez daha yargıda AKP’ci dönüşümün büyük ölçüde tamamlandığını gösterdi. Fakat daha önemlisi yargı alanında atılan adımların açıkça sindirme ve intikam alma noktasına gelmiş olması.

HSYK atamaları: Muhalif yargıçların sürgünü

AKP iktidarının yandaş olmayan yargıçları sindirmeyi, baskı altına almayı amaçlayan ve açıkça intikam almaya yönelik “operasyon”larından biri de kuşkusuz yeni HSYK’nın sürgün listeleri. Bilindiği gibi geçtiğimiz yıl Ekim ayında yapılan son seçimle HSYK, iktidarın bir enstrümanı haline gelmiş ve birbiri ardına sürgün niteliğinde atamalara imza atmıştı. Geçtiğimiz Eylül ayında yayınlanan Güz Kararnamesi ile 529 hakim ve savcının görev yeri değişmişti. Özellikle memur ve bürokrat suçlarına bakan savcı ile siyasi partilerin sicilini inceleyen savcının görev yerlerinin değiştirilmesi dikkat çekmişti. Haziran ayında yayınlanan Yaz Kararnamesi ise 1816’sı adli, 254’ü idari hâkim ve savcıyı kapsıyordu. Kararname YARSAV tarafından ‘kıyım operasyonu’ olarak niteleyerek şu değerlendirmelerde bulunmuştu: “Talepleri olmayan YARSAV yönetim kurulu üyeleriyle, HSYK seçimlerinde aday olan hâkim ve savcılarla, iktidarın hoşuna gitmeyen kararları veren hâkimler sürüldü, HSYK yedek üyesi hâkimler terfi ettirildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görev yapan Ömer Faruk Eminağaoğlu, Hasan Ali Atay, Zekeriya Sevimli, Ahmet Taşyurt, Ruşen Gültekin, Aysel Sevcan ve bir önceki dönem YARSAV yönetim kurulu üyesi Remzi Özdemir de talepleri olmaksızın atanmışlardır, sürgün edilmişlerdir.”

Deniz Feneri e.V davasının savcılarından da 'intikam alındı'

Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkarslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz de AKP’nin sindirme-intikam alma operasyonlarından nasibi aldı. Savcılar hakkında önce HSYK ,‘usulsüz soruşturma yürüttükleri’ iddiasıyla inceleme başlatmıştı. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu incelemeyi gerekçe göstererek savcıları Deniz Feneri e.V soruşturmasından almıştı.

Son olarak HSYK 2. Dairesi görevden alınan savcılar hakkında kovuşturma yürütülmesi izni verdi. Savcılar Yargıtay’da ‘evrakta tahrifat’ ya da ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamasıyla yargılanacak.

İlhan Cihaner’e tutuklama ve sürgün, Osman Şanal’a kıyak

Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal 2009 yılında Erzincan Başsavcısı olarak görev yapan İlhan Cihaner’in İsmailağa Cemaati hakkında yürüttüğü soruşturmaya müdahale ederek dosyayı Cihaner’in elinden almış ve soruşturmanın derinleştirilmesini engellemişti. Erzincan’daki Ergenekon, cemaat ve mühimmat soruşturmalarının hepsi Şanal’ın eline geçmişti. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal İlhan Cihaner'in makam odası ve adliye lojmanlarındaki evindeki aramaların ardından Cihaner'i gözaltına almış ve ''Ergenekon terör örgütü üyesi olmak'', ''görevi kötüye kullanmak'', ''tehdit ve iftira'' suçlamalarıyla tutuklatmıştı. Cihaner daha sonra bu suçlamalardan beraat etti.

HSYK’nın eski yönetimi, Şanal'ın “bir başsavcının makamını basarak tutuklanmasını” görev sınırlarını aşma olarak değerlendirmiş ve özel yetkilerini almıştı. HSYK’nın AKP’ci yönetimi ise geçtiğimiz Nisan ayında Osman Şanal’a özel yetkilerini iade etti. Aynı HSYK geçtiğimiz yıl İlhan Cihaner’i Adana Cumhuriyet Savcılığı’na düz savcı olarak atamıştı.

Son olarak HSYK 2. Dairesi bu ay başında, İrtica ile Mücadele Eylem Planı davası ile ve Ergenekon iddianamesindeki iddiaları temel alarak Cihaner hakkında kovuşturma açılmasına izin verdi. HSYK, Cihaner hakkında iddianame hazırlanması için Erzincan’a en yakın başsavcılık olan Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na dosyayı gönderdi. Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’nin Cihaner hakkında iddianame düzenleyerek davaya devamı sağlaması bekleniyor. Mahkemenin Cihaner’in milletvekili seçilmiş olması nedeniyle dokunulmazlık kapsamına alarak durma kararı vermesi ise zayıf ihtimal olarak görülüyor.

Böyle bir tabloda yargıçların adaleti nasıl tesis edebileceği sorusu ise, orta yerde durmaya devam ediyor.



soL - Haber


.
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/