Gizleyemiyorlar, Deniz Feneri'nden delil fışkırıyor!
RTÜK eski Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ı zor durumda bırakacak yeni deliller ortaya çıktı! Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ın da ortağı oldukları Weiss şirketi adına, Deniz Feneri e.V.’nin paralarıyla Avusturya’da 1 milyon 350 bin euro’ya alındığı iddia edilen binanın kaydı ‘Uyum’ adı verilen muhasebe kayıtlarında bulundu.Mızrak, çuvala sığar mı?
Deniz Feneri davasında yeni deliller

Kaydı, Yeni Dünya İletişim A.Ş. çalışanlarından Erdoğan Kara’nın tuttuğu belirlendi. Binanın alındığı tarihlerde Weiss yöneticisi olan eski RTÜK Başkanı Zahid Akman, savcılık sorgusunda çelişkili ifadeler vermişti.
Satılmak istenirken baskın
Bina, Weiss şirketince satılmak da istenmiş ancak Alman polisinin yaptığı baskının ardından kayyuma devredilmişti. Uyum programı, HSYK incelemesiyle soruşturmadan el çektirilen üç savcı tarafından uzun uğraşlar sonucu çözülebilmişti. Alman makamlarının, Uyum programını soruşturma savcılarından istediği öğrenildi.
Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın da aralarında bulunduğu şüpheliler, Almanya’daki dernekle bağlantılı olduklarını iddialarını reddetmiş, bu kapsamda dernek ile Türkiye’deki ve Almanya’daki şirketlere ilişkin gayri resmi muhasebe kaydı tutulduğu yönündeki suçlamaları da kabul etmemişlerdi.
Alman polisi, Deniz Feneri e.V.’ye yaptığı baskın sırasında, içinde gayriresmi muhasebe kayıtlarının bulunduğu hard disklere de el koymuş, ancak programı çözmek mümkün olmamıştı.
Soruşturmayı yürütürken HSYK incelemesiyle görevden alınan savcılar Nadi Türkarslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, Almanya’ya yaptıkları ziyarette harddiskleri Türkiye’ye getirdi. Ankara’ da uzun uğraşlar sonucu hard isklerdeki bilgiler çözüldü.
İki ayrı muhasebe kaydı
Yeni Dünya İletişim A.Ş. çalışanlarından Erdoğan Kara’nın, Türkiye’deki serverlarda kaydederek sıkıştırdığı ve Uyum adı verilen muhasebe programını Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği’nde de kurduğu belirlendi. Kara’nın tuttuğu anlaşılan muhasebe bir kayıtta, Deniz Feneri e.V.’ye yapılan bağış paralarıyla Akman ve Karaman’ın da ortağı oldukları Weiss şirketi adına Avusturya’da 1 milyon 350 bin euroya alındığı iddia edilen binanın kaydına rastlandı.
Kullanıcısı “ek” (Erdoğan Kara) olan kayıtta Avusturya bina alımı için 25203 koduyla Weiss şirketi 1 milyon 350 bin euro borçlandırılırken, 3200105 nolu kodda ise şirketin 1 milyon 350 bin euro alacaklandırıldığı görülüyor. Bu borç alacak ilişkisinin aynı tarihte ve farklı kodlarla ancak 09130002 olan aynı fiş numarasıyla yapılması, bu muhasebenin yanısıra başka muhasebe kaydının da tutulmuş olması ihtimalini güçlendirdi.
Önce ‘Deniz Feneri’ dedi

Akman, savcılıkta, binanın alındığı tarihlerde Weiss şirketi yöneticisi olduğunun hatırlatılması üzerine taşınmazın finans kaynağının şirket taşınmazları olduğunu belirtmiş.
Akman, şunları söylemişti:
“Benim bildiğim kadarıyla yöneticisi olduğum şirketlerin bulunduğu bina Deniz Feneri e.V.’nin binasıydı, bu nedenle Deniz Feneri e.V.’nin kira ödemesi bir yana şirketler Deniz Feneri e.V.’ye kira ödüyordu, bana bunu Mehmet Gürhan söylemişti. Bu bina şuanda kayyumun el koyduğu binadır. Yani bu bina aramaların yapıldığı binadır. Ben, bu binanın Deniz Feneri adına olduğunu biliyorum. Bu taşınmazın satın alınması sözleşmesinde benim imzam yoktur."
Sonra ifade değiştirdi
Akman, binanın Deniz Feneri’ne ait olduğu şeklindeki ilk ifadesini, savcılık sorgusunun sonunda değiştirmiş ve şöyle demişti:
“Ben ifademin bir bölümünde yetkilisi olduğum Weiss adına Avusturya’da bina alındığından bilgim olmadığını söylemiştim. Bu binanın alınma tarihi olan tarih civarında RTÜK üyeliğine seçilmem söz konusuydu ve bu nedenle seçilmemden önceki bir süreçte bu süreçten dolayı bu taşınmazın alınmasından bilgim olmamış olabilir.”
Akman mahkemede de taşınmazın Deniz Feneri’ne ait olduğu bilgisini, “Savcılık ifadem aradan uzun yıllar geçmesi nedeniyle sehven ifade edilmiştir” sözleriyle değiştirmişti.
İşte polis raporundaki Zahid Akman
Frankfurt Bölge Mahkemesi, Almanya tarihinin en büyük bağış dolandırıcılığı olan Deniz Feneri e.V. davasına adı karışan RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın peşini bırakmıyor. Milliyet’in ele geçirdiği soruşturma raporunda Akman’la ilgi olarak yedi sayfa bilgi ve suçlamalar yer aldı.
14 kişilik özel soruşturma ekibinin, “Ağır dolandırıcılık, kara para aklama, vergi ve sosyal prim kaçırma” başlığıyla verdiği raporda, ‘Akman’ın AKP tarafından RTÜK Başkanlığı’na atandığına’ dikkat çekiliyor, kuryelikleri, Almanya ve Türkiye’deki şirket ortaklık, iştirak ve yöneticilikleri anlatılıyor.
Türkiye kamuoyundaki yoğun eleştiriye rağmen görevden alınmayan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın izin vermemesi nedeniyle hakkında işlem yapılamayan Zahid Akman hakkında, Almanya’da halen 2 ayrı soruşturma yürütülüyor.
2008 tarihli soruşturma raporunun Frankfurt Bölge Mahkemesi’ne sunulmasından sonra hukuken 17 Eylül 2008’de kesinleşmiş olan Deniz Feneri e.V. kararında, adı yöneticiler arasında geçen RTÜK Başkanı Aykut Zahid Akman’a ilişkin veriler, “Deniz Feneri’nde 2. dalga” denilen diğer bir soruşturma ile OFWeG Kooperatifi dolandırıcılığı soruşturmalarında kullanılıyor. Frankfurt Savcılığı önümüzdeki aylarda, bu soruşturmalarla ilgili olarak dava açılması için başvuruda bulunacak.

Frankfurt Emniyeti Mali Şube (K 31) Başkomiseri Alexander Böhm imzalı 405 sayfalık soruşturma dosyasında, “Türkiye’nin RTÜK Başkanı’nın, Almanya’da radyo televizyon faaliyeti dışındaki birçok sermaye şirketi ve kooperatifle ne işi olduğu” sorusu gündeme getiriliyor.
Akman'ın Almanya seferleri!
Aykut Zahid Akman’ın 17 Temmuz 2005’te AKP’nin önerisiyle RTÜK Başkanlığı’na atandığı anımsatılan soruşturma raporunda, zanlılar Firdevsi Ermiş, Gökhan Gürbüz, Mehmet Taşkan ile tanıklar Abdurrahim Vural ve Yusuf Kara’nın ifadelerine dayanılarak, “Akman’ın Deniz Feneri bağlantılı şirketler hiyerarşisinde üst sırada görüldüğü, şirketlerin işleri ve özel nedenlerle 2003-2005 yılları arasında sık sık Almanya’ya geldiği” bilgisine yer veriliyor.
‘Almanya’ya uğramaz oldu’

Raporun 176. sayfasında, Zahid Akman’ın gayrı resmi (çifte) muhasebe kayıtlarına göre 2003-2005 yılları arasında kısmen Kanal 7 Başkanı Zekeriya Karaman ile birlikte 8 ayrı partide, toplam 1 milyon 278 bin euro nakit para taşıdığı belirtiliyor.
25 Nisan 2007 tarihinde Akman’ın resmen kayıtlı bulunduğu Flörsheim’deki eve polis baskını yapılmış ancak, evde Akman yerine yine Kanal 7 Int televizyonunda çalışan spiker Bülent Över’in ailesiyle kaldığı belirlenmişti.
Aykut Zahid Akman, halen devam eden soruşturmalardan dolayı gözaltına alınma tehlikesi bulunduğundan, daha önce sık sık geldiği Almanya’ya iki yıldır hiç uğramıyor.
Alman Polisi, Milliyet’in ele geçirdiği 405 sayfalık Deniz Feneri e.V. soruşturma raporunda, fotoğrafını verdiği RTÜK Başkanı A.Z. Akman’a 7 sayfa ayırdı.
Akman’ın şirket ortaklık ve yöneticilikleri
Akman’ın RTÜK Yasası’nı ihlal anlamına gelen Almanya ve Türkiye’deki şirket hissedarlık, iştirak ve yöneticilikleri konusunda “6350 Js 203391/06” dosya numaralı soruşturma raporunda belirtilen şirketler: Weiss GmbH, Euro 7 GmbH, Atlas GmbH, European C&M GmbH, Aktif Barter AŞ, Atlas Pazarlama Ltd., Beyaz Holding AŞ Beyaz İletişim AŞ, Reklam Medya İletişim Ltd., Yurt Haber Ajansı Ltd., Mepa Medya Pazarlama Ltd.
Milliyet
.