Pek bir Müslüman(!) hükümet tefeciliği başarı(!) ile yürütürken...



Banka Terörü .


'Zahide UÇAR '

SivriSinekCazÜlkede her Allah’ın günü bir saçmalık üfürülürken, birileri malı götürmeye devam ediyor. Zaten o gürültüler de malı götürmekiçin çıkarılıyor.

Ülkenin sadece maddi ve manevi varlıkları peşkeş çekilmedi, ülke “PARA”nın zulmüne teslim edildi. Para dedikse, emekten kazanılan, “helal” dediğimiz para değil. Küresel bankerler dünyayı nasıl kana buluyorsa, alt grupları olan bankalar da “kibar” sömürü yöntemiyle insanlarımızı soyuyor. Pek bir Müslüman(!) hükümet ise; emeği küçümseyen, tefeciliği kutsayan bu sistemi başarı(!) ile yürütmeye devam ediyor.

Bu yazımda size iki banka mağduru vatandaşımızdan bahsedeceğim. Ülkenin getirildiği durumu açıkça ortaya koyan iki “nitelikli gasp” olayı…

Olayın biri Yalova’da geçiyor. Bir araba galerisinden banka kredisi ile araba almak isteyen 26 müşteri evraklarını doldurup galeriye verir. Arabalar dışarıdan gelecektir. Gel gör ki arabalar gelmez. Devlet bankası olan anlaşmalı banka, galerinin yetkili olmayan bir personeline olmayan arabaların kredi paralarını öder. Ortada ipotek edecek araba olmamasına rağmen öder.

Müşterilerden biri ile görüştüm. Kendisi şirketi olan bir mimardır. 2007 yılında 23 bin lira olarak verilen kredi 3 yıl içinde 102 bin liraya çıkartılarak müşteriden tahsil edilmeye çalışılır. Konu yargıya taşınır. İlk icra davasını müşteri kazanır. Bilirkişi %100 banka kusurlu diye karar verir. Dava “aynı zamanda şirket de olsalar tüketiciyi koruma kanunundan istifade eder” diye de karar verir. Üst mahkeme davayı onar ama sadece “aynı zamanda şirket de olsalar tüketiciyi koruma kanunundan istifade eder” kısmını iptal eder. Bu durumu fırsat bilen banka avukatları, müşteri sanki davayı kaybetmiş gibi davranarak iş adamı müşterinin 5 katlı evi dahil şirkete ait 4 arabayı da icra yolu ile haczeder.

Bu iş adamını yakinen tanıyorum. İyi bir aileye mensup, namuslu bir insandır. Devlete yük olmayan, aynı zamanda da çalıştırdığı elemanları ile de devletten işsizlik anlamında yük alan bir insan.

Avukatı devreye girdi. Haciz kalkmadan ticari hayatını sürdürmesi mümkün olmayan mağdur zorunlu olarak banka ile anlaşmak zorunda kaldı ve 43 bin lira ödeyerek haczi kaldırdı. Parayı alan bankanın avukatı icraya feragat yazısı verecekken iş adamına dönüp; “haczi kaldırmadan bana bankayı dava etmeyeceğiniz konusunda imzalı yazı verin” der. İşte o zaman Müşteri (İkram Y.) çıldırır.

Üç kağıt yöntemiyle galeri-banka ortaklığında dolandırılan 26 kişi bir banka terörü ile karşı karşıya kalmıştır.

Durumu isim vermeden bir yargı mensubu ile görüştüm ve “bu dolandırıcılık aslında bir şebeke olayı değil mi” diye sordum. Yargı mensubu olan kişi “evet, şebeke” dedi.

İkinci banka terörü Kastamonu’da geçiyor.

Araba tamirhanesi olan bir kişi benzinlik sahibi olan bir tanıdığı ile bir bankadan ihtiyaç kredisi çeker. Benzinlikçi üzerine çekilen paraya tamirhane sahibi olan kişi kefil olur. Kredi alınır ve iki kişi anlaştıkları gibi aralarında paylaşır. Ödeme başlar ama benzinlikçi benzinliği kapatıp ortadan kaybolur. Tamirci aldıkları kredi dışında benzinlikçinin diğer borçlarına da kefil olduğunu öğrendiğinde şok olur. Banka memuru tarafından ek imzalatılan bir belgeyle diğer borçlarına da kefil yapılmıştır. Oturduğu eve kadar satılır, nerede ise yiyecek ekmeğe muhtaç hale gelir. Benzinlikçi zaten ortada yoktur. Üzerine kayıtlı hiçbir mülk de bulunamaz. Bu durum da yargıya taşınır.

Anlaşılan banka memuru müşterilerin o ince yazıları okumayacağını ve sadece alınan krediye kefil olduğunu sanarak imza atacağını iyi bilmektedir. Çünkü o minik yazıları okuyan müşteri yok denecek kadar azdır.

Mevduatlara uygulanan işletim paraları, kredi kartı ücretleri ve %30 oranında uygulanan faizler… Ülkede kriz varken bankaların niye kar üstüne kar yaptığını da açıklıyor. Tefeciliğin modern adı olan banka sistemi, tefeciler gibi dize kurşun sıkıp ev yakmıyor ama “adaleti(!)” kullanarak terör estiriyor. Kanunlar vatandaşı korumuyor. Bu gibi nitelikli, yasal kılıf uydurulmuş dolandırıcılıklar için donanımlı müfettişler görevlendirilmelidir.

Bir de faizsiz adı altında bal gibi faiz alan din kılıflı finans kuruluşları var. Bir yakınım onlara ihtiyaç kredisi için müracaat etti. Para satan bu finans kuruluşu diğer bankalardan daha fazla faiz istiyordu ama adı faiz değildi.

Bu finans kurulu ile bir elektrik dağıtım firması tahsilat konusunda anlaşır. Tahsilat yapan bir bayii tahsilat ayrıntısını görebilmek için finans kuruluşundan ayrıntı ister. Bir tıkla bir çıktı verecek olan Müslüman(!) finans kuruluşu memuru çıktı için 15 lira ister. Bayii sahibi kızar ve “siz ne biçim Müslüman kuruluşsunuz?” diye sorunca memur; “ne yapalım, yukarısı karar veriyor” diye cevaplar.

Gelin, sizlerle 15 liraya neler alınıyor bir bakalım.

Pazardan 30 tane marul, 30 demet maydanoz alabilirsiniz. Üretici tohum veya fide alır, para öder. Toprağı işler, emek sarf eder. Gübreler, ilaçlar, emek ve para sarf eder. Toplar, pazara götürür. Emek, para ve zaman harcar. Satabilirse satar, onu da üç kuruşa. Banka terörü karşısında çaresiz kalıp haraca bağlanan tefeci mağduru vatandaş emek ile üretilen bu ürünlerin sahibi ile pazarlık eder.

15 Liraya pazardan iki tişört alabilirsiniz. Ucuzlukta orta halli mağazalardan ve genç mağazalarından 2 penye tişört alabilirsiniz. Pamuk ekilir, toplanır, işlenir. İçinde alın teri vardır, emek vardır. Sonra iplik olur, kumaş olur, dokunur. Biçilir, dikilir, ütülenir, paketlenir, satışa hazır hale gelir. İçinde emek vardır, alın teri vardır, yatırım vardır. Ve o emeğin değeri ancak “BİR TIK” ile verilebilen bir kağıt parçası kadardır.

Bir ülkede emek değersizleştirilip, tefecilik bütün sisteme hakim kılınmışsa, artık o ülkede bet-bereket kalmaz. Dini karşılığı: “Bütün sistem haramdan beslenmektedir.” Haram iliğinize-kemiğinize işlemiştir. Emek-alın teri, yani helal kazancın böylesine horlandığı bir sistem kumarbaz sistemidir. Kumarbaz sistemin hakim olduğu ülkeler üretmez. Üretim yapmayan bir ülke bir kumarbaz hayatını ne kadar sürdürebilirse o kadar sürdürür. Yani sürdüremez.


AKP
iktidarında bankalar iyice şirazeden çıktı. Telefonlarımız banka tacizleriyle rahatsız ediliyor. Sokaklarda kredi kartları dağıtıldı. Vatandaş bankaların karşısında yalnızdır. Ülkeyi yönetemeyenler bankaların vatandaşa uyguladığı bu terörü seyretmektedir.

Din ve imanı dillerinden düşürmeyen “din tüccarları” bütün sistemi tefeciye teslim ederek dinin küfür saydığı ve yasakladığı para satma mekanizmasını en acımasız biçimde sürdürmektedir.

Alın terini değersizleştirip, tefeciliği meşrulaştıranlar insanlık suçu işliyor.

Bu sistem böyle yürümez.

“Al karayı- bul parayı”
üç kağıdı ile alın teri çalınıyor ve ey Türk Halkı, sen bu eşkıya düzenini seyrediyorsun. Bu Firavun düzenini seyrediyorsun. Bu Firavun düzenini alkışlıyor, daha da kötüsü payanda oluyorsun.

Bu Firavun düzenine kim ortak oluyor, kim el veriyorsa, alın terine küfrediyor, modern hırsızları omuzluyor demektir.

Daha bitmedi… Özelleştirilen kurumlar var sırada. Elektrik dağıtım şirketleri mesela… Bu şirketler devlette iken son ödeme tarihinde ödenmeyen faturalar için 2-3 gün beklenirdi. Çünkü memur müşteriyi tanır. Kötü niyet olmadığını bilirdi. Ona göre de bir tolerans aralığı vardı. Özelleşen şirketler elektrik kesme işini başka bir şirkete veriyor. Onlar da her kapama ve açma için para aldıklarında elektriği anında kesiyor.

Bir de telefon ve internet sağlayıcısı Türk Telekom var(!).. Hani şu Öger’e hediye eder gibi kiralanan devasa kuruluş. O kiracı, kiracı olduğu kurumun arsalarını satıyor ama soran yok. Neden acaba?

Telekom
da bazı birimlerini başka şirketler vasıtası ile yürütüyor. Call Center(çağrı merkezi) de başka bir şirket eliyle yürütülüyor. Bu merkezde ki elemanlar da yaptığı işlem kadar ücret alıyor. Paranın put yapıldığı günümüzde “para için her yol meşru” durumu nerede ise bir kural haline gelmiş durumda. Burada çalışan personel aboneleri arayarak ürün satıyor.

Şikayetler ayyuka çıkmış durumda. Aboneye adeta sülük gibi yapışan elemanlar, yalan yanlış bilgilerle aboneyi kampanya ürünlere abone yapıyor. Aboneye “6 ay bedava” gibi ballı kısmını anlatarak alt aboneliklerden, şirket aboneliklerine bile geçiriyorlar. Kimleri mi? Köyde ki Hatice, Ayşe nineleri, Ahmet-Mehmet dedeleri… Bedavaya zaafı olan halkımız bu tuzağa düşüyor, bir üst tarifeye geçtikten sonra artık bıraktığı alt tarifeye geçemiyor.

Eski bir Türk Telekom İl Müdürünü çağrı merkezinden bir bayan arar. Bir üst tarifenin avantajlarını anlatır. Müdürümüz; “memnun kalmazsam eski tarifeye dönebilir miyim” diye sorar. Bayan, “tabii dönebilirsiniz(!)” der. Müdür olan arkadaşımız yeni tarifeyi onaylar. Bayan tekrar “memnun kalmazsam eski tarifeme dönebilirim” değil mi diye sorar. Onayı alan bayan aynen şu cevabı verir: “-O geçti artık(!)”..

Müdürümüz; “siz bana dönebilirsiniz dediniz, ben öyle onayladım” der. Bayan gayet pişkin bir şekilde: -“Siz de onaylamasaydınız.” Der.

Terbiyesizliği görüyor musunuz? Bunun adı adi bir dolandırıcılıktır.

Bir de telefon iptallerinde tuzak var. Kurum devletin elinde iken müşteri telefonumu kapattıracağım der, telefon iptal edilirdi. Bu duruma alışkın olan aboneler telefon iptali için gidip telefonumu kapatacağım dediğinde bazı aboneler bakın neyle karşılaşmış. Telefon görüşmeye kapatılmış ama iptal edilmeyerek abone üzerinde bırakılmış. Telefonu iptal edildi sanan müşteriye faizleri ile katlanmış olarak devam ettirilen abonelik ücreti faturaları gönderilmiş.

Bu kepazelik devlet gibi yönetilen hiçbir ülkede yaşanmaz. Ülkemiz zaaf içinde yönetildiğinden, yabancı şirketler müstemleke ülkenin patronları gibi davranıyor.


Vatandaş gerçekten sahipsiz. Bu durumları dile getirmesi gereken muhalefet iktidarın oluşturduğu sanal gündemler peşinde koşuyor.

Kraliçesinin Gül’ü Kraliçesinin konvoyunda efsunlanıyor(!)..

Ve;

(1917-1918-1919) tarihleri maalesef 2011’e eşitleniyor.

Masonları baş tacı eden Abdülmecit, Masonlar adına hatıra pulu bastıran AKP Hükümetinin 2011’deki “İZDÜŞÜMÜ” oluyor.

Ve Erdoğan Ağasına sırtını dayayıp Esat’a meydan okuyor.

Yakışır Sultanım Abdülmecit’e…



Zahide Uçar Yazdı: ABD Adına Cellat Olmak


İlk Kurşun


.
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/