Birilerinin Van için de “one minute” demesi gerekiyor!


Van ‘minutes’ Sayın Başbakan!


'Mustafa MUTLU '

SivriSinekCazBaşbakan Erdoğan, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’e tepki gösterirken, İngilizceye ne kadar hâkim olduğunu da kanıtlamıştı:


“One minutes…”


Şimdi Van halkı, kendisine “bir dakikalar (!) Sayın Başbakan” diyor…

***

Dün Van’daki muhabir arkadaşları aradım. Depremin üzerinden 53 gün geçti. Tablo şu:

- Hava sıcaklığı gece eksi dört, gündüz beş derece… Ve sürekli kar yağıyor…

- Kent merkezinde okullar açıldı ama çocukların çoğu deprem korkusuyla hâlâ okula gitmiyor.

- On binlerce aile bu soğukta yazlık çadırlarda yaşamaya çalışıyor.

- Konteynerkent çalışmalarının yavaş ilerlemesi, umutların azalmasına neden oluyor.

- Gelen yardımların adil dağıtımı konusunda halk arasında büyük kuşku var… Herkes yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine değil de; bu yardımları toplayarak satma ve para kazanma derdindeki uyanıklara ulaşmasından dertli…

- Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), kentte yaptığı incelemenin ön raporunu on beş gün önce açıkladı. Buna göre:

Salgın hastalık tehlikesine karşı alınan önlemler son derece yetersiz…

- Her iki kişiden biri gribe ve soğuk algınlığına yakalanmış durumda… En büyük korku, bu hastalıkların aşırı soğuktan zatürreye dönüşmesi… Ölümlerin başladığı söyleniyor.

- Çadırkentlerde tuvalet sayıları ve temizliği yetersiz.

- Soba yakıldığı için karbon zehirlenmeleri ve yangın riski yüksek.

- Yıkanma ve el yıkama olanakları yetersiz.

- Gıdaların üretimi, depolanması ve dağıtımında hijyen kurallarına uyulmuyor.

- İkinci depremde hasar gören Aile Sağlığı Merkezi (ASM) ve Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) hizmet veremiyor.

Söz konusu merkezlerde çalışan sağlık ekipleri, barınma yerlerinin çürük ve yetersiz olması nedeniyle çalışamaz durumda…

- Bölgedeki diyabet, KOAH, astım ve diyaliz hastaları acil yardım bekliyor.

***

Kısacası; gün geçtikçe Van’da yaşam koşulları daha da kötüleşiyor… Yardımseverler ve sağlık ekipleri, “Bir daha da gelmem Van’a” demeden cansiparane çalışıyor ama…

Birilerinin Van için de “one minute” demesi gerekiyor!

Madem bu sözle tarihe geçtiniz Sayın Başbakan, iyileşip işbaşı yaptığınıza göre artık Van için de one minute ayırmanız gerekmez mi?

*****

AYRIMCILIK!

Şike yasasını veto eden ve bu kararıyla tartışmalara neden olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, toplumda büyük rahatsızlık uyandıran ve Anayasa’nın “eşitlik ilkesi”ne aykırı olan Bedelli Askerlik Yasası’nı itirazsız onayladı.

Şike Yasası konusunda fırtınalar koparan AKP Milletvekili Şamil Tayyar da; ısrarlı sorularımıza karşın bedelli askerlikle ilgili olarak ağzını bile açmadı!

Böylece; parası olan bazı asker kaçaklarına da banka şubesinden tezkere alma olanağı, resmen yürürlüğe girmiş oldu.

Ne zaman olur bilmem ama… Tarih bu “sınıf ayrımcılığı”nın hesabını sorar!

Sadece yasayı çıkaranlardan değil elbette; sessiz kalanlardan da…

*****

Günün Sorusu

Sorum Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a:

Van’daki deprem için Başbakanlık koordinatörlüğünde açılan yardım kampanyalarında kaç lira bağış toplandı? Bu paranın ne kadarı, bölgedeki hangi acil sorunun çözümlenmesi için aktarıldı? Aktarılmayan paranın miktarı nedir?

*****

25 lira için kırılan onur!

Biliyorsunuz; çok özel durumlar dışında okur mektubu yayınlamıyorum… Ama hayatı tek başına sırtlamak zorunda kalan bir “anne”den öylesine içten bir mektup aldım ki; bugün Türkiye’nin ve dünyanın bütün dertleri bir yana; bu mektupta anlatılanlar bir yana…

Adanalı okurum E. Bengü Sanayır’ın mektubunu, kendisinden aldığım izinle aynen paylaşıyorum:

“Mustafa Bey,

Ben çocukları Adana’daki Mehmet Akif İlköğretim Okulu’nun altıncı ve yedinci sınıflarına giden dul bir kadınım. Tek maaşla (ki onu da hiç tam olarak alamıyoruz) ev kirası veriyorum, taksit ödüyorum, kızlarımı okutuyorum, kalanla da (bir şey kalmıyor ama olsun) mutfak masrafımızı görüyorum.

Bunu neden anlattığıma gelince… Okullardaki aidat ve spor parasından bıktım artık. Yani bu nasıl sistemdir? Bizlerden zorla, tehditle para alıyorlar; var mı yok mu sormuyorlar.

Allah için kızlarımın sınıf öğretmenleri anlayışlı. Durumu anlatınca ‘Tamam sen verme’ dediler… Ama okulda bir beden eğitimi öğretmeni var ki; öğretmen değil de alacaklı gibi çocukları zorlayarak disipline vermekle tehdit ederek para topluyor. Kızımı da tehdit etmiş. Halbuki ben gidip durumumu anlatmıştım. Öğretmen kızımı tehdit edince müdüre gittim. O ne dedi biliyor musunuz?

‘Kızlarından birini babasına ver!’

Bulduğu çözüme bakın, sanki ben ondan yardım istedim. Babalarıyla hiçbir şekilde görüşmediğimizi söyleyince okul aidatını da istedi; ‘Yirmi beş lira çok değil ki’ dedi.

Neyse ben kızım daha fazla üzülmesin ve gururu kırılmasın diye parayı yolladım.

Beş lira, yirmi lira para olmayabilir; ama bizim gibi insanlar için çok para… Bir de iki çocuk olunca daha büyük para.

Hani parasız eğitim diyorlardı? Bu mudur yani?

E. Bengü Sanayır”

***

Sayın Milli Eğitim Bakanı…

Top sizde!

Bakalım bu “küçük” görünen “dev” sorunun takipçisi olacak mısınız?




.
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/