MİT'in tanımı doğruysa, hainden geçilmiyor!
Son yıllarda telefon dinlemelerinin dayanak olduğu davalar, yayınlanan kayıtlar ve dinlendiğini iddia edenler göz önüne alındığında, ülke insanının büyük bir kısmının ‘ihanet’ halinde olduğu görülüyor!ülke ihanetten geçilmiyor!
MİT’in (Milli İstihbarat Teşkilatı) internet sitesinde, “Merak edilenler” başlığında yayınladığı telefon dinleme kriterlerini okuduğunuzda, telefonunuzun dinlenmesi için bir sebep olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak son yıllarda yaşananları göz önüne aldığınızda, içinize bir kuşku düşmemesi mümkün görünmüyor.
Kimlerin telefonları dinleniyor?
Telefonumun dinlendiğini nasıl anlarım?
Telefon dinleme, yargı kararı ve yasa ile sınırlanmış özel durumlarda başvurulan bir
uygulamadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına,
bağımsızlığına ve güvenliğine, anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün
unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen faaliyetlerde bulunmuyorsanız ya da yabancı
ülkelerin istihbarat kuruluşlarının ağına düşmemişseniz telefonunuzun dinlenmesi için hiç bir
neden yoktur. Ama yine de telefonunuzun dinlenildiğinden şüphe duyuyorsanız, Cumhuriyet
Savcılıklarına başvurup durumun incelenmesini isteyebilirsiniz.
Telefon dinlemenin yargı kararı ve yasa ile sınırlanmış özel durumlarda başvurulan bir uygulama olduğu belirtilen söz konusu MİT açıklamasınd, "ülkenin bütünlüğüne, varlığına karşı faaliyet yürütmüyorsanız, yabancı istihbarat örgütleri ile ilişkiniz yoksa, telefonlarınız dinlenmiyor demektir" denilyor.
Telefon dinleme, özellikle son yıllarda sürmekte olan davalarla yaygınlaşan, dava delillerinin büyük bir kısmının sağlandığı, hukuken tartışmalı durumlara yol açan bir uygulama. 2006 yılından bu yana mahkeme kararıyla polis, jandarma ve MİT tarafından yapılan tüm dinlemeler Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından denetleniyor. “Teknik izleme – dinleme (telefon, mail gibi) ya da “ortam dinlemesi (belli bir noktanın özel cihazlarla dinlenmesi)” şeklinde gerçekleşen dinleme faaliyeti ile ilgili son yıllarda yaşanan, hafızalarda yer eden bazı olayları kısaca derledik.
2011
• Odatv iddianamesinin avukatlara dağıtılan ek klasörlerinde dava ile alakasız özel telefon görüşmelerine yer verildi. Gazeteci Nedim Şener’in 550 sayfa tutan siyasetçi, bürokrat, gazeteci ve işadamları ile yapılan ve iddianamede herhangi bir itham ya da atıfta bulunulmayan 271 ayrı telefon görüşmesi delil klasörlerinde yer buldu.
• 2009’dan itibaren telefonları dinlenen ve dinleme süresi iki kez üç ay, üç kez de bir aylığına uzatılan gazeteci Soner Yalçın için Ocak 2011’de tekrar telefon dinleme talebinde bulunuluyor. 10. Ağır Ceza Mahkemesi, iki gün sonra Yalçın’ın telefonlarının üç ay süreyle dinlenmesine karar veriyor. Daha önce de dinlediğinden üç ay dinleme kararı alınması hukuksuz olduğundan 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararı geçersiz ilan ediyor. Normal koşullarda 2 Şubat’tan itibaren bir aylık dinleme başlatabilecek olan mahkeme, dinlemeyi 19 Şubat’ta başlamış gibi gösteriyor.
Albay Çiçek diye işçi Çiçek’i dinlemişler!
2010
• MİT’in 2007 yılına ait bir ses kaydının yönteme uygun elde edilip edilmediğinin sorulması üzerine alınan yanıt, “ Biz ülke genelinde belli başlı yerlerdeki ankesörlü telefonları dinliyoruz. Mesela Ankara Kızılay meydanındaki gibi” oldu.
• Emniyetin 2. adamı olarak anılırken uyuşturucu çetesine yardımdan tutuklanarak yargılanan Emin Arslan, savunmasında kendisi dışında Milliyet gazetesinin de yasa dışı olarak dinlendiğini söyledi.
• Kasım 2010 - “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasında Albay Dursun Çiçek yerine altı ay boyunca inşaat işçisi Dursun Çiçek’in dinlendiği ortaya çıktı.
“Islak İmza” davasında Kurmay Albay Dursun Çiçek yerine yanlış kişi dinlendi. “Islak İmza” davasını yürüten İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Kurmay Albay Dursun Çiçek ile ilgili telefon dinleme kararlarını İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden talep etti. Şube Müdürlüğü, 28 Temmuz’da Dursun Çiçek ile ilgili telefon dinleme kararlarını mahkemeye gönderdi.
Buna göre, Çiçek’le ilgili ilk telefon dinleme kararı 9 Mart 2009’da alındı. Albay Çiçek’in dinlenmesini İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü talep etti. Ayrıca Subaylar Özgür Eken, Levent Açıkalın, Nerim Bitlislioğlu, Muharrem Nuri Alacalı ve Murat Önder Bektaş’ın da dinlenmesi isteniyordu.
İzin verildi, dinlemeler yapıldı. Ancak dinlemeye dair alınan kararlardan ilkiyle, daha sonra alınan uzatma kararında geçen Dursun Çiçek’lerin TC kimlik numaralarının farklı olduğu anlaşıldı.
Mahkeme, 6 ay boyunca inşaat işçiliği yapan Dursun Çiçek’i dinledi. Çiçek, olayla ilgili olarak “Ne Ergenekonu, ben inşaat işiyle uğraşan kendi halinde bir adamım” dedi. Birkaç kez uçağa bindiğinde bekletildiğini belirten Çiçek, “Demek ki bundanmış. Ben o Dursun Çiçek değilim” dedi.
2009
• Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin incelemesi sonucu Yargıtay’a, Sincan Adliyesi’ne ve İstanbul Başsavcısı Aykut Engin’e ait telefonların dinlediği ortaya çıktı. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “İlgililer kimse, buradan bir kez daha uyarıyorum: Hukuka aykırı işlemlerden, yargının bağımsızlığını zedeleyecek, kuvvetler ayrılığına aykırı düşecek faaliyetlerden, davranışlardan vazgeçsinler” dedi.
• Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün de dinlendiği ortaya çıktı. Yasal olarak Cumhuriyet Savcılığı tarafından dinlenemeyecek olan Paksüt, eşi dinlenirken kendisinin de tesadüfen dinlenmesi sonucu kayıt altına alınmış. Eşi Ferda Paksüt’ün telefon kayıtları 98 sayfa tutarken Osman Paksüt’ün Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen kayıtlarının 199 sayfa olması o dönem Taraf Gazetesi’nde yer alan bir ayrıntıydı.
2008
• Telekulak iddiaları ile ilgili rapor hazırlayan Meclis İnsan Hakları Alt Komisyonu, bütün Türkiye’nin dinlendiği yönündeki iddiaların tamamen psikolojik olduğunu açıklayarak, tespitini “teknik ve ekonomik olarak tüm Türkiye’nin dinlenmesinin olanaksız olduğu” bilgisine dayandırdı.
• Ergenekon kapsamında gözaltına alınan Nurseli İdiz, “Telefon dinleme kayıtları arasında geçmişteki bir arkadaşıyla yaptığı konuşmaların da bulunduğunu, insanın kendini çıplak hissettiğini” söyleyip, bir daha cep telefonu kullanmayacağını belirtti.
• CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın partisinin Genel Merkezindeki ofisinde eski Bolu valisi ile yaptığı görüşmenin dinlendiği ortaya çıktı.
• Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’e ait olduğu ileri sürülen ve özel bir sohbet sırasında söylendiği sanılan Hükümetin ağır bir dille eleştirildiği konuşmalar Youtube’da yayınlandı.
• Fethullah Gülen'le ilgili beraat kararını temyiz eden ve Gülen’in cezalandırılması konusunda ısrarlı bir tutum takınan Ankara Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci’ye ait olduğu iddia edilen ses kayıtları, 16 Mart’ta yayınlandı.
soL Haber
.