'İstanbullular, 98 yıllık tiyatronuz aç köpeklerin saldırısına uğruyor.'
İstanbul Şehir Tiyatroları, bugün Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde büyük bir eylem yapacak. Gerekçe, AKP medyasının gerici kalemlerini protesto etmek, sanata ve sanatçılara saldırıyı kınamak…AKP’den sanatçılara köle düzeni

'AKP gerici kalemleri kullanıyor'
Sanatçılar, AKP’nin “medyanın tescilli gerici kalemleri”ni kullanarak sistemli bir şekilde sanata ve sanatçıya yaptığı saldırıları basın açıklamasıyla kınayacak. Şehit tiyatrolarının en kıdemli yönetmenlerinden Ragıp Yavuz, protesto amaçlarının ayrıntılarını Yurt’a anlattı…
Yarınki geniş katılımlı basın açıklamasının ana gündem maddesi ne?
Türkiye son 12 yıldır ciddi bir şekilde kabuk değiştiriyor. Bu kültür ve sanat insanını yok edecek ve ayak bağı olacak bir durum. Şehir Tiyatroları katma bütçeli bir kurumdu. Son yıllarda çıkan yasa ve kararlarla katma bütçe, uygulanır olmaktan çıktı. Bu durum ortadan kalkınca Şehir Tiyatroları’nın sanat üretiminde kullandığı her meblağ tiyatro bünyesi dışında görev yapan ve sanatla uzak-yakın ilgisi olmayan bir takım bürokratların onayına bağlı hale geldi. Yani bir oyunda kullanacağınız 2 kilo elma için bile Büyükşehir Belediyesi’nden onay almanız ve o bütçeyi beklemeniz gerekiyor. Bunu özellikle zorlaştırıyorlar, sanat ve kültürün merkezinin denetim altında olması iktidarın işine geliyor. Çünkü sanat kolay denetlenebilir bir şey değil. AKP’nin yapısal zihniyeti sanatçı yetiştirmeye müsait değil. Eğer kendi bünyenizden kadrolar çıkartamıyorsanız yapılabilecek en doğru şey mevcut yetişmiş insanları denetim altına almaktır. İktidar da bunu seçti.
Şehit Tiyatroları’nın durumu nedir?
98 yıllık bir kuruma Büyükşehir Belediyesi’nin onayı olmadığı sürece oyuncu alamıyoruz. Oysa kadrolarımız boş ve ciddi sıkıntı içindeyiz. Son günlerde adını şehir tiyatroları üzerinden duyduğumuz İskender Pala adında bir isim çıkıyor karşımıza. Bu şahsın akademik kariyeri Prof… İktidara çok yakın bir isim. Geçmiş yıllarda çeşitli görevlerde bulunmuş.
Bunların içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı da var. Bu zatı muhteremin ilk yazdığı oyun Leyla ile Mecnun… Bu oyunu Şehir Tiyatroları’nda çalışmak istedi ve bu oyunla birlikte Şehir Tiyatroları’nda yeni bir uygulama başladı. Şehir Tiyatroları’na tarihinde ilk kez taşeron sanatçı alındı. Sonrasında şehir tiyatrosuna sanatçı kiralayan bir şirket ortaya çıktı. Şirket belli bir komisyon karşılığında inanılmaz komik yevmiyelerle oyuncuları şehir tiyatrolarına pazarlıyor. Şirket yılsonlarında kapanıyor, sonra tekrar açılıyor. Oyuncularla sadece 11 aylık sözleşmeler yapıyorlar. Çünkü 12 ay çalıştırılırsa sürekli işçi haline gelecekler, sendikal hakları, yıllık ücretli izin hakkı ve düzenli sigorta primleri olacak. Çok bilinçli bir uygulama olarak sürüyor.
Konservatuarlar her yıl oyuncu mezun ediyor. Onların durumu nedir?
Yüzlerce konservatuar mezunu şu anda boşta. İktidar, sanatçı sömürüsüne göz yumuyor. Artık Şehir Tiyatroları’nda çalışan oyunculara part-time muamelesi yapan yeni bir uygulama başladı. Oyuncu, sezon boyunca oynadığı gün kadar sigortalı yapılıyor. Bir ayda 20 kez sahneye çıkmışsa, devlet “Geri kalan 10 günlük sigorta primini cebinden öde” diyor. En kalifiye oyuncu bile günlük 30-40 lira yevmiye alıyor. Hep bir kadro umuduyla şartları kabul ediyor. Ancak Büyükşehir Belediyesi aylardır kadroların hiçbirine onay vermiyor.
Eylem takviminizde “medyanın tescilli gerici kalemleri” diyorsanız, kimi kastediyorsunuz?
Yandaş medyayı… Yazarlar, şehir tiyatrolarının oyunlarına, işleyişine açık saçık saldırmaya başladı. Gazetelere şu başlıkları yazıyorlar: “Şehir Tiyatroları gibi resmi bir kurum devletin parasıyla müstehcen oyun nasıl yapar.” Akıl erdirmek mümkün değil. Devletin parası denilen parayı hükümete yakın bu çevreler o kadar kendi paraları görüyorlar ki. Sanat ve sanatçıdan, kültürden zerre kadar anlamadıkları halde, bir kere bile okumadıkları, metnini bilmedikleri ve zahmet edip seyretmedikleri oyunları sadece isimleriyle bile yerden yere vurabiliyorlar. 12 Eylül’de 47 sanatçı 1402 ile şehir tiyatrolarından atıldı. Sanattan ve sanatçıdan, heykelden korkan bir iktidar var. Türkiye laik demokratik bir hukuk devleti değildir. Şehir Tiyatroları, Cumhuriyet’ten de eski. Yılda 2 bine yakın oyun oynuyor, 10 sahnemiz var. Bu işin nihai hedefi Şehir Tiyatrolarını ortadan kaldırmaktır. Tiyatro insanı aydınlığa götürür, soru sordurur, hayır demeyi öğretir, bu iktidarın bunlara tahammülü yok.
Beklentiniz ne?
Devlet, şehir tiyatrolarının kurumsal işleyişi içinde bağımsız, özgür, yürekli sanat üretimimize gölge etmesin yeter. Başka bir şey beklemiyoruz. 2 yıl önce Mephisto adlı bir eser sergilemiştim. O dönem Hitler faşizmini bir kez daha etüd etme şansını elde ettim. Gerçekten Hitler’in iktidara gelişini anımsatan zamanlar yaşıyoruz… Hitler’in adı bile duyulmadığı sırada arkasından ittiren Avusturya kökenli bir tarikat vardır. Türkiye’de de bir iktidar söz konusu olduğu zaman cemaatler ittifakı konuşulur oldu. Zor günleri göğüslemeyi bir yaşam biçimi haline getirecek yepyeni kuşaklar her zaman gelecek. Sanatın içinde umut vardır umudun bittiği yerde sanatta biter. Sanat risk almaktır.
141-142’den yargılandı
Tiyatroya 1974 yılında çocuk oyunuyla başladı. 12 Eylül’e kadar Şehir Tiyatrolarında çalıştı. Meşhur 1402’liklerden. Hakkında çok fazla soruşturma açıldığı için yurt dışına çıktı ve başka ülkelerde 15 yıl tiyatro yapmak zorunda kaldı. Vatandaşlıktan çıkarıldı. Devlet daha sonra “Pardon 141 ve 142. maddeler insan haklarına aykırıymış” dedi. Hapistekiler tahliye oldu, Yavuz da ülkesine döndü. Yıllarca cezaevlerinde yattı, sürgün edildi. 2000’de tekrar Şehir Tiyatroları’na döndü.
‘Aç köpekler saldırıyor’
ÜNLÜ oyuncu Levent Üzümcü de bugün Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde eylemde olacak sanatçılardan… Üzümcü, dün twitter’dan meslektaşlarına ve tiyatro severlere mesaj attı: İstanbullular, 98 yıllık tiyatronuz aç köpeklerin saldırısına uğruyor. Unutmayın bu sizin tiyatronuz, korumak istiyorsanız tek yolu bizi boşlamamanız. Biletlerinizi aldıktan sonra oyunlarımıza gelmeniz...
YURT
.