"Made in USA-AKP’’ markalı çuval!




SUYUN AKIŞI




'Uğur SETEN '

Başında ‘’made in USA-AKP’’ markalı çuvalı taşıyan Türkiye anormalleşiyor ve kabuk değiştiriyor. Biz değiştik, üzerimizdeki gömleği çıkardık diye fetva veren AKP hükümetinin açtığı güvensizlik ve korku ortamında devletin en önemli kurumları birbiriyle kavga halinde iktidar mücadelesi veriyor. Emniyetinden, yargısına, TSK’dan, MİT’ine kadar hiç bir kurum yada yetkili diğer bir kuruma güvenmiyor. Binlerce ABD-İsrail ajanlarının serbestçe cirit attığı, örtülü, örtüsüz operasyonlar yapabildiği ülkemizde herkes makam odasında, yatak odasında, arabasında, evinde, yolda dinleniyoruz, izleniyoruz kaygısını haklı olarak taşıyor. Memleketin çivisi çıkmış, kimin eli kimin cebinde, kimin kulağı kimin ensesinde belli değil!

Özel yetkili mahkemeler ve savcılar istediği zaman istediğini şafak opersyonları ile gözaltına alabiliyor, MİT MİT’i takip ediyor, Cumhuriyet savcısı diğer cumhuriyet savcısının odasını basıyor, Emniyet TSK’nin mensuplarını dinliyor, tutukluyor. Casuslar savaşı ya da şaka gibi ama değil. Kimse kimseye inanmıyor, güvenmiyor. ABD-AKP hükümetinin bilinçli, planlı ve programlı olarak izlediği bu korku siyaseti doğrultusunda Türkiye totaliter teokratik bir düzene doğru hızla yol alırken, cumhuriyet düşmanı kadrolarla donatılan ulusal, üniter, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kurumları onarılması çok zor olan büyük yaralar almıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri

Yargıtay

HSYK

Danıştay

Sayıştay

Üniversiteler

MİT

Emniyet

Diyanet

Devrim yasalarının bir bir kaldırıldığı ve hukukun guguklaştığı Türkiye’yi yöneten Gül, Erdoğan, Arınç Beyler, hukuk işlerine geldiği gibi işleyince ‘’ biz adalete müdahale edemeyiz, yasalar önünde herkes eşittir’’ diye AKP’nin özel hukukuna alkış tutmaktadırlar. Hukukun gücüne değil, gücün hukukuna yaslananlar, Genel Kurmay Başkanı dahil yaşamını TSK’ne adamış olan, çok önemli vatani görevlerde bulunmuş olan komutanları terör örgütüne üye olmak ve çete kurmakla içeri atarken, yetkili cumhuriyet savcılarının görevlerini aştıkları iddiasıyla ifadeye çağırdıkları MİT başkanı ve bazı MİT mensupları için özel dokunulmazlık yasası çıkaranlar hukuka, adalete ve topluma karşı bir kez daha suç işlemişlerdir. Daha başka bir ifadeyle, siyasi bir rezalet olan ve toplumsal vicdanı derinden yaralayan AKP Hükümeti- MİT-PKK ilişkisinin üstünü havaya kalkan parmaklarla örtmeye çalışmışlardır. Ancak, tavşan şapkadan çıkmıştır artık. Türk ulusu, bu yabancı ortaklı bölücü ve gerici filmde kimin nerede ve nasıl rol aldığını biliyor.

AKP’nin TBMM’deki parmak çoğunluğuna dayanarak yetkili savcılık tarafından ifadeye çağrılan MİT’in başındaki Hakan Fidan’ı ve haklarında yakalama kararı çıkarılan bazı MİT’çileri adaletin önünden kaçırmak için ‘’kişiye özel koruma yasası’’ çıkartmak vicdana ve ilahi adalete sığar mı?

Büyük önder M.Kemal Atatürk’ün kutsal Hitabesi’ndeki yurtsever Türk Gençliği’ne karşı, dindar ve kindar bir gençlik isteyen AKP hükümetinin, AB-D’nin uşağı kanlı terör örgütü PKK ile Oslo’da yürütülen çirkin ve aşağılayıcı müzakerelerde başbakanın kendilerine verdiği özel rolü aştıkları anlaşılan ‘’MİT’çileri koruma ve kollama yasası operasyonu’’ AKP hükümetinin adalete müdahalesi değil midir ? Yargının başbakanın izninine ve keyfiyetne göre soruşturma başlatabilmesi ileri demokrasilerde değil, ancak örtülü demokrasilerde mümkün olur.

Demokratik ve laik devlet anlayışından teokratik devlet anlayışına geçerken, Atatürk devrimlerini, demokrasiyi, hukuku, ve adaleti kıra kıra yol alanlar unutmasın ki, hayat bumerang gibidir.

Bir Afrika atasözü der ki; ’’ sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine “SUYUN AKIŞI KARAR VERİR…”


İlk Kurşun


.
➽ Paylaş: