Deniz Feneri’nde dolandırıcılık yokmuş!
12 Eylül referandumunun ardından üye yapısı yeniden şekillendirilen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, milyon dolarlık vurgunu konu alan Deniz Feneri yolsuzluğundaki örgüt ve dolandırıcılık bağlantısının dosyasını kapattı.Deniz Feneri’nde dolandırıcılık yokmuş

Deniz Feneri’nde dolandırıcılık yokmuş!
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, Deniz Feneri soruşturmasında örgüt ve dolandırıcılık suçlamasına karşılık verilen takipsizlik kararına yapılan itirazı reddetti
12 Eylül referandumunun ardından üye yapısı yeniden şekillendirilen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, milyon dolarlık vurgunu konu alan Deniz Feneri yolsuzluğundaki örgüt ve dolandırıcılık bağlantısının dosyasını kapattı. Kritik süreç şöyle gelişti:
Nadi Türkaslan’ın koordinasyonunda yürütülen Deniz Feneri soruşturmasında eski RTÜK Başkanı, Kanal 7’de Genel Yayın Yönetmeni Zahit Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın arasında bulunduğu 9 şüpheli, “örgüt kurmak, yönetmek, üyesi olmak, nitelikli dolandırıcılık” ile “resmi belgede sahtecilik” suçlarından tutuklanmıştı. Ancak Türkaslan ile savcılar Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz önce dosyadan el çektirildi, ardından da yargılanmaya başlandı.
Gözler İstanbul’da
Yeni atanan savcılar Harun Kodalak, Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş, 20 sanığı, “Hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanmak, özel belgede sahtecilik, kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştirak etmek”le suçlandı. Takipsizlik kararında ise özellikle dolandırıcılık ve örgüt suçlamasından şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Dosyanın müştekileri Sadık Deniz’in avukatı Tacım Coşgun ise söz konusu takipsizlik kararına karşı itiraz etmişti. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, takipsizlik kararına karşı yapılan itirazı reddetti. Dosya bu kez de İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne gidecek. Çünkü Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyada belirtilen suçların İstanbul’da işlendiğini, bu nedenle yargılamayı İstanbul’daki mahkemelerin yapması gerektiğini bildirmişti.