Hangi Davutoğlu yalan söylüyor




Bir Dışişleri Bakanı yalan söyler mi?


'Cüneyt ÜLSEVER '

Hemen söyleyelim. Herhangi bir Bakan yalan söyleyemez.

Söylerse halkını aldatmış olur.

Dışişleri Bakanı ise hiç söyleyemez. O sadece halkını değil, dünyayı aldatmış olur. Eline yalan bilgiyi kim vermişse vermiş olsun, beyanından Bakan sorumludur.


***

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Suriye’nin uçağımızı düşürmesinin ardından, adeta yangından mal kaçırıyormuşçasına “uçağımızın uluslararası hava sahanlığında vurulduğunu” ilan etti. 13 mil uzaklıkta bir uçak ancak füze ile vurulabileceği için Davutoğlu Suriye’nin uçağın 2,5 mil menzilli uçaksavarlarla vurulduğu iddiasını da reddetmiş oldu.

Neden böyle bir açıklama yaptı?

“Uçaksavarla vurulan bir uçak” çok alçak (örneğin 100 metre) ve Suriye hava sahanlığında uçan bir uçak anlamına gelir. O zaman da uçağın Suriye’de keşif yaptığı ve böylece Rusya’dan nasıl bir askeri-teknik yardım aldığını tespit etmeye çalıştığı, ayrıca Suriye’nin tepki verme katsayısının test edildiği ortaya çıkar.

Bu keşif uçuşu NATO için de önemliydi! Gizlilik korunmalıydı.

Suriye ise, Rusya’nın teşviki ile yaptığı bu saldırı ile Türkiye’nin Ortadoğu’da hiçbir caydırıcılık gücü olmadığını dünyaya ilan etti.

***

Ancak, her geçen gün Davutoğlu’nun açıklaması inandırıcılığını yitiriyor. İlk darbeyi The Wall Street Journal’in (WSJ) Pentagon’a dayanarak ve üzerinde ısrarla durarak, Suriye’nin tezini doğrulayan açıklaması vurdu.

Ardından Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun, Fikret Bila’nın “Düşürülen RF-4 uçağımızda füze algılayan sistem var mıydı?” sorusuna “Evet, bu uçağımızda füze algılama sistemi vardı. Bu nedenle bir füze tehdidi söz konusuysa algılamış olmaları gerekirdi’ diye değerlendiriyoruz,” şeklinde verdiği cevap dolaylı da olsa başka bir yalanlama oldu. (Milliyet-09.07.2012)

Utku Çakırözer ise yaptığı istihbaratı “ABD ve Rusya’nın elinde uydu görüntüleri var. Bu görüntülere göre, uçak ‘Suriye hava sahasında’ vurulmuş gözüküyor. Görüntülere göre, uçak hava sahasına ilk girişte değil, çıktıktan sonra ikinci girişinde vuruluyor.” sözleri ile değerlendirdi. (Cumhuriyet-“Uydular ‘Suriye hava sahası’ diyor”-8 Temmuz 2012)

Adı geçen gazete ve gazeteciler ciddi ve saygın kurum ve kişilerdir.

***

Hürriyet de dün bir ABD Dışişleri yetkilisinin şu sözlerine yer verdi:

“Uçak uluslararası sularda mı, Suriye karasularında mı vuruldu? Füzeyle mi vuruldu, uçaksavar ateşiyle mi ne fark eder. Sonuçta bizim için müttefikimizin bir uçağının vurulmuş olması önemli… Ancak biz, bu tartışılan konularda hiçbir detayı açıklamayacağız.” (Hürriyet- Tolga Tanış-11.07.2012)

Dışişleri yetkilisinin diplomatik dille yaptığı açıklama, esasında uçağın Türkiye’nin dediği şekilde vurulmadığını ama her halükârda müttefikin yanında yer aldıklarını vurguluyor!

Aynı yetkili WSJ’nin iddiasını ise reddetmiyor:

“Ortada sadece WSJ’nin yayınladığı ve Pentagon’dan bir yetkiliye dayandırdığı haber var. O açıklamayı yapanın da neden yaptığını bilmiyorum.” (ibid)

***

Ahmet Davutoğlu çok ciddi bir eda içinde girdiği Dışişleri kariyerinde ha bire yalpalıyor. Bakın bugün saldırmak için sabırsızlandığı i) Suriye, medet umduğu ii) NATO hakkında daha önceleri neler söylemiş:

Emre Çalışkan’ın büyük bir titizlikle yakaladığı gibi, Kasım-1998’de, Suriye ile “Apo meselesi” yüzünden savaşın eşiğine geldiğimiz bir başka dönemde, Ahmet Davutoğlu TÜSİAD’ın Görüş Dergisi’nde aynen şöyle yazmış:

1) Türkiye’nin Suriye ve Irak politikalarını etkileyebilecek önemli stratejik unsurların belirlenmesi ve bu unsurların bölgesel politikalar üzerindeki etkilerinin muhtemel seyrinin tanımlanması hamasî ve hissî bir söylemle yönlendirilen taktik bir gerilim politikasından daha önemli… Bir komşuyu yok saymak ya da sürekli bir gerginlik diplomasisi yürütmek aslında bir zaafın işaretidir.

2) NATO, ABD ya da İsrail’e endeksli görünüm veren politikalar, bölge üzerinde kalıcı etki alanı oluşturulmasının önünde psikolojik duvarlar örmektedir… Türkiye, bu bölgelerle artık sadece NATO’nun bir üyesi olarak değil, kendi ulusal stratejilerini de gözeten bir bölgesel aktör olarak davranmak zorundadır. (T24.com.tr-10.07.2012)

***

Ben hangi Ahmet Davutoğlu’na inanacağım, bilemiyorum.

Ama müttefikin bile Türkiye’yi yalan-yanlış dış politikasından dolayı tiye alması ağrıma gidiyor. Tolga Tanış’a konuşan ABD Yetkilisi diyor ki:

“Türkiye, bu konuda ne kadar çok yüksek sesle konuşursa o kadar inandırıcı olacağını düşündü. Sanırım o yüzden Başbakan’a açıklama yaptırdılar. Bu tıpkı İngilizce bilmeyen birine bağırarak konuşan Amerikalıların durumuna benziyor.”
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..