Her Vahdettin'in bir Atatürk'ü vardır..



EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLDU,

AMA HER VAHDETTİN’İN

BİR ATATÜRK’Ü VARDIR…



'Ali ERALP '

Eskiden, siyasal yönetime başkaldırıp dağa çıkan, yol kesen, soygun yapan, haraç alan isyancı köylüler vardı. Bunlara eşkıya denilirdi.

İçlerinde halkın malına, canına kasteden, ırzına namusuna göz koyanlar olduğu gibi; zalim ağalardan, beylerden alıp yoksullara dağıtan, güçsüzlere arka çıkan eşkıyalar da çok görülmüştü.

Bunlar halk tarafından sevilir, sayılır, korunur, saklanırdı. Üstüne türküler yakılıp, şiirler, destanlar söylenirdi:

Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı Varilcioğlu
Beş yüz atlıyınan kestiler yolu
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz…

Eşkıya, eşkıyanın dünyaya hükümdar olamayacağını söylüyor.

Ama ne yazık ki, sevgili yurdumuzda eşkıya hükümdar oldu…

Bir zamanlar eşkıyalar dağlarda saklanırlardı. Mesleklerini oralarda icra ederlerdi. Şimdi her yerde, her koşulda, her ortamda karşımıza çıkıyorlar. Bir veba gibi sarmışlar dört bir yanımızı. Kentlerde, köylerde, kasabalarda…

Devletin içinde yuvalanmış eşkıya…

İhalelere giriyor. Kamu kurumlarını yok pahasına satın alıyor. Madenleri, ormanları yağmalıyor. Tüm kamu kuruluşlarını yabancılara peşkeş çekiyor. İstediğini içeri atıyor, istediğini serbest bırakıyor. Ama asla ve asla Amerika’nın emrinden dışarı çıkmıyor. ABD’ye tek söz söylemiyor. Söyletmiyor.

Yargıda yuvalanmış eşkıya…

Eğitimde yuvalanmış…

Haksızlık, hukuksuzluk yapıyor.

Hem de açık açık. Göstere göstere. Sırıtarak. Koca bir ulusu aptal yerine koyarak…

Utanmadan, sıkılmadan…

Kul hakkı yiyor.

Soru çalıyor.

Yandaşlarını işe yerleştirebilmek için hırsızlık yapıyor.

Sınavdan hemen sonra KPSS sorularının internetten yayınlanması üzerine: “Bu nasıl iştir hacı, bu sorular internette ne geziyor?” diye sorulunca da, “Adaylar soruları akıllarında tutup, yazdırmışlar. Sızma, çalıntı yoktur…” şeklinde yanıt veriyor. Oysa “adayların akıllarında tuttuğu soruların imla yanlışları bile ÖSYM’in imla yanlışları ile aynı!.. Yazdırırken aynı yanlışları yapmışlar… Nasıl oluyorsa…

Hem de bu işler “Ben Müslüman’ım, dinime bağlıyım, haram yemem, yalan söylemem…” diyenler tarafından yapılıyor.

Hem de bu işler, “insanlarımız dindar olsun, namuslu olsun, hakka hukuka saygı göstersin” diye,100 bin camide 80 bin imamın görev yaptığı, devlet bütçesinden 2 Katrilyon liranın bu hizmetlere ayrıldığı bir ülkede gerçekleşiyor.

Ve ne yazık ki bu ülke bugün, “ahlaksızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık sıralamasında, dünya ulusları arasında 10. sırada.

Bir ülke düşünün.

Bu ülkede “Çete kurma, çete yönetme suçlaması ile” 700 bin kişilik ordunun Genel Kurmay Başkanı hakkında istenen ceza, 40 bin kişinin katili Öcalan’la istenen ceza ile aynı olurken,

Bu milletin milyonlarca oyu ile seçilen milletvekilleri salıverilmezken, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm olan 7 TİP’linin katilleri ve Adana Emniyet müdürünü, CHP il başkanlarını öldüren kişi salıveriliyor.

Hizbullah teröristleri salıveriliyor.

Ve Bebek Katili Öcalan’a “ev hapsi” için partiler uzlaşıyor…

2 poğaça, 2 meyve suyu çalana 12,5 yıl hapis isteniyor, ama saf Müslümanları “yardım” adı altında trilyonlarca dolandıran “Deniz Feneri” sanıkları ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor ve dere yatağına konut yaparak 12 kişinin ölümüne neden olan kapkaççılar hakkında hiçbir işlem yapılmıyor…

Eşkıya şimdi her yerde.

Mecliste. Sokakta. Caddede. Belediyelerde…

Meclis kürsüsünden görüşlerini açıklayan milletin vekiline saldırıyor eşkıya.

“Kentsel Dönüşüm Projesi” kapsamında yıkımları protesto eden CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın kafasını yarıyor. Polis, kafa yaranları değil, protestocu ‘Halk Cephesinin’ üyelerini gözaltına alıyor.

Eşkıya dünyaya hükümdar oldu…

Ama bilinmelidir ki, her Vahdettin’in bir Atatürk’ü vardır. Vahdettin’ler çıkarsa Atatürk’ler de çıkar…

Her Hızır paşanın bir Pir Sultan Abdal’ı vardır… Hızır Paşa’lar Pir Sultanları beraberinde getirir.

AKP şaşkınlık içerisindedir şimdi. Siz bakmayın onun atıp tuttuğuna, kurbağa gibi şişinmesine… Sonu patlayan kurbağa gibi olacaktır…

Çünkü ekonomi dibe vurmuştur.

Suriye’de amansız bir yenilgiye uğramıştır. Dünyada yalnız kalmıştır. Yandaşı, ağababası, destekçisi, stratejik ortağı Amerika bile bu olayda ondan elini eteğini çekmiş, onu boşlukta bırakmıştır.

Yolsuzluklar, kanunsuzluklar, hukuksuzluklar arşa çıkmıştır. Özel mahkemelerin ne yapmak istediğini, kimin emrinde hizmet gördüğünü halk bile anlamaya başlamıştır. Bu nedenle AKP yasa değişikliğine gidip bunları kaldırmak zorunda kalmıştır.

Artık mızrak çuvala sığmamaktadır…

Bu hukuksuzluklara, kanunsuzluklara New York Times gazetesi bile dikkat çekmiş, AKP’yi eleştirmiştir.

Yeni Atatürk’ler yoldadır.

“Hızır Paşa’nın çarkını” kırmak üzere Pir sultan’lar yola çıkmıştır…

➽ Paylaş: