ABD'den ulusalcı ve milliyetçilere operasyon!
Kürt açılımının tıkanmasının faturasını milliyetçi ve ulusalcılara çıkaran ABD basınının bu kesimleri suçlayıcı kampanyası muhalefet partilerinin tepkisini çektiMilliyetçi ve ulusalcılara karşı ABD operasyonu!
ABD’den milliyetçileri hedef alan yeni tezgah
Kürt açılımının tıkanmasının faturasını milliyetçi ve ulusalcılara çıkaran ABD basınının bu kesimleri suçlayıcı kampanyası muhalefet partilerinin tepkisini çekti
ABD’nin yüksek tirajlı gazetelerinden Washington Post, Kürt açılımının tıkanmasının faturasını milliyetçi ve ulusalcılara kesti. Gazete, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK’lıların “siyasi sahneye girmesi ile barış için yeni bir şans” işaretini oluşturacağını umduklarını, ancak “Türk milliyetçiliğinin güçlü olmayı sürdürdüğü bir ülkede barış sürecinin bir adım ileri, iki adım geri gider gibi göründüğü” yorumunu yaptı.
Milliyetçi ve ulusalcıları hedef alan Balyoz ve Ümraniye operasyonlarının talimatının ABD’den alındığını Fehmi Koru 28 Ocak 2008’de televizyon ekranından, 1 Şubat 2008’de ise gazetedeki köşesinden, “Ergenekon Operasyonu’nun düğmesine 5 Kasım 2007’de Beyaz Saray Oval Ofis’teki Bush-Erdoğan görüşmesinde basıldığını” duyurmuştu.
AB faşizmi
2007’de ise Emniyet Genel Müdürlüğü dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a verdiği brifingte ulusalcılığı tehdit olarak nitelendirirken, Yeniçağ bunu “AB faşizmi” başlığıyla manşetinden okuyucularına duyurmuştu.
Brifingde, “Ulusalcı kesimler, devlet egemenliğinin özellikle AB sürecindeki yasal değişiklikler ile zedelendiği ve ülkenin bağımsızlığını yitirdiği varsayımını temel almaktadır” denilmişti. Brifing metninde, “Bu söylem etrafında geçmişte sol, sağ ve dinsel arka plana sahip gruplar söylem, propaganda ve eylem birliğine dayanan bir manevra alanı oluşturmakta, bu kapsamda 50’den fazla dernek ve vakıf, 100’den fazla internet sitesi ve medya organı faaliyet göstermektedir” ifadesi yer almıştı.
Milliyetçileri hedef tahtasına oturtan Washington Post’un yazısını yorumlayan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, milliyetçilerin Türkiye’nin bölünmesini engellediğini söyledi. Vural, “AKP bu senaryoları gerekleştirmek üzere taşeron olarak görevlendirilmiş bir parti. Milliyetçiliğe, milli değerlere, milli kimliğe, milli devlete aykırı uygulamaları Türkiye’ye hazmettirmek üzere politika üreten bir parti. Türkiye’yi içeriden çökertmek için AKP dış destekli bu projelerle yönlendiriliyor. Yabancı projedir, üzerine ihale verilen de AKP’dir. AKP’nin hedefi zaten siyasi Lawrence olarak bunu kolaylaştırmaktır” dedi.
Erdoğan’la dizayn ediliyor
Türk milliyetçilerinin, toprak bütünlüğünün ortadan kalkmasını ve milli devletin bölünmesini engellediğini vurgulayan Vural, “Türkiye’nin bölünmesine engel olmaya devam edeceğiz. Türk milliyetçileri zaten bu nedenle tehdit olarak algılanıyor” diye konuştu. CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz da, Türk halkının Başbakan’ın ve ulusalcıların konumunu iyi değerlendirmesini istedi.
Yılmaz, “Demek ki ABD’en yana tavır koyan Başbakan, Türk ulusundan yana tavır koyan da bizler oluyoruz. Bundan gurur duyarım. Türkiye’nin bölünmesiyle ilgili konu Başbakan tarafından ABD kanalıyla dizayn ediliyor. Kürtlerin sorunlarını değil, ABD’nin ve PKK’nın taleplerini karşıladığı için Başbakan bir şans olarak görülüyor. Biz de Kürtlerle Türk milletinin sorunlarına gerçek anlamda sahip çıktığımız için ulusalcı oluyoruz. Ülkenin bölünmesine tavır aldığımız için Washington Post bizi beğenmemiş” dedi.
Erdoğan inandırıcılığını kaybediyor
Türkiye’de Kürt sorununun çözülememesinin tek nedeninin Başbakan’ın tutarsızlığı olduğunu öne süren Emekli Büyükelçi İnal Batu, “Önce büyük açılım yaptı, sonra 180 derece döndü. Ardından Oslo sürecini başlattı, Öcalan ile görüşmeler gerçekleşti. Bunların tamamı bocalama ve zikzak politikasıdır. Hem içeride hem dışarıda inandırıcılığını kaybediyor. Türk milliyetçileri ve ulusalcıların engel olarak görülmesi bahane. Bu ülkede ulusalcılar, milliyetçiler hep vardı” diye konuştu.
Böl-yönet taktiği
Bu kavramların, emperyalizmin kendi icat ettiği şeyler olduğunu söyleyen CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, “Türkiye’de Kürt-Türk ayrımı yok. Kürtlerin hepsi birinci sınıf vatandaş. Bin yıldır bu toplum beraber yaşıyor, yaşamaya da devam edecek” dedi. Acar şöyle devam etti: “ABD’deki bir takım yayın organlarının Türkiye ile ilgili bu tür analizler yapmaları emperyalizmin böl-yönet taktiğinden başka bir şey değil. Orta Doğu’da uyguladıkları bu taktiği şimdi de Türkiye’de uygulamak istiyorlar. Bunun başlangıcı da 2002’de AKP’nin iktidara gelmesiyle oldu. Orta Doğu’da esen ’Arap Baharı’ rüzgarı, AKP’nin iktidara gelmesiyle başladı. AKP, ABD’nin çıkarları doğrultusunda adımlar atarak Türkiye’nin bölünmesini hızlandıracak zemini hazırlıyor. Gece yarısı TBMM’den yasa geçirmelerinin sebebi de buna bağlı. Emperyalizm Orta Doğu’da olduğu gibi Türkiye’yi de çıkarlarına göre yönetmek istiyor. Bunda başarılı olamadıklarında sorunu ülkemizde arıyorlar. İstedikleri kadar engel görsünler, engel olarak nitelesinler, planları ve projeleri uygulayamıyorlar.”
