AKP'den Kuran’ı parçalayan ABD'lilere koruma!
Kuran’ı parçalayan Amerikalılara AKP koruması
'Sabahattin ÖNKİBAR '
Dünkü Aydınlık’ı okumayanlara hatırlatalım:
Yer: Adana.
.
Tarih 31 Ocak 2012 yani yılbaşı akşamı.
.
İncirlik Üssü’ndeki ABD’li Hıristiyan askerler 10.Tanker Üs Komutanlığı’nda bulunan camiye girerek ahşap minberi yıkıyor.
Dahası, caminin bütün camlarını tuzla buz ediyor.
Ama en dramatiği İslam’ın mukaddes kitabı olan Kuran’ı Kerim’i parçalıyor ki yırtılan Kuran sayfaları etrafa saçılıyor.
Hadise eşyanın tabiatı gereği kolluk kuvvetlerine intikal ediyor ve durum anında Ankara’ya bildiriyor.
Çok sürmez Ankara’nın zirvelerinden Adana’ya şu talimat gidiyor:
- “Bu konuyu derhal kapatın ve hiç olmamış gibi davranın.”
Kolluk kuvvetleri ne yapsın, emir büyük yerden deyip hadiseyi örtbas ediyor lakin rezillik sızıp haber oluyor.
Şimdi soralım:
İşgal yıllarında bile yaşamadığımız bu alçaklığı Türkiye nasıl sineye çekiyor?
Ne yani Amerikan askerinin bu topraklarda dinimize ve kutsalımıza hakaret etme ayrıcalığı mı var?
Aynı Amerikan askeri yarın namusumuzu, ırzımızı ve vatan toprağını talep ederse, onlar ABD’lidir deyip yine sineye mi çekilecek?
Yahu bu Tayyip Erdoğan değil midir peygamberimizin karikatürünü çizeni kınamadı diye Ramussen’in NATO’ya Genel Sekreter olmasına güya karşı çıkan?
Başka ülkelerdeki karikatür olayına güya tepki koymaya çalışan Erdoğan kendi ülkemizde camimizin tecavüz uğramasına ve kutsal kitabımızın tekmelenmesine niye sessizdir?
İsmet İnönü’ye savaş yıllarında iki camiyi erzak deposu yaptı diye meydanlarda hedefe oturtan Tayyip Bey Allah’ın evini pisleyen Amerikalılılara neden bir şey söylemiyor?
En önemlisi siz sözde Müslümanlar neredesiniz?
***
Bu mu sağlıkta reform?
Adı: Mustafa Yerebakan.
70 küsur yaşında parkinson ve zatürre hastası.
Durumu ağırlaşınca oğulları onu İstanbul Bağcılar Eğitim-Araştırma Hastanesi’ne kaldırıyor.
Hastane, yerim yok bana ne diyor.
Oğulları “Babamız ölüyor” diye feryat edince hastane yönetimi “Medicana gidin onlarla anlaşmamız var” kaşılığını veriyor.
Hasta Medicana!ya taşınıyor ve Dr.Yonca Akber’in olağanüstü gayretleri ile komdan çıkıyor lakin Medicana yönetimi, bizim işimiz bitti, tedavi için nöroloji bölümü olan bir yere nakledin diyor.
Diyor ama Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi hastayı kabul etmiyor.
Ambulans Bakırköy Mazhar Osman Hastanesi’ne yöneliyor ama lakin orası da, bu hasta zatürre oldu, enfeksiyon kaptı almayız kaşılığını veriyor.
Evet devletin hastanesi enfeksiyonlu diye hastayı almıyor ve ölüme terk ediyor.
Son çare Haseki Hastanesi ama orası da, bizde nöroloji bölümü yok diye kabul etmiyor.
Sonuç mu:
Komadaki hasta İstanbul gibi bir yerde bu soğukta sokaktadır.
Ey AKP’liler, ey Sağlık Bakanı bu mudur övündüğünüz sağlıktaki reform?
Mustafa Yerebakan ölürse bilin ki sorumlusu sizsiniz!
***
MHP’de Mansur mu Altınok mu?
Tesadüfen bir yere erişirsiniz de tesadüfen orada duramazsınız ki MHP’nin 2009 Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş buna çok iyi bir örnektir.
Hatırlayın Mansur o seçimde yüzde 28 civarı oy almıştı.
Aldı ama taşıyamadı o oyu ve şimdi sahneden çekiliyor.
Peki hataları mı?
Birincisi 2010 Eylül’ün de yapılan referandumda AKP’nin yanında yer alarak evetçi oldu ve MHP Genel Merkezi’ni bile Evet’e zorladı.
İkinci husus sevmemesine rağmen Bahçeli’ye tek bir olumsuz söz etmedi ve kongre sürecinde Ankara’yı terk etti.
Ve şimdi baktı ki Turgut Altınok MHP’ye geri döndü ve aday yapılacak hemen başladı Bahçeli’yi jurnallemeye!
Hayır Mansur bu tasvip edilecek mir metot değil.
Bu satırların yazarını bilirsin Bahçeli için neler yazıyor ama senin yaptığın delikanlılık değil. Eminim ki aday olacağını düşünsen Bahçeli için o sözleri etmezsin.
Hülasa Mansur Yavaş bundan böyle mazidir ve MHP’nin Ankara adayı Turgut Antınok’tur.
***
Duydunuz mu Öcalan erkek sözü demiş!
Ar damarının çatlaması diye bir tabir var ya aynen öyle!
Baktılar ki Tayyip dümeni İmralı yani Öcalan’a kırdı anında tornistan ve uygun hikayeler bir bir yazılmaya başlandı.
En çok güldüğüm Öcalan’ın Hakan Fidan’a verdiği erkek sözü!
Üstelik bunu iki kere yapmış!
Peki ne mi demiş Öcalan?
Vallahi billahi bağımsız devlet kurmak gibi bir hedefim yok, size erkek sözü veriyorum demiş!
Yazılanlara göre Hakan Fidan ile Başbakan bir müthiş taahhüde pek bir sevinmiş!
Şuraya bakar mısınız adams anki 30 bin kişiyi öldürmekten müebbete cezalı bir mahkum değil Yalta’da Churcill ile müzakere eden Stalin gibi sunuluyor.
Yahu dışarı çıkmaya çırpınan Öcalan salak mıdır ki ilk şartım Bağımsız Kürdistan desin!
Realite bu ise, Öcalan’ı bu şekilde sunmak en hafifinden dalkavukluk değil mi?
Bakın altını çizerek yazıyorum. Tayyip hep yaptığı gibi çark etsin bu hikayeler ertesi gün tersinden yazılır.