'Seni, Unutmadık, unutmayacağız'
Bombalı saldırı sonucu 24 Ocak'ta yitirdiğimiz Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur
Mumcu, katledilişinin 20. yıldönümünde tüm yurtta etkinliklerle anılıyor.
Uğur Mumcu'ya; Unutmadık, unutmayacağız
Uğradığı bombalı suikast sonucu 24 Ocak 1993'te yaşamını yitiren araştırmacı
gazeteci Uğur Mumcu, ölümünün 20. yılında evinin önünde düzenlenen törende
anıldı.
Mumcu için ilk tören, bugün saat 10.30’da, Batıkent Uğur Mumcu Parkı’ndaki Mumcu Anıtı’na çelenk koyulması ile başladı. Aralarında CHP, ADD, İşçi partisi, KESK, Eğitim-İş, Gençler Birliği, Çarşı gibi siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve yurttaşlar, Uğur Mumcu Anıtı'na çelenk sundu, burada saygı duruşunda bulundu.
Mumcu'nun evinin bulunduğu apartmana CHP Çankaya Gençlik Örgütü tarafından "20 Yıldır Uğur Yok, Adalet Yok" yazılı dev pankart asıldı. TGB de "Failleri Biliyoruz Zamanaşımına Direniyoruz" pankartıyla sokağa giriş yaptı. Gençler birliği taraftarları da törende döviz açtı. Törende "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları atıldı. Tören sırasında, sanatçı Selda Bağcan'ın "Uğurlar Olsun" adlı parçası da çalındı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Mumcu'nun evine gelerek, Mumcu'nun eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ile kızı Özge Mumcu ve oğlu Özgür Mumcu'ya taziyelerini iletti. Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP TBMM Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP Genel Başkan Yardımcıları Nihat Matkap, Sezgin Tanrıkulu, Faik Öztrak ve CHP'li bazı milletvekilleri de Mumcu'nun evini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu yakasına "Uğur Mumcu Ölümsüzdür" yazılı Mumcu'nun fotoğrafını taktı.
KILIÇDAROĞLU: 20 YIL GEÇTİ FAİLLER BELLİ DEĞİL
Kılıçdaroğlu, Uğur Mumcu'nun evinden çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Uğur Mumcu'nun katledilişinin 20. Yılı. Devletin bir sözü vardı, bu cinayeti aydınlatacağız, diye. 20 yıl geçti tetikçilerin bir kısmı ortay açıktı ama asıl failler belli değil. Eğer bu ülkede demokrasi olacaksa, hukukun üstünlüğüne inanacaksak, özgür bireyin haklar varsa Uğur Mumcu'yu katledenlerin mutlaka açığa çıkarılması lazım" dedi. Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğe örnek gösterilen yürekli bir insan olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ülkesini severdi, insanını severdi, haksızlıklara, yolsuzluklara karşı mücadele ederdi. Bir mücadele adamıydı. Direnişin adıydı, direnişin simgesiydi. 20 yıl geçmesine rağmen bugün insanlarımız burada O'nu anıyorlar. Devletin hala bir yükümlüğü, bir borcu var. Uğur Mumcu'nun katillerini mutlaka bulmak ve ortaya çıkarmak zorundadır. Eğer Uğur Mumcu'nun katilleri ortaya çıkarılamazsa bu dava devam edecektir, halkın vicdanında bu dava devam edecektir" diye konuştu.
"BİR DEMOKRASİ MÜZESİNE İHTİYACIMIZ VAR"
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorusu üzerine suikastta paramparça olan Mumcu'ya ait aracın enkazının aileye iade edilmesi kararını ise "Elbette güzel bir şey. Sonuçta bunun bir yerde sergilenmesi lazım. Basın kuruluşlarının bu konuyla ilgilenmesi lazım" diye değerlendirdi. Kılıçdaroğlu şunları dedi:
Bir "demokrasi müzesi' kurmamız gerekiyor aslında. Demokrasi şehitlerimiz var bizim. Uğur Mumcu'nun arabası da o demokrasi müzesinde sergilenebilir. Kültür Bakanlığı'na bu konuda büyük görevler düşüyor. Buradan da CHP'nin Genel Başkanı olarak bir çağrıda bulunuyorum. Bizim bir demokrasi müzesine ihtiyacımız var. Gereksiz yere asılan siyasetçilerimiz var, onları zaman zaman anıyoruz. Onların isimlerini hava alanlarına, üniversitelere veriyoruz. Ama bir demokrasi müzesi kurarak çocuklarımıza, gelecek kuşaklara demokrasiyi nasıl koruduğumuzu, nasıl mücadele ettiğimizi, nasıl bedeller ödediğimizi göstermeliyiz. Uğur Mumcu bir demokrasi şehididir. Onun arabasına bomba kondu ve Uğur Mumcu susturuldu. Ama bugün yüzlerce, binlerce Uğur Mumcu var. O'nun davasını sürdürüyorlar. O'nun mücadelesini sürdürüyorlar, aynı kararlılıkla, aynı yüreklilikle sürdürüyorlar. Bize düşen görev O'nun mücadelesine katkı vermektir. Biz CHP olarak bu konuda elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz" diye konuştu.
Mumcu için ilk tören, bugün saat 10.30’da, Batıkent Uğur Mumcu Parkı’ndaki Mumcu Anıtı’na çelenk koyulması ile başladı. Aralarında CHP, ADD, İşçi partisi, KESK, Eğitim-İş, Gençler Birliği, Çarşı gibi siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve yurttaşlar, Uğur Mumcu Anıtı'na çelenk sundu, burada saygı duruşunda bulundu.
Mumcu'nun evinin bulunduğu apartmana CHP Çankaya Gençlik Örgütü tarafından "20 Yıldır Uğur Yok, Adalet Yok" yazılı dev pankart asıldı. TGB de "Failleri Biliyoruz Zamanaşımına Direniyoruz" pankartıyla sokağa giriş yaptı. Gençler birliği taraftarları da törende döviz açtı. Törende "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları atıldı. Tören sırasında, sanatçı Selda Bağcan'ın "Uğurlar Olsun" adlı parçası da çalındı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Mumcu'nun evine gelerek, Mumcu'nun eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ile kızı Özge Mumcu ve oğlu Özgür Mumcu'ya taziyelerini iletti. Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP TBMM Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP Genel Başkan Yardımcıları Nihat Matkap, Sezgin Tanrıkulu, Faik Öztrak ve CHP'li bazı milletvekilleri de Mumcu'nun evini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu yakasına "Uğur Mumcu Ölümsüzdür" yazılı Mumcu'nun fotoğrafını taktı.
KILIÇDAROĞLU: 20 YIL GEÇTİ FAİLLER BELLİ DEĞİL
Kılıçdaroğlu, Uğur Mumcu'nun evinden çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Uğur Mumcu'nun katledilişinin 20. Yılı. Devletin bir sözü vardı, bu cinayeti aydınlatacağız, diye. 20 yıl geçti tetikçilerin bir kısmı ortay açıktı ama asıl failler belli değil. Eğer bu ülkede demokrasi olacaksa, hukukun üstünlüğüne inanacaksak, özgür bireyin haklar varsa Uğur Mumcu'yu katledenlerin mutlaka açığa çıkarılması lazım" dedi. Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğe örnek gösterilen yürekli bir insan olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ülkesini severdi, insanını severdi, haksızlıklara, yolsuzluklara karşı mücadele ederdi. Bir mücadele adamıydı. Direnişin adıydı, direnişin simgesiydi. 20 yıl geçmesine rağmen bugün insanlarımız burada O'nu anıyorlar. Devletin hala bir yükümlüğü, bir borcu var. Uğur Mumcu'nun katillerini mutlaka bulmak ve ortaya çıkarmak zorundadır. Eğer Uğur Mumcu'nun katilleri ortaya çıkarılamazsa bu dava devam edecektir, halkın vicdanında bu dava devam edecektir" diye konuştu.
"BİR DEMOKRASİ MÜZESİNE İHTİYACIMIZ VAR"
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorusu üzerine suikastta paramparça olan Mumcu'ya ait aracın enkazının aileye iade edilmesi kararını ise "Elbette güzel bir şey. Sonuçta bunun bir yerde sergilenmesi lazım. Basın kuruluşlarının bu konuyla ilgilenmesi lazım" diye değerlendirdi. Kılıçdaroğlu şunları dedi:
Bir "demokrasi müzesi' kurmamız gerekiyor aslında. Demokrasi şehitlerimiz var bizim. Uğur Mumcu'nun arabası da o demokrasi müzesinde sergilenebilir. Kültür Bakanlığı'na bu konuda büyük görevler düşüyor. Buradan da CHP'nin Genel Başkanı olarak bir çağrıda bulunuyorum. Bizim bir demokrasi müzesine ihtiyacımız var. Gereksiz yere asılan siyasetçilerimiz var, onları zaman zaman anıyoruz. Onların isimlerini hava alanlarına, üniversitelere veriyoruz. Ama bir demokrasi müzesi kurarak çocuklarımıza, gelecek kuşaklara demokrasiyi nasıl koruduğumuzu, nasıl mücadele ettiğimizi, nasıl bedeller ödediğimizi göstermeliyiz. Uğur Mumcu bir demokrasi şehididir. Onun arabasına bomba kondu ve Uğur Mumcu susturuldu. Ama bugün yüzlerce, binlerce Uğur Mumcu var. O'nun davasını sürdürüyorlar. O'nun mücadelesini sürdürüyorlar, aynı kararlılıkla, aynı yüreklilikle sürdürüyorlar. Bize düşen görev O'nun mücadelesine katkı vermektir. Biz CHP olarak bu konuda elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin partisinin Adıyaman Milletvekili Salih Fırat'ın istifasına ilişkin sorularını ise yanıtsız bıraktı.
Ardından Kılıçdaroğlu, ve Mumcu ailesiyle birlikte önce Uğur Mumcu anıta çelenk ve karanfiller koydular. Kılıçdaroğlu ile Mumcu ailesi anıta yaktıkları mumları bıraktılar. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından, vatandaşlar sloganlarla Mumcu'yu bir kez daha andılar.
FETHİ YAŞAR: IŞIK TUTMAYA DEVAM EDİYOR
Yenimahalle Belediye Başkanı
Fethi Yaşar da törende yaptığı konuşmada, ''Ölümünün üzerinden 20 yıl geçmesine
rağmen kimliği, ileriyi gören bir yurtsever olarak Uğur Mumcu bugün de bize ışık
tutmaya devam ediyor'' dedi.
Yaşar, şöyle devam etti: ''Bizi içte ve dışta çökertmeye çalışan, tam bağımsızlığımızı ortadan kaldırarak ekonomik ve siyasal yönden köle yapmak isteyen karanlık güçlere kalemiyle savaş açan Uğur Mumcu, vurguncuların, esen rüzgara göre fikir ve kimlik değiştirenlerin korkulu rüyasıydı.
Bağımsızlık inancını ve Kemalist devrimlerin ilkelerini günümüzün kurt kapanları ile dolu çıkar dünyasında yaşamını da tehlikeye atarak, ölüm tehditlerine karşı yılmadan, usanmadan savunan kalpaksız Kuvay-i Milliyeci Uğur Mumcu'yu bugün bir kez daha özlemle anıyoruz.”
Mumcu, bir çok kentte düzenlenen etkinliklerde de anıldı.
ZONGULDAK
Uğur Mumcu, ölümünün 20'nci yılında Zonguldak'ta Atatürk Anıtı'na çelenk konularak anıldı.
Sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Demokrasi Platformu üyeleri, Zonguldak Valiliği önünde toplandı. Bazı siyasi partilerin temsilcileri de anma törenine katıldı. Demokrasi Platformu Sözcüsü Erdoğan Kaymakçı, üzerinde Uğur Mumcu'nun fotoğrafı ve karanfiller bulunan çelengi Atatürk Anıtı'na bıraktı. Daha sonra Mumcu anısına saygı duruşunda bulunuldu.
BURSA
Mumcu, Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi tarafından düzenlenen yürüyüş ile anıldı. Çeşitli sivil toplum kuruluşu üyelerinin de katıldığı etkinlikte Uğur Mumcu'nun katillerinin bulunması ve basın özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması istendi.
Merkez Osmangazi İlçesi Setbaşı Caddesi'nde toplanan gazeteciler ve sivil toplum kuruluşu üyelerinden oluşan yaklaşık 300 kişilik grup, slogan atıp yaklaşık 100 metre yürüyerek Atatürk Caddesi üzerindeki Atatürk Heykeli'ne kadar yürüdü. Atatürk Anıtı önünde açıklama yapan BGC Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Kolaylı, Uğur Mumcu'nun öldürülüşünün 20'nci yılının olduğunu hatırlatarak, hala katillerinin yakalanmadığını vurguladı. Uğur Mumcu'nun Türkiye'nin aydını olduğunu söyleyen Kolaylı, şöyle konuştu:
"Abdi İpekçi, Doğan Öz, Cevat Yurdakul, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok Çetin Emeç'in katillerinin izin sürerken veya mafya - siyaset - devlet üçgenindeki ilişkileri araştırırken aradığı yalnızca gerçek oluyordu. Onu bulduğunda kim olduğuna bakmadan kime dokunuyorsa, ayrım yapmaksızın ona dokunuyordu. Son olarak araştırmalarında radikal dinci ve bölücü hareketler üzerine yoğunlaştırmış, çalışmaları sert eleştirler yaratmıştı. İşte katline neden olan bunlardı."
"UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ"
Burada 20 yıldır haykırılanları tekrarladıklarını vurgulayan Kolaylı, katillerin bulunmasını isterken, o gün cinayeti protesto eden milyonlarca kişiye, 'Söz veriyoruz, namusumuz üzerine söz veriyoruz' denildiğini söyledi. Kolaylı, şöyle devam etti:
"Bugün bütün açıklığı ile görüyoruz ki yalnızca uyutmak istiyorlardı bizi. Milyonları uyutmak istiyorlardı. Fakat kolay değil unutmayacağız, unutturmayacağız. Hep haykıracağız. Bulun katilleri. Yanlızca Uğur Mumcu değil. Bu ülkede katledilerek susturulan, tüm meslektaşlarımız bu toprağın sesi ve rengiydi. Katiller bulununcaya kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz."
Türkiye'de bugün yazdıklarından dolayı gazetecilerin tutuklandığı sürecin yaşandığını ifade eden Kolaylı, "Meslektaşlarımızın tutuklanmalarını ve yargılanmadan cezavinde yatırılmalarını protesto edeceğiz. Mustafa Balbay ve diğer tutuklular için mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu. Konuşmanın ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından katılımcılardan bazıları Atatürk Anıtı'na karanfil bıraktı.
ANTALYA
Antalya'da Cumhuriyet Meydanı'nda anma vardı.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesi'nin öncülüğünde düzenlenen anma törenine ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ve Balyoz Davası'ndan 16 yıl hapis cezası alan emekli albay Dursun Çiçek'in avukat kızı İrem Çiçek de katıldı. Törende ayrıca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı CHP'li Süleyman Evcilmen de yer alırken, Cumhuriyet Meydanı'ndaki anma etkinleri Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam eden törende konuşan ADD Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, "Türkiye'de her anlayıştan insanımız Uğur Mumcu'nun dürüstlüğüne güvenir ve saygı duyar" dedi. 31 Ocak'a kadar devam edecek 'Adalet ve Demokrasi Haftası'nın bu yılki temasının Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nca 'Uğur Mumcu Ölümsüzdür' olarak belirlendiğine dikkat çeken Başkan Daş, "Uğur Mumcu her zaman Türkiye'yi bekleyen tehlikelere işaret etmiş ve haklı çıkmıştır. Uğur Mumcu'nun sorduğu sorular bugün de geçerlidir. Siyaset- ticaret- medya ilişkisine karşı çıkmış, haklı çıkmıştır" diye konuştu.
“MUMCU'YU MEZARA SIĞDIRAMADILAR”
Mumcu, suikaste kurban gidişinin 20'nci yıl dönümünde, İzmir'in Aliağa İlçesi'nde düzenlenen panelde anıldı. Panelde konuşan eski milletvekili, gazeteci- yazar Uluç Gürkan, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı ve onlarca Atatürkçü aydının, rasgele katledilmediğini, özellikle hedef seçildiğini söyleyerek, "Ancak ne Uğur'u ne de diğerlerini mezara sığdıramadılar. Onlar ışık saçmaya devam ediyorlar" dedi.
Tüpraş Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işık Kansu 'Uğur Mumcu'nun izinde Rabıta'nın Zabıtası', gazeteci-yazar, siyasetçi ve akademisyen Uluç Gürkan da 'Türkiye'yi Değiştirmek' konulu bir sunum yaptı. Söyleşi öncesinde Uğur Mumcu'nun yazılarıyla hazırlanmış terörün yakın tarihçesini anlatan 'İz Sürerken' adlı belgesel gösterildi.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Işık Kansu, konuşmasına Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun selamlarını getirdiğini belirterek başladı. Kansu, Uğur Mumcu'nun 'Rabıta' adlı kitabında yer alan kişilerin ve kurumların bugün Türkiye'yi yöneten kişi ve kurumlar olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
"Mumcu'nun 1980'li yıllarda Rabıta çalışmasını nasıl oluşturduğunun tanıklarındanız. O dönemde Cumhuriyet Ankara Bürosu'nda muhabirdik. Biri 1980 öncesi, diğeri de 12 Eylül cuntası döneminde olmak üzere iki ayrı Bakanlar Kurulu kararı ile kimi devlet memuru olan din adam olan 73 imamın Suudi Arabistan kökenli Rabıta örgütünün parasıyla yurtdışına gönderilmesidir. Mumcu daha o günlerde bugünü görmüş ve bugünkü tarikat-ticaret-siyaset ağını bir bir ortaya çıkarmıştı. Geriye dönüp bir de baktık ki, Uğur Mumcu bizim yolumuzu aydınlatmış, 30 yıl önceden bugünün gizini Rabıta kitabına kazımış. Bize düşen de, Rabıta kitabının üstündeki tozları almak oldu. Üfledik ve gördük ki, Rabıta'nın rabıtaları, yani bağlantıları, ilişkileri dün olduğu gibi bugün de apaçık karşımızda. Hem de iktidarda."
Gazeteci- yazar Uluç Gürkan da Uğur Mumcu'nun emparyalist güçlerin Türkiye üzerinde oynanan oyunları yıllar önce gördüğünü söyledi. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı ve onlarca Atatürkçü aydının, rasgele katledilmediğini, özellikle hedef seçildiğini kaydeden Gürkan,
Yaşar, şöyle devam etti: ''Bizi içte ve dışta çökertmeye çalışan, tam bağımsızlığımızı ortadan kaldırarak ekonomik ve siyasal yönden köle yapmak isteyen karanlık güçlere kalemiyle savaş açan Uğur Mumcu, vurguncuların, esen rüzgara göre fikir ve kimlik değiştirenlerin korkulu rüyasıydı.
Bağımsızlık inancını ve Kemalist devrimlerin ilkelerini günümüzün kurt kapanları ile dolu çıkar dünyasında yaşamını da tehlikeye atarak, ölüm tehditlerine karşı yılmadan, usanmadan savunan kalpaksız Kuvay-i Milliyeci Uğur Mumcu'yu bugün bir kez daha özlemle anıyoruz.”
Mumcu, bir çok kentte düzenlenen etkinliklerde de anıldı.
ZONGULDAK
Uğur Mumcu, ölümünün 20'nci yılında Zonguldak'ta Atatürk Anıtı'na çelenk konularak anıldı.
Sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Demokrasi Platformu üyeleri, Zonguldak Valiliği önünde toplandı. Bazı siyasi partilerin temsilcileri de anma törenine katıldı. Demokrasi Platformu Sözcüsü Erdoğan Kaymakçı, üzerinde Uğur Mumcu'nun fotoğrafı ve karanfiller bulunan çelengi Atatürk Anıtı'na bıraktı. Daha sonra Mumcu anısına saygı duruşunda bulunuldu.
BURSA
Mumcu, Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi tarafından düzenlenen yürüyüş ile anıldı. Çeşitli sivil toplum kuruluşu üyelerinin de katıldığı etkinlikte Uğur Mumcu'nun katillerinin bulunması ve basın özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması istendi.
Merkez Osmangazi İlçesi Setbaşı Caddesi'nde toplanan gazeteciler ve sivil toplum kuruluşu üyelerinden oluşan yaklaşık 300 kişilik grup, slogan atıp yaklaşık 100 metre yürüyerek Atatürk Caddesi üzerindeki Atatürk Heykeli'ne kadar yürüdü. Atatürk Anıtı önünde açıklama yapan BGC Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Kolaylı, Uğur Mumcu'nun öldürülüşünün 20'nci yılının olduğunu hatırlatarak, hala katillerinin yakalanmadığını vurguladı. Uğur Mumcu'nun Türkiye'nin aydını olduğunu söyleyen Kolaylı, şöyle konuştu:
"Abdi İpekçi, Doğan Öz, Cevat Yurdakul, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok Çetin Emeç'in katillerinin izin sürerken veya mafya - siyaset - devlet üçgenindeki ilişkileri araştırırken aradığı yalnızca gerçek oluyordu. Onu bulduğunda kim olduğuna bakmadan kime dokunuyorsa, ayrım yapmaksızın ona dokunuyordu. Son olarak araştırmalarında radikal dinci ve bölücü hareketler üzerine yoğunlaştırmış, çalışmaları sert eleştirler yaratmıştı. İşte katline neden olan bunlardı."
"UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ"
Burada 20 yıldır haykırılanları tekrarladıklarını vurgulayan Kolaylı, katillerin bulunmasını isterken, o gün cinayeti protesto eden milyonlarca kişiye, 'Söz veriyoruz, namusumuz üzerine söz veriyoruz' denildiğini söyledi. Kolaylı, şöyle devam etti:
"Bugün bütün açıklığı ile görüyoruz ki yalnızca uyutmak istiyorlardı bizi. Milyonları uyutmak istiyorlardı. Fakat kolay değil unutmayacağız, unutturmayacağız. Hep haykıracağız. Bulun katilleri. Yanlızca Uğur Mumcu değil. Bu ülkede katledilerek susturulan, tüm meslektaşlarımız bu toprağın sesi ve rengiydi. Katiller bulununcaya kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz."
Türkiye'de bugün yazdıklarından dolayı gazetecilerin tutuklandığı sürecin yaşandığını ifade eden Kolaylı, "Meslektaşlarımızın tutuklanmalarını ve yargılanmadan cezavinde yatırılmalarını protesto edeceğiz. Mustafa Balbay ve diğer tutuklular için mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu. Konuşmanın ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından katılımcılardan bazıları Atatürk Anıtı'na karanfil bıraktı.
ANTALYA
Antalya'da Cumhuriyet Meydanı'nda anma vardı.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesi'nin öncülüğünde düzenlenen anma törenine ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ve Balyoz Davası'ndan 16 yıl hapis cezası alan emekli albay Dursun Çiçek'in avukat kızı İrem Çiçek de katıldı. Törende ayrıca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı CHP'li Süleyman Evcilmen de yer alırken, Cumhuriyet Meydanı'ndaki anma etkinleri Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam eden törende konuşan ADD Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, "Türkiye'de her anlayıştan insanımız Uğur Mumcu'nun dürüstlüğüne güvenir ve saygı duyar" dedi. 31 Ocak'a kadar devam edecek 'Adalet ve Demokrasi Haftası'nın bu yılki temasının Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nca 'Uğur Mumcu Ölümsüzdür' olarak belirlendiğine dikkat çeken Başkan Daş, "Uğur Mumcu her zaman Türkiye'yi bekleyen tehlikelere işaret etmiş ve haklı çıkmıştır. Uğur Mumcu'nun sorduğu sorular bugün de geçerlidir. Siyaset- ticaret- medya ilişkisine karşı çıkmış, haklı çıkmıştır" diye konuştu.
“MUMCU'YU MEZARA SIĞDIRAMADILAR”
Mumcu, suikaste kurban gidişinin 20'nci yıl dönümünde, İzmir'in Aliağa İlçesi'nde düzenlenen panelde anıldı. Panelde konuşan eski milletvekili, gazeteci- yazar Uluç Gürkan, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı ve onlarca Atatürkçü aydının, rasgele katledilmediğini, özellikle hedef seçildiğini söyleyerek, "Ancak ne Uğur'u ne de diğerlerini mezara sığdıramadılar. Onlar ışık saçmaya devam ediyorlar" dedi.
Tüpraş Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işık Kansu 'Uğur Mumcu'nun izinde Rabıta'nın Zabıtası', gazeteci-yazar, siyasetçi ve akademisyen Uluç Gürkan da 'Türkiye'yi Değiştirmek' konulu bir sunum yaptı. Söyleşi öncesinde Uğur Mumcu'nun yazılarıyla hazırlanmış terörün yakın tarihçesini anlatan 'İz Sürerken' adlı belgesel gösterildi.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Işık Kansu, konuşmasına Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun selamlarını getirdiğini belirterek başladı. Kansu, Uğur Mumcu'nun 'Rabıta' adlı kitabında yer alan kişilerin ve kurumların bugün Türkiye'yi yöneten kişi ve kurumlar olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
"Mumcu'nun 1980'li yıllarda Rabıta çalışmasını nasıl oluşturduğunun tanıklarındanız. O dönemde Cumhuriyet Ankara Bürosu'nda muhabirdik. Biri 1980 öncesi, diğeri de 12 Eylül cuntası döneminde olmak üzere iki ayrı Bakanlar Kurulu kararı ile kimi devlet memuru olan din adam olan 73 imamın Suudi Arabistan kökenli Rabıta örgütünün parasıyla yurtdışına gönderilmesidir. Mumcu daha o günlerde bugünü görmüş ve bugünkü tarikat-ticaret-siyaset ağını bir bir ortaya çıkarmıştı. Geriye dönüp bir de baktık ki, Uğur Mumcu bizim yolumuzu aydınlatmış, 30 yıl önceden bugünün gizini Rabıta kitabına kazımış. Bize düşen de, Rabıta kitabının üstündeki tozları almak oldu. Üfledik ve gördük ki, Rabıta'nın rabıtaları, yani bağlantıları, ilişkileri dün olduğu gibi bugün de apaçık karşımızda. Hem de iktidarda."
Gazeteci- yazar Uluç Gürkan da Uğur Mumcu'nun emparyalist güçlerin Türkiye üzerinde oynanan oyunları yıllar önce gördüğünü söyledi. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı ve onlarca Atatürkçü aydının, rasgele katledilmediğini, özellikle hedef seçildiğini kaydeden Gürkan,
"Ancak ne Uğur'u ne de diğerlerini mezara sığdıramadılar. Onlar
ışık saçmaya devam ediyorlar" dedi.
Bugünkü iktidarın batılı ülkelerin bekçiliğini yaptığını savunan Uluç Gürkan, "ABD, Türkiye'de sapma yapmayan iktidarlar istiyor. Türkiye 1974 Kıbrıs çıkartmasında, Körfez Savaşı sırasında onlara göre sapma yaptı. İran'da Humeyni sonrası ABD, Türkiye odaklı Ilımlı İslam projesini Rabıta desteği ile yerleştirme projesini yürürlüğe koydu. Özal döneminde 'Anamdan Kürt olarak doğduğumuzu söyleyemez hale geldik' gibi bir süreç başlatıldı. İşte Kürt sorununda geldiğimiz noktayı görüyorsunuz. Dünyayı, Ortadoğu odaklı olarak yeniden biçimlemeyi planlayan ABD, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi kapsamında ulus devletlere yer olmayacağı inancındadır" dedi.
MEYDANA UĞUR MUMCU ANITI İSTEDİLER
Adana'da Birleşik Kamu-İş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitimciler Derneği, Alevi Kültür Derneği, CHP, DSP ve İşçi Partisi üyesi yaklaşık 50 kişi, merkez Seyhan İlçesi'ndeki Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Adana Büyükşehir Belediyesi önünde toplandı. Kentteki Uğur Mumcu Meydanı'na Uğur Mumcu'nun bir anıtının yapılmasını isteyen grup, 'Devrim şehitleri ölümsüzdür' ve 'Mumcu anıtı istiyoruz' diye sloganlar attı.
Bugünkü iktidarın batılı ülkelerin bekçiliğini yaptığını savunan Uluç Gürkan, "ABD, Türkiye'de sapma yapmayan iktidarlar istiyor. Türkiye 1974 Kıbrıs çıkartmasında, Körfez Savaşı sırasında onlara göre sapma yaptı. İran'da Humeyni sonrası ABD, Türkiye odaklı Ilımlı İslam projesini Rabıta desteği ile yerleştirme projesini yürürlüğe koydu. Özal döneminde 'Anamdan Kürt olarak doğduğumuzu söyleyemez hale geldik' gibi bir süreç başlatıldı. İşte Kürt sorununda geldiğimiz noktayı görüyorsunuz. Dünyayı, Ortadoğu odaklı olarak yeniden biçimlemeyi planlayan ABD, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi kapsamında ulus devletlere yer olmayacağı inancındadır" dedi.
MEYDANA UĞUR MUMCU ANITI İSTEDİLER
Adana'da Birleşik Kamu-İş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitimciler Derneği, Alevi Kültür Derneği, CHP, DSP ve İşçi Partisi üyesi yaklaşık 50 kişi, merkez Seyhan İlçesi'ndeki Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Adana Büyükşehir Belediyesi önünde toplandı. Kentteki Uğur Mumcu Meydanı'na Uğur Mumcu'nun bir anıtının yapılmasını isteyen grup, 'Devrim şehitleri ölümsüzdür' ve 'Mumcu anıtı istiyoruz' diye sloganlar attı.