Önce kadınları dövenleri affettiler…
Saksı Kadınlar…
Bekir COŞKUN
En hafif suç ne de olsa…
Sıradan hadisedir…
Yobaza göre “caiz” bile, hâkim anlamadı…
*
“Kocanın vurduğu yerde gül biter” derken suç bile değil
kadın dövmek…
Eziyorsun, gül çıkıyor…
Saksı gibi yani…
Ve elinde kürek, tırmık, hortum ile yanaşan bahçıvan erkekler…
*
Önce TBMM’de görüşüldü…
Kadın milletvekilleri “Kadın dediğin hakikaten okşanmalı
yani” dediler itiraz olarak…
Yarısı dul, yarısı bekâr…
*
“Küresel kadın haklarından” söz edildi mesela…
“Küresel” sözcüğünü duyan bıyıklı ve kırmızı kravatlı
milletvekillerinin aklına ise haliyle saksı geldi…
Başkan kızdı:
“Rica ederim sayın üye, eve kadar biraz gül ekip geleyim ne
demek?..”
Yasanın Meclis’ten geçtiği gece kaç kadın dövüldü, kaçı evinden atıldı, kaçı
sokakta kaldı, bilemeyiz…
Ama duyduğumuz, bıçaklanan yedi…
Birisi öldü…
Cumhurbaşkanı kanunu imzaladı…
*
Ne yapsın kadın?..
Onlar sizlere benzemez…Devletten umudu kesip Allah’a sığınmaya gitse, dinci izin vermiyor…
Ne imam olabiliyor kadın, ne cemaat…
*
Ve yasa yayımlandı neticede, önce kadınları dövenleri
affettiler…
Geceleri sokakları dinlemek vardır…
Merdiven altlarını, kapı eşiklerini, mutfak köşelerini…
Ömür boyu mahkûm olduğu bulaşık sularına gözyaşı damlaya damlaya kaç kadın
çaresiz ağlar kim bilir?..
*
Eminim yine de koşarak, güleç yüzle, sevinçle karşılamıştır çoğu…
Bahçıvan geldi…
*
Belki de doğrusunu söylemişler; saksıdır dayak yiyen kadınlar…
Dar dünyasında, avluda, balkonda, pencere kenarında…
Nereye koyarsan orada durur, çoğu gün yüzüne hasret…
Ne kır çiçekleri gibi özgür, ne papatya tarlasında hür… Kısıtlanmış bir avuç
toprakta, çiçek olamasa da çiçeğini verir meleğim…
*
Sessiz sedasız, razıdır saksı kadınlar…
Bir kavgada düşüp parçalanana kadar…