Tayyip'i takmayan Silivri’nin özgür hâkimleri!
İster inan, ister inanma!
Cevher KANTARCI
İmralı gemisinin yolcuları belli oldu..
Başbakan “Teröristlerle kucaklaşanları İmralı’ya göndermem!” diyerek, bu
konuda çok “dirayet” göstermesi neticesinde, teröristlerle “kucaklaşmayanlar”
gemiye binecek!
Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Pervin Buldan!
Bu BDP milletvekillerinin İmralı’ya seçilmelerinin nedeni, Gültan Kışanak ve
Aysel Tuğluk’un teröristlerle kucaklaştıkları gün, orada bulunmamaları!
Orada olsalardı, onlar da kucaklaşacaktı ve Başbakanımız “dirayet” gösterip,
onları da göndermeyecekti..
Başbakanımız kucaklaşacak olup da, orada bulunmadığı için kucaklaşmaktan
mahrum kalanları seçti ve “dirayet” göstermiş oldu!
Şimdi dikkat buyurun, daha önceki ekipte bulunan Ayla Akat Ata ve yeni ekip
elemanları Sırrı Süreyya Önder ile Altan Tan, Anayasa Komisyonu üyeleri..
Abdullah Öcalan’ın niyeti sadece terör meselesini çözmek değil, aynı zamanda
yeni Anayasa’ya konacak bazı maddelerle Türkiye’yi özgürleştirmek ve
demokratikleştirmek!
Bu durumda BDP’li komisyon üyeleri aracılığıyla, yeni anayasanın
mimarlarından biri de, Öcalan olacak elbet!
Dolaylı Anayasa Komisyonu Üyesi Abdullah Öcalan!
Başbakanımız çok “dirayetli” ve o ne derse hep o oluyor!
Bizim rahmetli gazeteci arkadaşımız Ferdi Yücedağ da evdeki dirayetini ispat
için “Bizim evde ben ne dersem o olur! Hanım bir şey söyler, ben de kabul
ederim! Böylece sonuçta benim dediğim olur!” derdi!
“Dirayetli” Başbakanımızın koca Türkiye’de sözünün geçmediği tek yer var o da
SİLİVRİ!
Başbakanımızın İlker Başbuğ’un tutuklu olmasına karşı durması, Silivri’nin
özgür hâkimlerini etkilemiyor elbet!
İşte Apo’nun hayalindeki özgür ve demokratik Türkiye!
Hâkimler, Başbakan’ı takmadıkları gibi, İlker Başbuğ’un şahit göstermek
istediği eski kuvvet komutanlarını da kabul etmediler!
Sebep?
“Tanık olarak gösterilen bazı kişilerin gayri ciddi olması ve bir kısmının da
davayı uzatmak amacıyla getirildiği”
İşte budur abi!
Bülent Arınç da söylemişti “İyi ki, biz bu komutanlarla savaşa girmedik!”
diye..
Mahkeme kararıyla da sabitlendi, Arınç haklı!
Bu komutanlar öyle gayri ciddi ki, savaş sırasında ordu çarpışırken, karargâh
çadırı önünde uzuneşek oynardı bunlar!
Onun için kurmay albayın pavyonda piyanist şantör olduğunu söyleyen şahit
muteber ama komutanlar gayri ciddi!
İster inanın ister inanmayın!
Bu yazıda yazılanların yaşandığı Türkiye’nin vatandaşıyız!
Ve iktidarımız da, yüzde 50’miz tarafından destekleniyor!
“O zaman bana müstahak!” diye biten bir fıkra var ama burada yazamam ki!