'O gün başardık, bugün de başaracağız..'
O GÜN BİRLİKTE BAŞARDIK..
BUGÜN DE BAŞARABİLİRİZ..
Latife hanım grubu 1 mart tezkeresinin reddilmesinin 10.yılı dolayısı ile bir
basın açıklaması yaptı.
1 Mart 2003′te ABD’nin “Türkiye üzerinden Irak’a kara harekatını yaparken aynı zamanda 60 bin askeri ile Türkiye’ye yerleşmesini” öngören tezkereyi rededen meclisin bugün de Yeni Anayasa konusundaki beklentileri boşa çıkarmasını beklediklerini söyleyen Latife hanım grubu adına açıklamayı Neriman Fidan yaptı..
O GÜN BİRLİKTE BAŞARDIK.. BUGÜN DE BAŞARABİLİRİZ..
Hatırlayınız;
kanla , canla savunduğumuz Çanakkale’yi..
“Çanakkale geçilmez” diyerek, tarihe yazdırdığımız zaferle Çanakkale’yi geçemeyenler;
Padişah Vahdettin’in imzaladığı Mondros Barış anlaşması ile topsuz, tüfeksiz ellerini kollarını sallayarak Çanakkale’yi geçtiler ve Osmanlı’yı teslim aldılar..
“Çanakkale geçilmez” diyerek, tarihe yazdırdığımız zaferle Çanakkale’yi geçemeyenler;
Padişah Vahdettin’in imzaladığı Mondros Barış anlaşması ile topsuz, tüfeksiz ellerini kollarını sallayarak Çanakkale’yi geçtiler ve Osmanlı’yı teslim aldılar..
Bu ülkede bağımsızlık mücadelesi verenler;
ülkesinde yaşayanları “kul olarak gören” ve “tek ve mutlak erk halife
padişah’tan” başka karar verici olmayan bu gerici sistemi,
bir daha geri dönmemek üzere tarihe gönderirken yaşanan acılardan dersler
çıkararak bir devrim gerçekleştirdiler..
Atatürk’ün Türk halkına layık gördüğü, laik, demokratik, sosyal, hukuk
devleti olarak özetlenen bu çağdaş yönetim tarzı, belki padişaha kulluk
yapanların kendilerine bile layık görmedikleri bir modeldi.
O gün bağımsızlık mücadelesinin zafere ulaşması ile topraklarımızı terk etmek
zorunda kalanların hesabı bitmedi.. Cumhuriyetin kurulduğundan beri bu hesap
devam ediyor.
1 Mart tezkeresi AKP’nin emperyal güçlere teslimiyeti açısından BİR
ibret belgesidir.
AKP iktidarının önümüze koyduğu tezkere; ülkemizin Trabzon – İskenderun
hattının doğusunda kalan en hassas bölgesinin, ABD birlikleri tarafından fiziki
olarak işgali anlamına gelmekteydi…
Hiçbir onurlu, bağımsız ülke bu tezkereye evet diyemezdi. AKP nin tüm
çabalarına, çoğunluğuna; silahlı kuvvetleri üzerine tüm baskılarına rağmen AKP
içinden de hayır diyenler çıktığı için bu işgal tezkeresi reddedildi..
Ve 2 Mart günü Gazeteler TAYYİP’E RAĞMEN NO! başlığı ile
çıktı..
Eğer o gün o işgal gerçekleşmiş olsa idi, fiili olarak ABD himayesinde Kuzey
Irak’ta kurulan devletin Türkiye ayağının da, kurulması önünde hiçbir engel
kalmayacaktı…
ABD’nin Ortadoğu hesaplarını ilan ettiği ve içinde Türkiye’nin de dahil
olduğu 22 ülkenin sınırlarının daha kolay değişmesi mümkün olabilecekti..
1 Mart tezkeresinin reddinin 10. yılında, meclisin gizli oturum tutanaklarını
açıklaması; o gün yapılan tartışmaların bugüne ışık tutacak olması sebebi ile
önemlidir..
Bu önemli meclis tutanaklarını Türk halkının öğrenme hakkı bulunmaktadır.
TBMM’nin şeffaflık ve toplumun bilgi edinme hakkı açısından oturum tutanaklarını açıklanmasını bekliyor, talep ediyoruz.
Bugünse, PKK’ya teslim olmamış, iç kavgaya tutuşmamış, birliğini bozmamış
Türk milleti ;
“uzlaşma” ve “Barış müzakereleri” adı altında TBMM eliyle, ülkenin anayasal rejimi üzerine terör örgütü ile pazarlık eder duruma getirilmiştir…
“uzlaşma” ve “Barış müzakereleri” adı altında TBMM eliyle, ülkenin anayasal rejimi üzerine terör örgütü ile pazarlık eder duruma getirilmiştir…
Vahdettin’in 1. Mondros Barış görüşmelerindeki teslimiyeti ile; Erdoğan’ın
“İmralı Müzakereleri”nde ki teslimiyeti eşdeğerdir.
Savaş meydanlarında teslim alamadıklarını, yine masada teslim almaya
çalışıyorlar.
Bu kirli pazarlığın konusu Yeni Anayasa’dır.
İmralı’dan yayılan mektuplardan, ortaya dökülen tutanaklardan anlaşıldığı
gibi, “Rejim değiştirilmektedir.” Bu süreçte hesapları altüst edecek hiçbir şey
istememektedirler.”. Bizlerin olaylar karşısında sessiz, tavırsız beklememizi ve
teslim olmamızı istemektedirler.
Yeni Anayasa ile yapılan, Ortadoğu’ya yapılan müdahalenin Türkiye
ayağıdır.
Yeni Anayasa bedeller ödeyerek kurduğumuz Laik Demokratik Çağdaş hukuk
devleti olan Atatürk Cumhuriyet’inin sona erdirilip; Bu bölgede emperyalistlerin
emellerine ve hesaplarına uygun teokratik, federatif bir yapı olarak Yeni
Osmanlı devletinin kurulması anlamına gelmektedir. Üstelik bu devletin
demokratik olma olasığı yoktur. Ve o devletin 1. padişahı ise Erdoğan
olacaktır.
AKP iktidara geldiğinden beri sürekli önümüze sürdüğü, altyapısını bütün
kurumları yıkarak, tasfiye ederek hazırladığı ve son darbe olarak önümüze
koyduğu Yeni Anayasa’ya, bu meclisin onurlu üyeleri direnmek zorundadır.
O gün çok kararlı ve net bir tavır alarak;
“Türkiye bu savaşın cephesi ve karargahı olamaz”
diyen,
ve daha sonra, Oslo belgelerini açıklayarak “Terör örgütü ile pazarlığın bir anayasal suç olduğunu ve buna ortak olmayacağını” ilan eden dönemin CHP lideri Sayın Baykal;
bu kritik süreçte CHP’nin tek yumruk olarak bir arada karşı duruşunu durmasını sağlamış ve halk desteği ile AKP içinden de gelen itirazla emperyalistlerin hesapları bozulmuştur…
ve daha sonra, Oslo belgelerini açıklayarak “Terör örgütü ile pazarlığın bir anayasal suç olduğunu ve buna ortak olmayacağını” ilan eden dönemin CHP lideri Sayın Baykal;
bu kritik süreçte CHP’nin tek yumruk olarak bir arada karşı duruşunu durmasını sağlamış ve halk desteği ile AKP içinden de gelen itirazla emperyalistlerin hesapları bozulmuştur…
O gün birlikte başardık. Bugün yine birlikte başarabiliriz.
10 yıl önce bugün,, “1 Mart tezkeresine hayır” diyen, o dönemin CHP ve AKP
milletvekillerine, onurlu duruş ve mücadeleleri için şükranlarımızı ve
saygılarımızı sunuyoruz.
LATİFE HANIM GRUBU