O, her 2 kişiden birileri!
AKP’YE OY VEREN HAYALETLER KİMLER?
.
Mehmet AKKAYA.
2002 genel seçimlerde AKP’ye % 34,3, 2007’de % 46,5, 2011’de 49,8 oy çıktı. YSK, kullanılan geçerli oy sonuçlarını böyle açıkladı.
AKP oylarını belirleyen iki temel unsur, ABD kurgusu ve tarikat oyları… Bu açık. YSK’nın dikkate almadığı tutanaklara geçirilen hileleri ve ABD’den ithal edilen şaibeli seçim sistemini de ilave etmek lazım.
Ama özelleştirmeler, işten atılan on binlerce işçi, sendikasızlaştırmalar, emekçilerin kazanılmış haklarına saldırı, köylünün batışı, emeklinin isyanı vs, sandığa neden yansımadı?
Seçmenin çok büyük kısmı zulüm yaşarken, AKP oylarını nasıl artırabildi? Yanıtlanması gereken birinci soru budur.
Kime sorsan ‘ben vermedim’ diyor. 2007 ve 2011 seçimlerinden sonra, gizem daha da arttı. Herkes bir şeyler söyledi. Araştırma firmaları “varoşlar” dedi. 2011’de % 49,8 çıkınca, eşinden, arkadaşından şüphelenen oldu. İkinci soru, oy verdiğini söylemekten utanan bu ciddi sayıdaki kitle kimdir?
Yerel seçimler yaklaştı. Herkes yine soracak.
Kimlerin oy verdiğini bugün açıklıyoruz.
1-İktidar sinekleri
Cumhuriyetin halkçı ve devletçi ekonomisi, ihaleler, özelleştirme ve mafya ile çürütüldükçe, çürümeden beslenen önemli bir kitle oluştu. Tasfiye edilen devletten pay kapmaya çalışan akbabalar. İktidarda kimin olduğu önemli değil. Dün ANAP’ın, DYP ve CHP’nin, bugün bu hükümetin yanındalar. Sistem çürüdükçe, sineklerin yağması da arttı, güçlendi, çoğaldılar. İktidarlardan beslendiler, iktidarları beslediler.
2-Haçlı irtica ve müritleri
Mendereslerden beri Amerikancı tarikatlar beslendi, güçlendirildi. 12 Eylül’ün bizim oğlanları da, ‘yürü ya kulum’ dedi, çoğaldılar. Son 60 yıldır hemen her hükümette bakanları oldu. Bakanlık savaşı yapar hale geldiler.
12 Eylül sonrası mafyalaşan belediyelerde, belediyelerin baş yağmacısı oldular. İhaleler bunlara aktı. Ardından da devlet olanakları… Palazlandılar, büyük paralara kavuştular. Dün şu partideydiler, bugün de bunda.
Sorgulama yeteneğini körelttikleri müritleri çoğaldı. Şıh nereye emrederse, oraya oy atar, nedenini bilmez, sormaz müritler.
3-Medyanın aptallaştırdıkları
Medya, iktidarların en önemli egemenlik kurma araçlarından. Televizyon çağı, daha büyük olanak sağladı. Medya kimin elindeyse beyinler onun emrine geçiyordu. Medyanın biçimlendirdikleri, kurgulanmış robot oldular, gösterilen yere oy verdiler.
4-Üç milyonu aşan taşeron işçileri
Özal ile artan taşeron sistemi, AKP döneminde sistemin merkezine oturacak kadar güçlendi. Devletin talanı ve cumhuriyet ekonomisinin tasfiyesinde, en kapsamlı ur olarak kullanıldı.
Ancak yandaş taşeronlar ihale alabilir, yandaş olmayan, yandaşlığa mecbur kalır.
Taşeronda işçi olmak ise, AKP örgütlerine üye olmak, oy vermek ve yandaş olmaya bağlıdır. AKP örgütlerinden referansı olmayan, taşeronun kölesi olarak bile iş bulamaz.
3 milyonu aşkın bu kitle, AKP karşıtı bile olsa, işinin devamı için AKP’li taşeronun, dolayısıyla da AKP iktidarının devamını sürmesini istemeye zorunlu kalır.
5-Altı buçuk milyon işsiz.
Batıcı ve özelleştirmeci hükümetler, yatırım yapmadılar, devletin kurumlarını sattılar. İşsiz çoğaldı, işsizlerin iş bulma olanağı yok oldu. Kurumlara ara sıra yapılan işçi ve memur alımları ise, iktidarların devleti ele geçirme planının parçası oldu.
İş bulma şansı kalmayanlar, çaresizliğin batağında, tarikatların ve iktidarın ağına düşmekteler.
6-Makarna ve kömürcüler
Ankara Büyükşehir Belediyesi günde 6 bin ekmek, ayda 250 bin aileye erzak dağıtıyor.
Hükümet, son 8 yılda 13,6 milyon ton kömür dağıttı. Kömür alan aile sayısı, 2 milyon 200 bine ulaştı.
İşsiz ve aç hale getirilenler, kömüre, makarnaya muhtaç edildi, dilenci durumuna düşürüldü, sorgusuz destek veren zavallılar ordusu oldular.
Özetle AKP oyları, Cumhuriyetin halkçı ve devletçi ekonomisinin çökertilmesinden, mafyalaşan ekonomiden ve toplumsal çürümeden beslenmektedir.
‘Nereden alıyor bu oyu’ diye soranlar, yeniden Atatürk Cumhuriyetini kurmaya mecburlar.
Aydınlık