Sansürcü “Kılkuyruk”!




Kılkuyruk!


Cevher KANTARCI
SivriSinekCazOsman Saffet Arolat abimiz, çalıştığı tüm gazetelere o “İbret vesikasını” taşıyıp kendine verilen oda duvarlarına hep astı!

İbret vesikası, Kılkuyruk Kemal beyin bir makaleyi sansürlediğinin resmi belgesiydi!

Kılkuyruk kimdi?

Rahmetli Padişah İkinci Abdülhamit’in en baş sansürcüsü merhum Ebülmukbil Kemal Bey!

Niye “Kılkuyruk” diyorlarmış herife?

Cevdet Kudret’in, Mehmet Sağnak kardeşimin kütüphanesindeki “Abdülhamit devrinde sansür” kitabından, alıntılayarak aşağıda yazdıklarımı okuyun, siz karar verin!

Mayıs 1906’da, Hamidiye suyunun mahalle çeşmelerinden akıtılmaya başlanmasını, Servet-i Fünun haber olarak okuyucusuna sunmak istemiş..

Dr. Besim Ömer Paşa’nın yazdığı yazıya görsellik katmak için de, çeşme başında dua edip ağlayan bir adam fotoğrafı koyup gazetenin provasını mecburen sansüre uğratmak üzere, Kılkuyruk Kemal beyin önüne yollamışlar..

Kılkuyruk Kemal bey, şöyle bir notla gazeteyi sansürlemiş: “Çeşme resmi gerçekten pek güzel ve dua her Müslüman’ın gözünde şüphesiz ki kutsaldır.. Lâkin bugünlerde kötü düşünceliler o kadar çoğaldı ki, bu güzel resmi Servetifünun’da görür görmez ‘Hah! İşimiz duaya kaldı’ anlamında saçmalayacaklarını yakından bildiğimden..”

Gitti resim!

Kılkuyruk Kemal Bey, çeşme fotoğrafını sansürlediği yazıya ek yaparak bir başka habere daha sansür koymuş:
“Olimpiyat oyunlarına gelince, onların yayınlanmasına uygun zaman henüz gelmedi.”

Kılkuyruk bir defasında da, Hüseyin Cahit’in “Tedrisat-ı Ahlâkiye” başlıklı makalesini öyle bir sansürlemiş ki, o hale getirilen yazıya gazeteci argosunda “Ne yapılmış?” denir, buradan belirtmem imkânsız!

Yakında gazeteler; Abdülhamit devri, tek parti zamanı, Menderes iktidarı ve darbe dönemleri gibi sansürlü çıkarsa, kimse şaşırmasın!

Ha 12 Eylül döneminde, alt kademedeki paşalar ya da bizzat Kenan Evren’in gazete yöneticilerini çağırıp veya arayarak tabiri caizse itin kulağına sokması, ha Erdoğan’ın geçen hafta meydan nutkunda yaptığı konuşma!

Hiç değilse darbe dönemlerinde paşa fırçaları kapalı ortamda atılır, halkın haberi bile olmazdı!

Artık meydan fırçası var!

O konuşmanın ertesi günü, Türkiye Cumhuriyeti’nde ulusal boyutta çıkan gazetelerin tümünün birinci sayfalarına fırçayı nasıl vermişler diye baktım, basının ne hale geldiğini bir kez daha gördüm!

O arkadaşlar sanki gazeteci değildi ve o fırça bütün basına atılmamıştı!

Ayrıca idrak ettiğimiz “İleri Demokrasi” devrinde bir Kılkuyruk Kemal Efendi’ye ihtiyaç da yok!

Bir kısım gazetelerin zaten bizzat kendisi Kılkuyruk olmuş, kendi sansürlerini kendileri yapıyor!

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..