Muhafazakar sonradan görmüşe 'ahlaklı' sanat!
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet İsen ve İskender Pala üzerinden “muhafazâkar sanat” tartışmaları yaşamış hatta manifestosunu bile okumuştuk. Kısacası sanat alanındaki solun ağırlığı muhafazakar entelektüelleri rahatsız etmişe benziyordu.
Muhafazakar burjuvaziye 'ahlaklı' sanat
AKP neo-liberalizmi dörtnala sürerken sanat alanında da belli bir ağırlık
istedikleri açıktı. Zaten yükselen sansür vakaları bu alanı belirlemelerinin de
sonucuydu. Muhafazâkâr bir sanat istencinin.
En son Murat Ülker'in bir Burhan Doğançay tablosunu rekor bir fiyata satın almasıyla muhafazakar sermaye daha önce liberal-sol koleksiyoner profilinin değiştiğini muştuluyordu. Ülker son olarak Kemalist bir sanatçı olan Bedri Baykam'ın boş çerçevesine 125 bin dolar ödeyerek sadece modern tuval resmiyle değil kavramsal sanat ile de ilgilendiğini göstermişti.
İstanbul bienalleri ve çağdaş sanat fuarları dolayısıyla dünyanın gözde sanat piyasaları içinde ağırlığını artırıyor. Muhafazakâr sermaye ve burjuvazi bu alana belli bir uzaklık taşıyordu. Hem işlerin ahlaki sınırları zorlaması, hem de sol-anarşizan politik tınıları dolayısıyla satın alınması zor işler vardı karşılarında. Ama bunun yavaş yavaş değişeceğinin sinyallerini de alıyorduk doğrusu.
Türkiye'nin en önemli sanat yatırımcılarından biri olan Ali Güreli, daha önce düzenlediği Contemporary İstanbul Fuarı ile laik ve küresel burjuvaziyi hedefliyordu. Aynı Güreli, muhafazakâr burjuvaziyi bu alana hazırlamak için şimdi de ara bir fuar konsepti üzerinde çalışıyor. 18 Nisan'da açılacak Allarts İstanbul Fuarı işte böyle bir fikir üstüne yükseliyor.
Fuar, geleneksel ve İslami sanatlar ile güncel-çağdaş sanatı daha çok yeni burjuvaziye pazarlayacak bir pazar gibi tasarlanmış.
Doğal olarak da İskender Pala unutulmamış. Fakat sanatatak internet sitesinden öğrendiğimiz kadarıyla daha fuar açılmadan II. Abdülhamit'in saray ressamı Zonaro'nun “Üç Güzeller” tablosu erotik bulunarak fuar programından çıkarılıvermiş. Yani Pala'nın hayaleti yine sergi salonunda dolaşıvermiş anlayacağınız. Günümüz küresel muhafazakâr burjuvazisi çok sevdikleri Kızıl Sultan kadar olamamışlar görünüyor.
Yurt

