Emperyalizm, işbirlikçileri ve AKP Türkiyesi




Düşman Taksim’i geçemedi!



Cevher KANTARCI
SivriSinekCazÇanakkale’de düşmanın modern silahları vardı, bizim elimizde eski toplar tüfekler!

Aradaki fark, o zaman düşman İngiliz vs. idi, bizimkiler Türk!

Emperyalizm o zaman Çanakkale’yi aşamadı, sonra Lord Curson’un Lozan’da dediği gibi, elini kolunu sallayarak geçti..

Geçti ve içteki işbirlikçileri ile öyle bir Türkiye yarattı ki, bu ülkenin insanları, yine bu ülkenin insanlarına düşman edildi!

Düşmanlar artık barış görüşmeleri yapıyor!

Bu oyuna, yine bu ülkeyi yöneten, bu ülkenin insanları alet edildi!

Dün de güvenlik işçisi üç kuruş maaşlı polisler, kendileri gibi fakir olan işçilere saldırtıldı!

Sonuçta fakir polisleri, fakir işçilere saldırtanlar kazandı!

Dünkü 1 Mayıs savaşları, tam bir kara mizah örneği idi!

Arkasında yabancı sermaye bulunan ve Türkiye’de kapitalizmin temsilcilerinin sahipleri tarafından finanse edilen televizyonlarda, günün mânâ ve ehemmiyetine uygun olarak 1 Mayıs Marşı çalınıyordu:
“1 Mayıs, işçinin emekçinin bayramı! DEVRİMİN ŞANLI YOLUNDA, ilerleyen halkın bayramı!”

Alooo, ne devrimi usta, ne emekçisi!

11 milyon işçiden sadece 1 milyonunun sendikalı olduğu amelelerin bayramı mı?
Pırlantadan bir kuruş vergi kesilmezken, asgari ücretlerinden bile vergi tırtıklanan kölelerin bayramı mı?

En komik hadiselerden biri de, Asya’dan Avrupa’ya geçip işine gitmek için motora binenlerin yollarının, Boğaz ortasında polis teknesiyle kesilmesiydi!

Kaptan-ı Derya Barbaros’un torunları polis arkadaşlar, düşman motoruna bordalayarak geçit vermiyordu!

Antikapitalist Müslüman kardeşler de, Galata Köprüsü’ne geldiklerinde bir baktılar ki, köprünün iki kanadı havaya dikilerek geçişe kapatılmış!

Ulubatlı Hasan’ın surlara tırmandığı gibi köprüye tırmanmaya kalktılar ama Bizans polisi “Din kardeşimizdir!” demeyip, düşüp ölme ihtimaline aldırmadan biber gazını bastı!

Arap yağı bol bulursa, orasına burasına sürermiş!

Bizim polis de, biber gazını bol buldu, düşmana bolca sıktı!

Bir başka komedi de, polisin acımasız müdahalesini ekranlardan eleştirerek anlatan gazetecilerin, hepsinin de sendikasız olmasıydı!

İşin daha da ilginç tarafı, dünkü 1 Mayıs’ın yaşandığı Türkiye’yi, çocukluğunda simit satmakla övünen bir “Emekçi” Başbakanın yönetiyor olmasıydı!

O Başbakan zaten imam hatipli olmakla övünmekle beraber, Irak’ı işgal eden Haçlı güçlerinin başarısı için dua etmişti!

E, vatandaşın bir kısmı AKP’ye oy vermeyi adeta dini vecibe olarak görüyor, ötekiler makarnaya kanıyorsa, ben ne yapayım!

Yav “Yetmez ama evetçi” demokrat arkadaşlar, dünkü ileri demokratik uygulamalara ne diyor acaba!




➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/