Emperyalizmin kucağında barış olmaz...
BARIŞ İÇİN
Suay KARAMAN
Ülkemizi etnik ve mezhepsel temelde yeniden tasarlamak isteyen emperyalizm, bu
amaç için çok sıkı çalışmaktadır. “Barış için Özgürlükçü Demokrasi”
adı altında oluşturulan metin, 111 kişi tarafından imzalanmıştır. Bu bildiride imzası bulunan bazı kişilere şaşıranlar
olmuştur mutlaka. Ancak emperyalizm işini şansa bırakmaz, mutlaka bir
yol bulur kendi çıkarı için; ihaneti ulusalcı gözükenlere
yaptırır…
Barış için 111 imzalı metinde, PKK terör örgütünün silah
bırakmayacağını açıkça ilan etmesi görmezden gelinerek, PKK-BDP tezleri
desteklenmektedir. Türk Milleti ve Türk Vatandaşlığı kavramının
anayasadan çıkarılması öngörülmektedir. Türkçe dışındaki dillerde siyaset
yapılabilmesi talebine yer verilerek, parlamento çalışmalarını Türkçe dışındaki
dillere açma girişiminde bulunulmaktadır. PKK terör örgütü başının yeniden
yargılanarak, salıverilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Yerel yönetimler yerine,
yerel iktidarlardan söz ederek federasyonun yolu açılmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli; ‘özgün kültür birikimi’ne
sahip olamayan, Atatürk’ün miras bıraktığı akıl ve bilim yolundan payını
alamayan ama kendilerine aydın diyenler, bu imzalarıyla AKP ile PKK terör
örgütüne ve bu sürecin ardındaki emperyalist güçlere hizmet etmektedirler.
Analar ağlamasın, barış gelsin diyenlerin, barış için 111 imza verenlerin
akıllarına, güneydoğudaki ağalık sorunu ve yapılması gereken toprak
reformu hiç gelmemektedir. Özellikle güneydoğu bölgemiz başta olmak
üzere ulusal tarım ve hayvancılık projelerine önem vermeden, sosyal devlet
ilkesiyle çelişen uygulamaları görmezden gelerek, sadece barış diye diye
emperyalizmin çıkarlarına hizmet ettiklerini görememektedirler.
Bu bildiride CHP’nin 15 milletvekili ile 7 parti meclisi üyesi ve
gençlik kolları başkanı olmak üzere 22 üyesinin imzasının olması, parti içinde
ve toplumda sıkıntı yaratmıştır. Bu bildiriyi imzalayan CHP üyeleri, Cumhuriyet
Halk Partisi’nin temel ilkelerini çiğnediklerinin farkında değiller midir?
Basına yansıyan haberlere göre CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, “Aydınların hazırladığı bir metne saygı duyacağız.
Aydınlar, sanatçı ve akademisyenler Türkiye’de barışın olmasını istiyorlar”
sözleriyle, bu bildiriye sahip çıkmıştır.
CHP’li sadece yedi milletvekili bu bildiriye karşı çıkarak,
“Birliğe Çağrı” başlığı altında ortak bir açıklama
yapmışlardır. Açıklamalarında “Türkiye’nin yaşadığı bu son derece zor ve
kırılgan süreçte, partinin birlik ve bütünlüğünün ancak CHP ilke ve
politikalarına bağlı kalınarak sağlanacağına inanıyoruz” diyerek,
sorumluluklarını göstermişlerdir. Ancak diğer milletvekilleri suskunluklarını
sürdürmektedirler.
Sözde barış için bunlar yaşanırken TBMM’deki dört parti, kendi barışları ve
gelecekleri için milletvekillerine büyük ayrıcalıklar getiren öneriyi 12 grup
başkan vekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sundu. Toplumdan yoğun tepki
gelince önce MHP, sonra CHP ve BDP’nin imzalarını çektiği, ancak komisyondan
geçen bu öneri, genel kurula gönderildi. Ülkemiz bölünmenin,
parçalanmanın, Suriye ile savaşın ve iç savaşın eşiğinde iken, dört partinin
ortak imzalı önerisi gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet olarak
değerlendirilmelidir. Toplum yararına olumlu hiçbir şey yapmayan siyasi
partiler, sadece kendi ceplerini ve kıyak yaşamlarını
düşünmektedirler.
Hatay Reyhanlı’da yapılan, hiç inandırıcı olmayan resmi açıklamalara
göre yaklaşık 50 kişinin ölmesi ve 100 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan
provokasyon CIA, MOSSAD, AKP ortak yapımıdır. Emperyalist güçlerin çıkarları
uğruna Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına bilerek sokanların ceremesini suçsuz
insanlar çekmektedir. Siyasi iktidar tarafından Reyhanlı, kendisine
Özgür Suriye Ordusu adını veren silahlı çetelerin üssü haline
getirildi. İslamcı çeteler Suriye’de birçok kez bomba yüklü araçları
kullanarak insanları öldürdü. Bu olayların faillerini siyasi iktidar, Reyhanlı
gibi sınıra yakın ilçelerde ağırlamaktadır. Dökülen kandan AKP
sorumludur. Bu gerçeği çekinmeden haykırmalıyız ve BOP eş başkanına haddini
bildirmeliyiz.
Barışa her zaman, her yerde ve özellikle günümüzde ivedilikle gereksinim
vardır. Emperyalizmin kucağında oturarak, komşularla sıfır sorun
politikası diyerek, ülkemizi savaşın eşiğine getiren siyasi iktidarın kulağına
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözü
küpe olmalıdır…
İlk Kurşun