PKK’nın ekmeğine yağ sürmek...
Cumhuriyet kurumlarından biri olarak bilinen ve
neredeyse Cumhuriyetle yaşıt olan yatılı bölge okullarının kapatılmak
istenmesi tepkilere sebep oldu...
Örgütün talepleri peş peşe yerine getiriliyor!

Cumhuriyet kurumlarından biri olarak bilinen ve neredeyse Cumhuriyetle yaşıt olan yatılı bölge okullarının kapatılmak istenmesi tepkilere sebep oldu. Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, YBO’ların terör örgütü PKK’nın isteğiyle kapatılmak istendiğini belirterek, bölge çocuklarının terör örgütünün kucağına itildiğini kaydetti.
120 bin öğrencisi ve 10 bin öğretmeni olan yatılı bölge okullarının kapatılmasıyla ilgili çalışma yürütüldüğü belirtiliyor. Türkiye’nin her bölgesinde ve çoğu ilinde bulunan YBO’lardaki öğrenciler taşımalı sisteme geçecek. YBO olarak yıllarca görev yapan okul ve pansiyon binaları ise ihtiyaç sahibi kurumlara devredilecek. Burada öncelik üniversiteler ve okulların olacak.
İki gerekçe
YBO’ları kapatma kararının altında iki gerekçe öne sürülüyor. Bunlardan ilki güvenlik. Buna göre, devletin güvenlik birimleri özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki yatılı okullardaki örgütlenme ve propagandaya dikkat çekti. İkincisi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarla üzerinde durduğu ‘aile’ meselesi olarak gösteriliyor. Erdoğan’ın küçük yaştaki çocukların anne ve babalarıyla kalarak eğitim hayatlarını sürdürmesi için gerekenlerin yapılmasını istediği belirtiliyor. 1939 yılında kurulan yatılı bölge okullarının kapatılmak istenmesi, eğitim camiası tarafından tepkiyle karşılandı. Türkiye Kamu- Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, YBO’ların PKK’nın baskısından kurtulmak isteyen ailelerin can simidi olduğunu ifade etti.
Koncuk, “Güneydoğu’da PKK terör örgütünün baskısından çocuklarını uzak tutmak isteyen aileler için can simidi olan YBO’ların kapatılacak olması, PKK’nın amaçlarına bir adım daha yaklaşmasına neden olur” diye konuştu.
Çok insan yetişti
Koncuk, bu okulların kapatılmasının terör örgütü PKK’nın ekmeğine yağ süreceğini vurguladı. YBO’lardan mezun olanların vatana-millete bağlı insanlar olduğunu söyleyen Koncuk, sözlerini şöyle tamamladı:
Çok insan yetişti
Koncuk, bu okulların kapatılmasının terör örgütü PKK’nın ekmeğine yağ süreceğini vurguladı. YBO’lardan mezun olanların vatana-millete bağlı insanlar olduğunu söyleyen Koncuk, sözlerini şöyle tamamladı:
“YBO’lar bugüne kadar birçok doktor, mühendis, öğretmen v.b. birçok meslek grubundan insan yetiştirmiştir. Bunların hiçbirisi de PKK sempatizanı ya da bölücü örgüt yanlısı değildir aksine her biri ülkesine hizmet eden, milletini seven, bayrağı için canını verebilecek kişilerdir. Kaldı ki, Eski Milli Eğitim Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de ilk ve orta öğrenimini Tatvan YBO’da yapmıştı. Yoksa Hükümetin bu okulları kapatma kararının ardında sözde çözüm süreci mi vardır? PKK’ya YBO’ların kapatılması konusunda söz mü verilmiştir? Bu kararı alanlar, PKK terör örgütünün yıllardır ortaya koyduğu bir talebi yerine getirmiş olacaktır.”
Eğitimi yapboz tahtasına çevirdiler
AKP’nin Yatılı Bölge Okulları’nı (YBO) kapatma kararı almasına tepkiler sert oldu. MHP Ankara Milletvekili Mustafa Erdem, AKP’nin temel kurumları değiştirme kararlılığı içerisinde olduğunu belirterek,
Eğitimi yapboz tahtasına çevirdiler
AKP’nin Yatılı Bölge Okulları’nı (YBO) kapatma kararı almasına tepkiler sert oldu. MHP Ankara Milletvekili Mustafa Erdem, AKP’nin temel kurumları değiştirme kararlılığı içerisinde olduğunu belirterek,
“İktidardan gitme heyecanının telaşa dönüştüğü bu süreçte, giderayak eksik kalanları tamamlama gayreti içerisinde görünüyorlar. Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının kapatılması konusunda tavrı da bunlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Erdem, AKP’nin eğitim sistemini yapboz tahtasına çevirdiğini söyledi. AKP iktidarları döneminde Milli Eğitim Bakanı’nın 5 kez değiştiğini ifade eden Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“5 bakan da ayrı hükümetlerin bakanı gibi çalıştı. Birinin yaptığını, diğerini bozdu. Böylece Türk gençliğinin bilinçsiz, şuursuz bir şekilde yetiştiği, ideallerine ve manevi değerlerine bağlılığının koparıldığı bir milli eğitim dönemi yaşıyoruz. Bu da milli eğitim tarihinin en talihsiz dönemini oluşturuyor. Milli Eğitimimiz bu çerçevede öğrenciye bir ideal vermekten, bir ufuk açmaktan, onlara bir gelecek vaat etmekten çok uzak görünüyor”
Yeniçağ