Buyrun, polisin yazdığı ‘destan!’a bakın!
Polis ‘destan’ı böyle yazdı!
Polis, Dikmen’de 13 yaşındaki öğrenim güçlüğü olan çocuğu ve yaşlı
kadını akrebin içinde ‘Gelsin Mustafa Kemal sizi kurtarsın’ diyerek
dövdü...
Dikmen’deki eylem sırasında gözaltına alınan 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi
Alperen Aydoğdu’nun annesi Derya Aydoğdu, o gece oğlundan 1.5 saat haber
alamadığını, 4 kez aradığı Emniyet’in de “Oğlunuz gözaltında değil” yanıtını
verdiğini söyledi. Aydoğdu, “öğrenim güçlüğü” raporu bulunan ve rehabilitasyon
merkezine giden oğlunun, Akrep aracında tekmelendiğini, dövüldüğünü bildirdi.
Derya Aydoğdu, o gece yaşadıklarını Cumhuriyet'ten Mustafa Çakır’a
anlattı.
Çocuklarımı kaybettim: Biz her zaman yürüyüşe katılıyorduk
Dikmen’de. Olaysız geçiyordu. İki oğlumla birlikte yürüyüşe katıldık biz.
Çocuklar yanımdaydı. Ani bir müdahale oldu. Çocuklarımı kaybettim. Sonrasında
büyük oğlumu bulabildim. TOMA’dan su sıkılmıştı çocuğuma. Yüzünde ve vücudunda
yanmalar olduğunu söyledi. Biz onunla ilgilenirken Alperen’i malesef
bulamadık.
Akrep içinde dayak: Oğlumu Akrep içerisine alıyorlar. Yaka
paça döverek ve küfrederek. Onunla birlikte 45-50’li yaşlarda bir hanımefendiyi
daha gözaltına alıyorlar ve akrebin içinde darpa devam ediyorlar. Ağza
alınmayacak hakaretler ediyorlar. Bu arada söyledikleri şeyler de şunlarmış:
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyorsunuz. Gelsin kurtarsın bakalım Mustafa
Kemal sizi bizim elimizden.” Hanımefendiye yakasındaki polis amblemini öptürmeye
çalışıyor polis. Öpmeyince de darp etmeye devam ediyorlar.
4 kez aradım yok dediler: Emniyet merkezini aradığımda
gözaltına alınanların 4 tane yetişkin olduğunu, içerisinde çocuk olmadığını
söylediler. Ben 4 kez Emniyet’i aradım. Oradan bir vatandaş aradı “Elimde
çocuğunuzun gözaltına alındığına dair görüntüler var” dedi. Gittim. Görüntüleri
inceleyince yeniden Emniyet’i aradım. Çocuğum nerede, dedim. Bana “Hanımefendi o
saatte o çocuğun orada ne işi vardı?” dediler.
1.5 saat ulaşamadım: Oğlum gece 03.30’da gözaltına alındı.
1.5 saat çocuğumdan haber alamadım. Ben çocuğumu Muharrem İnce aracılığı ile
bulabildim. Sonra çocuğu Dikmen Karakolu’na getirdiler. İnce’nin karakola
girmesine izin vermediler. Kapının önünde de bekletmediler. Karakoldan çocuk
şubeye götürüldü. Çocuk şubeden savcılığa çıkarıldı. 13 yaşındaki bir çocuğa
resmen terörist muamelesi yapıldı. Çocuğun tişörtündeki yazıya kadar sorular
sordular. Şikâyetçiyiz, kesinlikle bunun arkasını bırakmayacağız.
Hacettepe’den rapor: Tabii darptan haberimiz yoktu. Oğlum
bana söylemedi, üzülmemem için. Birlikte alındıkları hanımefendi söyledi.
“Oğlunuzun kafasına bakın” dedi. “Çocuğu dövdüler” dedi. Çocuğumun bacaklarında
tekme izleri var, kafasında şişlik var, ensesinde de yine aynı şekilde.
Tekmelemişler çocuğu. Adli Tıp her zamanki gibi temiz raporu verdi. Biz
Hacettepe Hastanesi’nden darp raporu aldık. İlk gittiğimiz Numune Hastanesi de
bize rapor vermeyi uygun görmedi.
Unutamıyor: Alperen şu anda çok iyi değil. Yaşadıklarını
unutamıyor. Yanındaki hanımefendiye yapılan hareketler ve gözünün önünde
dövülmesinden çok etkilenmiş. Bacaklarına botlarla vurduklarını anlatıyor.
Döverken “Biz Osmanlı’nın torunlarıyız” demişler.
BAŞBAKAN: “POLİS DESTAN YAZDI”
Başbakan Erdoğan, dün Polis Akademisi Mezuniyet Töreni’nin açılışında yaptığı
konuşmada polisin Gezi Parkı eylemleri sırasında orantısız güç kullandığını
yalanlayarak şöyle konuşmuştu:
“Polisimiz bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilmeyecek saldırılara,
tahriklere hukuk dışına kesinlikle çıkmadan karşı koymuş ve adeta bir
kahramanlık destanı yazmıştır. Böylesine uzun soluklu bir mücadeleyi vakarını,
disiplinini bozmadan, 48 saat adeta aç susuz kalarak sürdürebilmek açık
söylüyorum sadece bizim polisimizin başarabileceği bir iştir.”
Sözcü