Fena halde demokratik FAŞİZM!


Başyazı 

Milli iradeye saygı mı?

Başbakan Erdoğan'ın “milli iradeye saygı” mitingleri bitti mi bilmiyoruz. Ancak giderek mistik bir kavrama dönüşen “milli irade” kavramının muhafazakârların, dincilerin ve liberallerin dilinde giderek demokrasi karşıtı bir anlam kazandığı gözleniyor.

Öyle ki, çoğunluk oyunu aldığınızda ya da seçimlerden birinci parti olarak çıkıp bir şekilde iktidarı ele geçirdiğinizde kendinizi her şeyi yapmaya yetkili görmek anlamına gelmeye başladı.


Zaten tuhaf bir kompleksle her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olduğunu hatırlatan Tayyip Erdoğan, kendisini dokunulmaz, eleştirilemez, tartışılamaz sanıyor. Birçok kez ortaya koyduğu gibi, sandıktan çıkan sonucu da “asıp kesme” yetkisi gibi anlıyor.


Öncelikle belirtelim, demokrasilerde seçim sandıkları bazen özgürlüklerin tabutuna dönüşebilir. Temel hak ve özgürlükler hiçbir zaman oylama (referandum) konusu yapılamaz. Örneğin insanların çoğunluğu istiyor diye siz töre cinayetlerini yasal hale getiremez, insanları bir dine inanmaya zorlayamazsınız.


Demokrasiler, örgütlü toplum kesimlerinin hak arayışları, baskı gruplarının kamuoyu oluşturma etkinlikleri, özgür basının varlığı, farklı sınıfların kendi çıkarları doğrultusundaki eylemleri, sendikalar, dernekler ve diğer kitle örgütlerinin varlıkları ve politik pratikleri ile oluşur. Sandık (seçimler) önemlidir, ama demokrasilerin tek aracı ve ölçüsü değildir. Demokrasi bunların tümüdür.


Hitler ve onun faşist partisi de her girdiği her seçimden güçlenerek çıktı. Naziler çok güçlü bir toplumsal destek elde ettiler ve yaptıkları ilk iş iktidara gelmelerini sağlayan demokratik kurumları tasfiye etmek oldu. Başka bir anlatımla, Hitler ve Naziler “çok demokratik” şekilde bir faşist dikatörlük kurdular ve soykırım dahil insanlık tarihinin en vahşi katliamlarını yaptılar.


Yurt

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..