Gazetecilere özel saldırılar!

Haziran Direnişi’nin ilk günlerinden bu yana polisin müdahale ettiği her gün, çok sayıda gazeteci de polis şiddetinden nasibini aldı ve yaralandı. Kafası yarılmış Ahmet Şık ve Osman Orsal’ın fotoğrafları, Kurtuluş’ta polis tarafından linç edilen Gökhan Biçici’nin ve Ankara’da kamera karşısında haber sunduğu sırada TOMA tarafından su sıkılan yabancı muhabirin görüntüleri herkesin aklına kazındı...

Devlet gazetecilere özellikle saldırıyor

SivriSinekCaz

Eylemlerin başından bu yana, gazetecilere yönelik devlet şiddetinin bilinçli bir hedef alma durumu olduğu görülüyor. Cumartesi günü çok sayıda gazeteci yaralandı. Gazeteciler kendi aralarında ne yapmak gerektiğini konuşmaya başladı.

Haziran Direnişi’nin ilk günlerinden bu yana polisin müdahale ettiği her gün, çok sayıda gazeteci de polis şiddetinden nasibini aldı ve yaralandı. Kafası yarılmış Ahmet Şık ve Osman Orsal’ın fotoğrafları, Kurtuluş’ta polis tarafından linç edilen Gökhan Biçici’nin ve Ankara’da kamera karşısında haber sunduğu sırada TOMA tarafından su sıkılan yabancı muhabirin görüntüleri herkesin aklına kazındı. Onlarca başka saldırı ise görüntülenmedi fakat yazıldı.

Tesadüf değil bilinçli saldırılar
 
Şiddeti belgelemek için olayın tam ortasında duran gazeteciler, her olayda tehlikededir, risk altındadır. İki tarafın fiziksel mücadele içine girdiği durumlarda gazetecilerin de çeşitli şekillerde yaralandığı olur. Fakat Haziran Direnişi boyunca yaşananlar, gazetecilerin tesadüfen değil, polis tarafından özellikle şiddete uğradığını düşündürüyor.

Cumartesi günü Taksim’deki polis saldırısı sırasında çok sayıda gazeteci yaralandı. Bazıları gözaltına alındı. Olaylara tek tek bakıldığında, polisin gazetecilere özellikle kötü davranma talimatı almış olabileceği görülüyor.

BirGün gazetesinden Onur Erem, polise basın kartını gösterdikten sonra dayak yedi. Halk TV muhabiri Makbule Cengiz’i polisin elinden CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin kurtardı. Cengiz, daha önce canlı yayında olduğu sırada gözaltına alınmak istenmişti. TMSF’nin el koymasından sonra Akşam gazetesinden kovulan Tuğçe Tatari, gazeteci olduğunu söyledikten sonra polis tarafından yerlerde sürüklendi, hakarete uğradı.
Diğer yandan, Haziran boyunca medyadaki sansür mekanizması, basın emekçilerini belki de polis şiddetinden daha fazla vurdu.

Gazeteciler tartışıyor
 
Tablo, AKP’nin gazeteci tutuklama dalgasına benzer şekilde, çok sayıda gazetecinin bir şeyler yapmak üzere çeşitli yerlerde, farklı gruplar halinde toplanmasına ve ne yapabileceklerini tartışmasına vesile oldu.

Tartışmalarda sık sık gündeme gelen bir konu, gazetecinin şiddetten nasıl korunması gerektiği üzerine. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önerisi, tüm gazetecilere parlak renkte birer yelek vermek. Ancak birçok gazeteci, polisin aksine gazeteci olduğunu anladığı kişilere saldırdığını belirterek buna karşı çıkıyor.

Daha önce kafasına gaz bombası kapsülü gelerek yaralanan soL muhabiri Onur Emre Yağan’ın da vurulduğu sırada polis barikatının arkasında, başka gazetecilerle birlikte alakasız bir şekilde dururken gece karanlığında bombaya hedef olması, bu fikrin geçerliliğini ortaya koyuyor. Sadece devrimci basın değil, tüm basın organlarının mensuplarının polis tarafından hedef gözetilerek saldırıya uğraması, bu bilinçli şiddetin esas hedefinin, halkın haber alma hakkı olduğuna işaret ediyor.

Tepki ise giderek birikiyor. Cumartesi gecesi polis saldırıları sırasında Twitter’da #direngazeteci başlığına atılan mesajların yoğunluğu, bunun bir işareti oldu. Yakın zamanda ise daha örgütlü tepkilerle karşılaşmamız olası.

‘Gazetecilerle halk dayanışmalı’
 
Türkiye Gazeteciler Sendikası, dün yaptığı açıklamada “İstanbul’da polis şiddeti bir kez daha temel hak ve özgürlüklerin kullanımını engellemek için kullanıldı. Barışçıl gösterileri izleyen çok sayıda gazeteci de polis saldırılarının hedefi haline geldi. Olaylar sırasında isimleri belirlenebilen en az 13 gazeteci polis coplarıyla, plastik mermi ve biber gazı fişekleriyle yaralandılar. 80’den fazla yurttaşın yanı sıra Aydınlık gazetesinden Beste Gül Öneren ve Selçuk Özmen gözaltına alındı” dedi.

Polis şiddetinin kınandığı açıklamada, “Basın emekçilerine yönelik her türlü müdahale, halkın haber alma ve bilgi edinme hakkına bir saldırıdır. Bir ülkede, basın ve ifade özgürlüğü teminat altına alınmadan toplumun özgür olabilmesi de mümkün değildir. Gazetecilere yönelik baskıların sona erdirilebilmesi için, basın özgürlüğü için direnen ve bedel ödeyen meslektaşlarımızla halkımızın dayanışması ve birlikte mücadelesi önemlidir” denildi. Sendika bugün İstanbul’da bir eylem yaparak tepki gösterecek.


➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..