AKP'nin Kimyasalına suç duyurusu
CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, ODTÜ'deki olaylara destek vermek amacıyla Adana'da 8 Eylül'de düzenlenen protestoculara polisin TOMA'larla su yerine kimyasal sıkmasını Meclis'e taşıdı, İçişleri Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundu...
Kimyasala suç duyurusu
.
Topluluğa TOMA’lardan sıkılan suyun, “kimyasallı su” değil, doğrudan “kimyasal” çıktığının belirlendiğini söyleyen Özgümüş, “Elimizdeki rapora göre TOMA’ların içinde suda çözünmeyen, sadece metanol, aseton, kloroform gibi maddelerde çözünen, ‘dyhdrocapsaicin’ kullanıldığı ortaya çıkmıştır” dedi.
Adana’da, ODTÜ’deki olaylara destek vermek amacıyla toplandıktan sonra Atatürk Parkı yakınlarında polisin müdahalesiyle karşılaşan ve TOMA’dan sıkılan sudan etkilenen ve hastaneye kaldırılan 6 kişiden birinin gömleğini Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’na gönderdiklerini ve alınan rapordan, müdahale sırasında TOMA’ların içinde suda çözünmeyen, sadece metanol, aseton, kloroform vb. gibi maddelerde çözünen “dyhdrocapsaicin” kullanıldığının anlaşıldığını belirten Özgümüş şunları söyledi:
“İçişleri Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunarak sorumlular hakkında yasal işlem yapılmasını talep ettik. Polis bu tür olaylarda ceza verici makam değildir. Ancak olayın video görüntülerinde de görüldüğü gibi, göstericilerin üzerine kimyasal madde sıkarak adeta ceza veriliyor.
Olayın ardından hastanelere kaldırılanlara verilen raporlar ve bizim ÇÜ’den aldığımız rapor, polisin göstericilere doğrudan kimyasal madde kullanarak müdahale ettiğini açıkça ortaya koyuyor.”
Özgümüş’ün, Bakan Muammer Güler’in yanıtlaması istemiyle İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazıda ise aynen şöyle diyor:
“Sayın Muammer Güler, T.C. İçişleri Bakanı. 08 Eylül 2013 Pazar akşamı, Adana’da ODTÜ’deki protestolara destek vermek amacıyla toplanan gruba, polis görev ve yetkilerinin dışına çıkarak aşırı güç kullanmış ve demokratik hakkını kullanan vatandaşın üzerine TOMA’dan biber gazının etkin maddesi olan, ‘dyhdrocapsaicin’ maddesi sıkarak birçok vatandaşın aşırı derecede yanmasına ve bazılarının kasılma nöbetleri geçirmesine neden olmuştur.
Ekteki video görüntüleri, yaralıların hastane raporu ve vücudu boydan boya yanan gencin gömleğinin ÇÜ Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından yapılan kimyasal analiz raporu, bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.
Ekteki video görüntülerinde, polisin yaklaşık 300 kişilik kalabalığı önce TOMA’dan su sıkarak dağıttığı, ilk müdahaleden sonra kalabalığın önemli bir kısmının kaçmaya başladığı, ancak tam bu aşamada polisin, pankartın arkasında kalan az sayıdaki vatandaşa ve kaçan diğer vatandaşlara, (sonradan sadece metanol, aseton, kloroform vb. gibi maddelerde çözünen ‘dyhdrocapsaicin’ olduğu anlaşılan) kimyasal maddeyi sıktığı görülmektedir.
ÇÜ Adli Tıp Anabilim Dalı raporunda açıkça görüleceği gibi, sıkılan bu kimyasalın vücutta ağır tahribata ve hatta ölüme neden olduğu belirtilmektedir.
Polis, yargı ve cezalandırma makamı değildir. Toplumsal olaylarda düzeni bozmaya yönelik hareketleri engellemek ve varsa suçluları adalete teslim etmekle görevlidir.
Bu olayda görüldüğü gibi, kaçan vatandaşlar dahil olmak üzere, polisin doğrudan kimyasal sıkarak cezalandırma yolunu seçmesi, görev ve yetkisini aştığı gibi aynı zamanda bir insanlık suçudur.
Olayla ilgili soruşturma açılarak suçluların cezalandırılması için gereğini arz ederim.”
Cumhuriyet