İmralı canisinden siyasi parti lideri!
AKP iktidarı, PKK’nın da taleplerinin arasında yer aldığı belirtilen “demokratikleşme paketi”ni Meclis’e sundu. 17 maddeden oluşan paketle, partilere üyelikle ilgili yasakların kaldırılması ve “eş başkanlık” getirilmesi “teröristbaşı Abdullah Öcalan da bir partiye üye olabilir” tartışmalarını beraberinde getirdi...
Bebek katilinden siyasi parti lideri!

İktidar, PKK’nın da taleplerinin arasında yer aldığı belirtilen “demokratikleşme paketi”ni Meclis’e sundu. 17 maddeden oluşan paketle, partilere üyelikle ilgili yasakların kaldırılması ve “eş başkanlık” getirilmesi “teröristbaşı Abdullah Öcalan da bir partiye üye olabilir” tartışmalarını beraberinde getirdi.
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, “Düzenleme ile Öcalan, BDP ve bir başka partiye eş başkan olabilecek” dedi. Hikmet Sami Türk, düzenlemeyle Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. Maddesinin 2. fıkrası tamamen kaldırıldığını anımsattı. Bebek katili ve diğer canilerin de siyaset yapabileceklerini, ancak Anayasa’nın 76. Maddesi değişmeden milletvekili seçilemeceyeceklerine vurgu yaptı.
Düzenlemeyle Bebek Katili’nin eş başkanlık yapabileceğinin altını çizen Türk şunları söyledi: “Böylece Öcalan ve KCK mensupları siyasi partilere üye olduğu takdirde bütün sonuçlarından yararlanabilecekler. Kurullara üye seçilebilecekler, hatta partilerin genel başkanı dahi olabilecekler. BDP çizgisindeki partide eş başkanlık kurumu var. Zaten getirmek istenen hükümler arasında eş başkanlık da var. Bu hüküm de getirildikten sonra Öcalan, İmralı’da kalsa dahi eş başkan seçilebilir, dışarıdan isterse bir başkası yürütür. Böylece zaten fiilen Türk siyasetini etkileyen tutumu daha yasal temel kazanmış olur. Bu değişiklik ruhu itibariyle anayasaya aykırıdır.”
Siyaset yozlaşacak
Hikmet Sami Türk, bebek katilinin eş başkan olarak siyaseti etkileyebileceğini ifade etti. Anayasa’nın 76. maddesi değişmeden Öcalan’ın milletvekili seçilemeyeceğini vurgulayan Türk, “Milletvekili seçilmesi ancak bir genel af yoluyla olur. Ama 76. Madde buna da engel olur. Bu maddeyi de değiştirmeleri gerekiyor. Ama üyelik yolunun açılması bile Öcalan’ı siyasi sıfata sahip biri yapacaktır. Yani siyaseti yozlaştırıp soysuzlaştıracaklar” diye konuştu.
Her göreve gelebilir
Türk Hukuk Enstitüsü Başkanı Prof. Ali Akyıldız da düzenlemeyle terör suçundan hüküm giyenlere siyaset ve partilerde yöneticilik yolunun açıldığına dikkat çekti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da AKP Genel Başkanlığını milletvekili seçilmeden üstlendiğini anımsatan Akyıldız şöyle konuştu: “Parti üyesi olduğu zaman yönetim organlarında da görev alabilirler, dolayısıyla partinin genel başkanı da olabilirler. Bu bir çığır açıyor. Siyasi partiler çok önemli yapılardır, ülkelerin kaderini belirler. Ülkenin kaderini belirleyen yapılan içerisinde hiçbir eleme yapmadan herkesin yer alabileceğini öngörmek hele hele bizim coğrafyamızda hiç uygun değil. Milletvekilliği seçilebilmekle ilgili mevzuatta bir takım sınırlar var. Bunun bir ilerisi bu sınırlamaların kaldırılması olur. Adım adım gidiyor. demokratikleşiyoruz. Milletvekilliği önündeki engelleri de kalkar o da olur. Eş başkanlık meselesi sadece BDP’de var. BDP’deki sistemin yasal dayanağa kavuşturulması anlamında hukukun ona göre uygulanması anlamına geliyor.”
“Kürdistan” ifadeleri Bütçe Kanunu Tasarısı’nda
Türkiye’nin Doğu-Güneydoğu bölgelerini Kürdistan olarak niteleyen ifade, BDP aracılığıyla 2014 Bütçe Kanunu Tasarısı’na girdi. TBMM Başkanlığı, Bütçe Tasarısı’nı, BDP’li komisyon üyelerinin bölgeyi Kürdistan olarak tanımladığı muhalefet şerhiyle birlikte bastırdı ve gelecek hafta Genel Kurul’da görüşülmek üzere dağıtımını yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda salı günü görüşülmeye başlanacak Bütçe Tasarısı ve Plan-Bütçe Komisyonu Raporu’nda 17 kez Kürdistan ifadesi geçiyor. Komisyonun BDP’li üyeleri Hasip Kaplan ve Adil Zozani’nin imzasıyla yer alan muhalefet şerhinde, ’Kürdistan’da eşitsiz gelişim ve ekonomik sömürü’başlıklı bir bölüme yer verildi ve “Kürt halk önderi Sayın Öcalan”, “Türkiye Kürdistanı”, “Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanı” ifadeleri yer aldı.
Şerhle soktular
Tasarıdaki muhalefet şerhi özetle şöyle:
“10 bin Kürt, siyasi tutsak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve barış görüşmelerinin tekrar başlaması talebiyle açlık grevine girince Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında halk isyanları başlamıştı. Bahar ve direniş bayramı Newroz’da Diyarbakır/Amed’de 2 milyona yakın kişinin katıldığı mitingde BDP milletvekilleri Öcalan’ın bahar mesajını okudu. Süreç yasal bir zemine oturtulurken PKK gerillaları da Türkiye Kürdistanı’nın sınırlarının dışına çekilecekti. İşte Gezi Parkı direnişi böyle bir bağlamda büyük bir enerji ve öfke ile patlak verdi. Kanıksanmış mevzisini, yani Kürdistan’ı aşarak Taksim ve çevresinde doğallaşan polis şiddeti ve devlet terörü meselesi vardı.” Bu arada, MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, konuya ilişkin, “Böyle bir tabir Türkiye’de yoktur. Bu anayasaya aykırıdır, suçtur ve bunun hakkında da suç duyurusunda bulunuruz” dedi.
Yeniçağ