İşte TIR'ların sırrı!
The Telegraph gazetesi 2013 Aralık ayı sonunda ABD'li ve Suudi yetkililerden oluşan bir delegasyonun Türkiye'de kıdemli Cihatçı liderlerle bir araya geldiğini açığa çıkardı...TIR'ların sırrını açıklayan gizli görüşme
The Telegraph gazetesi 2013 Aralık ayı sonunda ABD'li ve Suudi yetkililerden oluşan bir delegasyonun Türkiye'de kıdemli Cihatçı liderlerle bir araya geldiğini açığa çıkardı. Hangi cihatçı oluşuma dahil oldukları belirtilmeyen habere göre, ABD, söz konusu gizli buluşmayı Suriye'de el Kaide'ye karşı savaşmaları için diğer Cihatçı grupları örtülü bir şekilde destekleme kararı aldıktan sonra organize etti.
The Telegraph gazetesi muhabiri Ruth Sherlock'un Antakya'dan hazırladığı haberine göre, gazetenin kaynakları ABD'nin Suriye'deki "dost" Cihatçı terör grupları milyonlarca dolarlık nakit para ve "ölümcül olmayan" yardımlarla destekliyor. Gazeteye konuşan iki kaynağa göre -kaynaklardan birinin kardeşi de o toplantıda bulunuyormuş- toplantıda "IŞİD ile olan savaş hakkında konuştular ve Amerikalılar komutanları IŞİD'e saldırmaları için teşvik etti."
Terörde yeni aşama
Söz konusu yeni gelişme bölgedeki çatışmalarda "yeni bir aşama" olarak görülüyor. Haberde el Kaide hücrelerinin Batılı istihbarat birimleri tarafından "baş tehdit" olarak algılandığını ve artık uluslararası destekçilerin el Kaide karşıtı diğer Cihatçı komutanlarla doğrudan istişare halinde çalıştıkları belirtiliyor.
Suriye sahasında terör estiren en aşırı uçtaki el Kaide'ye karşı ABD ve Körfez ülkelerinin ortak bir planı sonucu yapılan yardımlarla ilgili bilgiyi The Telegraph gazetesine işin içinde olan diplomatlar ve Cihatçılar vermiş.
Haberin iddiasına göre 2. Cenevre konferansına giden süreçte ABD "el altından" Suudilerin ve Katar'ın bölgede attığı adımlara destek verdi ve El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Ordusu'na (IŞİD) karşı olan terör örgütlerine her türlü desteği sağladı.
TIR'ların varış noktası İdlib
Türkiye'deki toplantılara katılan diğer kaynakların The Telegraph'a belirttiğine göre, CIA, Suudi ve Katar İstihbaratı ile birlikte hareket etmeye devam eden örgütler şunlar; başkomutan Cemal Maaruf olan Suudi Arabistan kontrolündeki Suriye Devrimci Cephesi ve Katar destekli "ılımlı" isyancılardan oluşan yeni bir koalisyon olan İslami Cephe.
Bu gruplar silah tedariki için destek aldılar. Söz konusu "Batı dostu" gruplara "Silahları ilk önce Katar gönderdi. Suudi Arabistan geride kalmak istemedi, bu yüzden bir hafta önce IŞİD'e saldırıda ağır makineli tüfekleri de içeren 80 ton silah verdiler."
Suriye'nin İdlib ilindeki İslam Ordusu'nun ve Suriye Devrimci Cephesi'nin üssüne yakın yerde yaşayan bir kişi, "silahlarla dolu, üsse giden" 15 kamyon gördüğünü söyledi.
Her ay 2 milyon dolar
Washington'un doğrudan silah vermediğini; fakat Suudi Arabistan'ın gruplara fon sağlamasını desteklediğini söyledi. Ancak, kaynak, ABD'nin resmi olmayan bir bağış şeklinde her ay 2 milyon dolar nakit para aktardığını ve bu miktarı 'Batı dostu' isyancı gruplar arasında böldüğünü de ekledi. İki gruptaki üst düzey komutanlar da bazı fon destekleri aldıklarını onayladılar.
İskenderun'da da toplantı
Aydınlık 10 Ocak'ta Amerika'nın eski Suriye Büyükelçisi Robert Ford'un İslami Cephe komutanlarıyla İskenderun'da bir araya geldiğini ve "7-8 saat süren" bir görüşme gerçekleştirdiklerini yazmıştı. Haber Suriye Ulusal Koordinasyon Kurulu'nun Suriye dışındaki koordinatörü Heysem Menna'nın, 8 Ocak günü el-Meyadin televizyonuna yaptığı açıklamaya dayanıyordu. ABD, bu görüşmeyle hem İkinci Cenevre Konferansı öncesi, Suriye muhalefeti adına kimlerin konferansa katacağını kesinleştirmeyi amaçlıyordu, ama en önemlisi Amerika'nın güdümündeki İslami Cephe'nin Suriye sahasında El Nusra ve IŞİD'e karşı güçlendirilmesinin yolları belirleniyordu.
'Rejime karşı silahımız yoktu, artık fullendik'
The Telegraph gazetesine konuşan Batı destekli Cihatçıların "Yüksek Askeri Şura" üyesi komutanı söz konusu desteği şu sözlerle ifade ediyor: "Onlara (el Kaide'ye) karşı savaşmamız için herkes bize yardım teklif ediyor. Önceden rejime (Suriye Hükümeti'ne) karşı savaşacak silahımız yoktu, ama şimdi stoklar fullendi".
Haberde, geçtiğimiz yıllarda IŞİD'in Suriye isyanını "rehin aldığını" belirtiyor. Kısmen yabancı uyruklu cihatçılardan oluşan IŞİD'in, isyancıların eline geçen bölgelerde, Şeriat yasasının katı bir yorumu altında yürütülen ortaçağ tarzı bir İslam halifeliği dayatma amacı güttüğü hatırlatılıyor.
El Kaide uzantısı El Nusra ve IŞİD'in kendilerine karşı komplo kurduklarından korktukları ya da güçlerini tehdit olarak algıladıkları "rakip" isyancı komutanlara suikast düzenlediklerini bildiriliyor.
Haberde, iki hafta önce IŞİD'e karşı başlayan "savaşın" şimdiden 1000'den fazla kişinin ölümüne neden olduğu belirtiliyor ve bu çatışmaların asıl olarak Suriyeli cihatçı komutanlarca, artarda gelen komutan cinayetleri üzerine başladığı söyleniyor.
IŞİD'in de bu süreçte Irak'ın Batı Anbar eyaleti sınırındaki çatışmada yer aldığı ve Felluce ve Ramadi şehirlerini ele geçirmeye çalıştığı hatırlatılıyor.
El Kaide'ye karşı savaşarak itibar kazanma çabası
Haberde, İslami Cephe ve diğer cihatçı örgütlerin IŞİD'e karşı yürüttüğü çatışmaların bölgedeki Suriye muhalefetine olan desteği geliştireceği, dolayısıyla da Cenevre'deki güvenilirliklerinin destekleneceğinin umulduğu vurgulanıyor.
Amerika ve Suudi Arabistan'ın, isyancılara, El Kaide bağlantılı radikallere karşı yardım ettikleriyle ilgili iddialara cevap olarak, Batılı bir diplomat Telegraph'a şöyle konuştu:
"Silahlı grupların temel uluslararası destekçileriyle koordinasyon sürüyor. IŞİD Suriye'deki birçok üssünü geri aldı; fakat diğer grupların ivmesi devam ediyor ve bu, Cenevre konferansı için iyi bir sıçrama tahtası."
Aydınlık