Ortalık toz duman!
“Ne yani yargıya güvenmiyor musunuz?”
Hulki CEVİZOĞLU

(Ama acı bir sosyolojik gözlem: Türk seçmeni yolsuzluğu cezalandırmıyor. En azından uzun bir süre. Birkaç seçim dönemi).
17 Aralık’ta (2013) AKP’li bakanlara yönelik ‘Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’ sonrası AKP çok zor durumda kaldı. Şimdi o da CHP’lileri aynı silahla vurmak istiyor. Çünkü CHP ciddi rakip durumunda…
Bugün yaşananları birlikte izliyoruz. Ama ‘dünü’ unutmamalıyız.
AKP dün de aynı tavrı sergiliyordu.
Sizlere yeni çıkan “Lanetli Yıllar (Akbabaların Öcü)” adlı kitabımdan örnekler vererek geçmişe götürmek istiyorum.
Yıl 2008… 6 yıl öncesi…
O tarihlerde Ergenekon vd. operasyonlar yapılıyor ve Atatürkçüleri tasfiye etmek için düğmeye basılmış durumda… Bugün birbiriyle kanlı-bıçaklı olan Hükümet ve Cemaat medyası paralel yapı sergiliyor ve ağız birliği içindeler:
“Ünlü ya da saygın bir isme sahip olmak kimseye dokunulmazlık sağlamaz. Yargı önünde herkes eşittir!”
Bugün ise, hukuk kendilerine yönelince tam tersini söylemeye başladılar.
*
Tıpkı 6 yıl sonra bugün olduğu gibi, o tarihte de kendi yolsuzluk haberlerine sansür getiriliyor, savcılık dosyalarına yayın yasağı konuyor, kendi adamları için soruşturma izinleri verilmiyor; yurt dışında başlatılmış Deniz Feneri gibi bir soruşturma varsa, Türkiye’deki boyutunun soruşturulması engelleniyor, soruşturma uzatılıyor, kamuoyunun gündeminden düşürülüyordu.
Milletvekillerinin dokunulmazlığı söz verdikleri halde kaldırılmıyor, Cumhurbaşkanı Gül hakkında soruşturma kararı veren mahkeme başkanına soruşturma ve gizli takipler yapılıyor, Başbakan Erdoğan hakkındaki yolsuzluk iddialarını ağzına alanın başına mutlaka ‘bir şeyler’ geliyor ve getiriliyordu!..
*
Demek ki, AKP dün neyse, bugün de o.
Ya da, bugün ne yapıyorsa dün de onu yaptı.
Bizler dünü dünde bıraktığımız (unuttuğumuz) için, bugün yaşananlara hâlâ hayretle bakabiliyoruz!
*
Bugün; Hükümet ve Cemaat birbirine söylemediğini bırakmıyor. Uyuşturucu içip cinayet işleyen ‘Haşhaşiler’e benzetmeye varıncaya kadar, en ağır biçimde birbirine saldırıyor.
Oysa, daha 6 yıl öncesine kadar paralel bir yapı içinde, Atatürk ve Cumhuriyet aleyhtarı her türlü açıklama, eylem ve davranışlar “modernlik” olarak sunuluyordu!.. Atatürkçüler baskı altında tutuluyor, özel yaşamları delik deşik ediliyor ve kamuoyu önünde parçalanıyordu!..
Darbeci onlardı! Yolsuzluk yapanlar onlardı! Çağdışı olan onlardı! Ülkeyi bölmek isteyenler onlardı! Hatta, terör örgütü PKK ile işbirliği yapanlar ve kendi askerlerini öldüren onlardı! Kendi kendilerini bombalayıp, kendi yandaşlarını öldürüp ağıt yakan onlardı!
Amerikancı olan onlardı! Halkı korkutan onlardı!
Ve mağdur (!) olanlar; iktidar ve gücü elinde bulunduran AKP’liler ve yandaşları idi.
.
İşin anlaşılmazı ise, bunlara inanan milyonlarca insanın olması idi!
*
Dün cezaevine atarken alkış tuttukları eski polis müdürü Hanefi Avcı’nın, bugün ayağına giderek destek arıyorlar.
Hanefi Avcı dün “Polis istihbarat ve teknik dinleme bölümlerinde bir hükümete alternatif bir yapı var, bu ‘devlet içinde devlet’ ve kontrol edilemeyen bir güçtür” derken, AKP sürekli olarak yalanlıyordu.
Lanetli Yıllar’dan aktarıyorum yine:
“Öğrendiğim kadarıyla MİT, ordu, yargı ve milletvekilleri, basın ve medya, maliye içinde imam konumunda kişiler bulunmaktadır”.
*
Bugün AKP ve yandaşı medya, bu sözleri kanıt olarak kullanıyor Cemaat’e karşı.
*
Bugün, Hükümet’e karşı Cemaat’in yanında olan Bugün Gazetesi’nin yazarı Nuh Gönültaş, dün Hükümet ile birlikte, Atatürkçülere karşı şöyle yazıyordu:
“Ne yani, yargıya güvenmiyor musunuz?
Herkes ‘Neler oluyor Türkiye’de’ diye soruyor.
Ortalık toz duman!
Her hafta sonu, özellikle Cuma günleri şok haberlerle sarsılıyoruz.
AK Parti’ye kapatılma davası açılmasından sonra her şey çok hızlı gelişiyor.
Geçen Cuma Ak Parti’ye kapatılma davası açıldı.
…
… Haaa, içeriye alınan isimler, öyle söylendiği gibi saygın isimler değil.
… Kemal Alemdaroğlu’nun üniversite rektörü olması, onun gözaltına alınamayacağını mı gösterir?
Tabii ki değil.
Doğu Perinçek… Türkiye’de şerrinden en korkulan adam olarak kimse ona dokunamaz mı yani?
Polis gözaltına alamaz mı?
…
Ne yani, yargıya güvenmiyor musunuz?
Güveniyoruz!” (*)
*
Ey AKP! Dün söylenen bu sözler bugün sizin için.
Yanıtınız nedir?
Ne yani, yargıya güvenmiyor musunuz?
*
GÜNÜN DUYURUSU:
Bundan sonra Salı ve Perşembe günleri karşınızda olacağım. Duyururum.
GÜNÜN SÖZÜ:
Zalim sonunun geldiğini anlayınca zulmünü artırırmış. – Anonim
(*) Gönültaş, Nuh, “Ne yani yargıya güvenmiyor musunuz?”, Bugün Gazetesi, İstanbul, 22 Mart 2008, s.4. (Bazı sözcüklerin koyu yazımı bana ait).