Yürekli savcılarımıza selam olsun




ZEKERİYA ÖZ


Güner YİĞİTBAŞI
SivriSinekCazZekeriya ÖZ‘ü hepiniz tanıyorsunuz. Ergenekon adı ile anılan, tartışmalı deliller ve yasadışı soruşturma usulleriyle, birçok subay, gazeteci, öğretim üyesi ve aydınlarımızın tutuklu yargılanarak ağır cezalara çarptırıldıkları davanın soruşturmasını yürüterek iddianamesini yazan İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı idi.

Bir kamu görevlisi ve hem de sıfatı Cumhuriyet Savcısı olan bir kişinin ismini başlık yaparak bir makale yazmayı hiç arzu etmiyor ve bunu pek etik de bulmuyoruz.

Ancak, Zekeriya ÖZ isminin, salt Cumhuriyet Savcısı olmanın ötesinde, yürüttüğü ve davasını açtığı ülkemizin gelmiş ve geçmiş en önemli ve tartışmalı bir soruşturması ile özdeşleşerek toplumda tanınan ve ünlenen, topluma mal olan bir şahsiyet haline gelmesi ve daha sonra yaşadıklarıyla da, halen görevde olan genç savcılarla, ileride savcılık mesleğine başlayacak olan geleceğin hukukçularının kendilerine ders çıkarmaları gereken bir kişilik olması nedeniyle, kural dışına çıkarak, Zekeriya ÖZ ismini ve portresini bu makalemize konu yapıyoruz.

Zekeriya ÖZ‘ün, cemaata mensup bir savcı olduğunu kesin olarak söyleme durumunda değiliz. Hukukçu kimliğimiz de buna müsaade etmez.

Ancak, Zekeriya ÖZ‘ün de, yargıyı ve emniyeti etkisi altına aldığı bizzat Başbakan tarafından açıkça dillendirilen malum cemaate mensup bir kişi olduğu iddia edilmektedir.

Zekeriya ÖZ, Ergenekon soruşturmasını yürüttüğü ve iddianameye bağlayarak subaylar, gazeteciler, iş adamları, öğretim üyeleri ve diğer aydın kişiler hakkında örgüt kurdukları ve hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri suçlamasıyla kamu davası açtığı ve bunları tutuklatarak zindanlarda çürümeye bıraktığı dönemlerde, bugün cemaate savaş açan ve cemaati, devlet içine sızmış illegal bir örgüt olarak suçlayan Başbakan Tayyip Bey‘in de takdirlerini kazanan ve adeta onun gözdesi olan bir Cumhuriyet Savcısı idi.

Zekeriya Öz, Özel yetkili savcı da olsa, iş bölümü gereği atandığı bu görevi, nihayetinde Cumhuriyet Savcılığı olup, protokol gereği, diğer Cumhuriyet Savcılarına göre bir ayrıcalığı olmaması gereken düz bir savcıydı, yani, başsavcı veya başsavcı vekili konumunda amir mevkiinde bir savcı değildi.

Uygulamaya baktığımızda ise, Zekeriya ÖZ‘e tanınan ayrıcalık ve özel muameleler, onun düz savcı olduğunu unutturuyordu. Yürüttüğü soruşturmanın özelliği ve gereği olarak, kendisine özel bir araç ve yeteri kadar yakın koruma verilmesi, doğal ve diğer düz savcılara göre bir ayrıcalık değildi ama, Zekeriya ÖZ, en başta, ülkenin Başbakanı olan zat’ın gözdesi olmuş ve Başbakan Tayyip Bey, cemaatla bir olup Türk Silahlı Kuvvetleri‘ni bitirme operasyonunun fahri savcılığına soyunduğu dönemde, bu soruşturmanın resmi savcısı ve kilit ismi Zekeriya ÖZ‘e kendi zırhlı aracını tahsis edecek kadar tarafsızlığını yitirmiş ve Zekeriya ÖZ‘e özel bir ilgi gösterip ayrıcalık tanımıştır. Bu ne büyük sevgidir Allahım?

Görsel ve yazılı basından izlediğimiz kadarıyla, Savcı Zekeriya ÖZ; o parlak ve altın döneminde, İstanbul ilinde düzenlenen ve üst düzey devlet adamlarının ve politikacılarının katıldıkları protokol davetlerine itibarlı ve baş misafir olarak katılmış ve davette yer alan diğer katılımcılar, onunla tanışmak,tokalaşmak ve birkaç cümle konuşarak sohbet etmek için can atmışlardır.

İstanbul Valisinin ev sahipliğinde, yaklaşık beş yıl önce Dolmabahçe Sarayı‘nda düzenlenen 2009 yılı Cumhuriyet Resepsiyonu‘nda, 27 Nisan muhtıracısı eski Genelkurmay Başkanı Yaşar BÜYÜKANIT; büyük bir şirinlik ve mutluluk içinde ve gülücükler dağıtarak Zekeriya ÖZ ile tanışıp tokalaşmış ve kendisiyle ayak üstü sohbet ederek, 27 Nisan 2007 muhtırasının suçluluk psikolojisi içinde, “Beni almaya mı geldiniz” diyerek sözüm ona espri yapmış ve buna karşılık sayın savcımız da,“ hayır paşam sizi almaya değil, sizinle tanışmaya geldik” diyerek, espriye espri ile cevap vermiştir.

Ergenekon soruşturmasının savcısı olarak, kendisi için devlet protokolü delinerek resmi resepsiyon ve davetlerin şeref konuğu edilen Sayın Zekeriya ÖZ, Ergenekon soruşturmasını tamamlayıp iddiamesini de düzenleyerek davasını açtıktan sonra, kendisine biçilen görevini tamamlamış olmanın mutluluğu içinde, çok yorulduğu için biraz da dinlenmesi amacıyla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine atanarak terfi ettirilip ödüllendirilmiştir.

Cemaatin savcısı olduğu iddia edilen ve Ergenekon soruşturmasını tamamladıktan sonra, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği‘ne getirilen Zekeriya ÖZ, uzun süren bir sessizlik döneminden sonra, toplumdaki ünü ve popülerliği unutulmaya yüz tuttuğu bir sırada, Cemaat ve AKP iktidarının kapıştığı ve cemaat- iktidar koalisyonunun bozulmaya başladığı bir anda, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile birden bire ortaya çıkarak, tekrar ismini duyurmuş,bazı bakan çocukları ve işadamlarının tutuklanmaları ve dört bakanın istifa etmeleri ile sonuçlanan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının başında yer almıştır.

Ancak, Tayyip Bey tarafından, cemaatin, hükumete yönelik bir darbe ve tertibi olarak nitelendirilen 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve soruşturması, Zekeriya ÖZ‘e şans getirmemiş, bu sefer Tayyip Bey‘in hışmına uğrayarak, Ergenekon soruşturması ile edindiği ünü gölgelenmiş, Ergenekon soruşturması döneminde edindiği Tayyip Bey‘in gözdeliğinden düşerek, Tayyip Bey‘in en büyük düşmanı konumuna gelmiş ve Tayyip Bey‘in gazabından nasibini alarak, 17 Aralık soruşturmasından uzaklaştırılarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı vekilliği‘ne atanmış ve kısa bir süre sonra da, iki gün önce çıkarılan bir kararnameyle Bolu iline düz savcı olarak ataması yapılarak, tamamen İstanbul ili dışına çıkarılmıştır.Bu arada, altına Tayyip Bey tarafından verilen zırhlı lüks makam aracıyla birlikte korumalarının da çoğu alınarak azaltılmış, tabir yerinde ise, Ergenekon soruşturmasında arkası sıvazlanarak kullanıldıktan sonra, teşbihte hata olmaz, limon gibi sıkılarak atılması gereken yere atılmıştır.

Zekeriya ÖZ‘ün meslek hayatındaki bu inanılmaz çıkışı ile birden bire düşerek yere çakılışı, ibret vericidir. Zekeriya ÖZ portresinden genç savcılarımız ile gelecekte savcı olarak görev yapacak olan hukukçularımız ders çıkarmalıdırlar.

Peki, nedir o ders?

Sadece savcılarımız değil, hakimlerimiz de, görevlerini yaparlerken, kesin olarak, hukukun, Anayasanın ve yasaların çizdiği sınırlar dışına çıkmamalı, görevlerini yasalara uygun olarak, iktidarların ve cemaatların buyruğuna girmeden, şu veya bu nedenle onlara yaranma duygusu taşımadan, korkusuzca ve tarafsız bir şekilde yerine getirmelidirler.

Zekeriya ÖZ‘ün tüm bu yaşadıklarına ve son günlerde başına gelenlere bakıldığında; savcılık ve hakimlik görevi yapan hukuk adamlarının, bir yerde yanlış yaptıkları, bir cemaatin ya da siyasal iktidarın adamı oldukları görüntüsünü vererek toplum indinde tarafsızlıklarını ve itibarlarını yitirdikleri zaman, günün birinde yaptıkları doğru işlerin dahi bir değerinin ve inandırıcılığının kalmayacağı, insanların güvenlerini ve desteklerini yitirecekleri, eninde sonunda, kendi lehlerine tarafsızlıklarını bozdukları siyasal iktidarlardan darbe yiyerek çok üzülecekleri, gururlarının incineceği, yedikleri darbe karşısında uğrayacakları mağduriyetlere, toplumun duyarsız kalacağı, arkalarında toplumun desteğini hissedemeyecekleri açıkça görülmektedir. 

Tüm antidemokratik yasalara ve çıkarılması an meselesi olan yeni HSYK yasasına rağmen, bağımsızlığı yasalarda değil, kendi vicdan ve yüreklerinde arayan, her koşulda bağımsız ve tarafsız kalabilen ve sayıları her gün giderek azalan tüm yürekli savcılarımıza ve hakimlerimize buradan selam olsun. 

İlk Kurşun
➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..