Tayyip’in düşman yaratma ve çatışma stratejisi
Gitti ‘Darbe’ Geldi ‘Paralel’
Emre KONGAR
Seçildikten sonra, anayasayı ihlal ederek partisinden ve milletvekilliğinden ayrılmayan Erdoğan’ın yönetiminde yapılan “devirteslim törenlerinde” en çok vurgulanan konu “Paralel” ile savaşta kararlılık idi.
Bu konu, Erdoğan’ın “herkesi kucaklayıcı” diye nitelenen konuşmasının içine, genel mesajla çelişki bahasına yerleştirilen, “düşman” kavramı ile vurgulandı:
Herkesi “kucaklayacak” ama “Paralel devlet” diye nitelenen Gülen Cemaati ile mücadeleyi sürdürecekti!
Aynı konu, Davutoğlu’nun konuşmalarında da öne çıktı:
O da “Paralel” ile mücadeleyi “kararlılıkla” sürdürecekti!
Konu sadece konuşmalarla da sınırlı kalmadı…
Yandaş medyadan destekleyici yorumlar da geldi:
Davutoğlu’nun AKP Genel Başkanlığı’na ve Başbakanlığa seçilmesindeki en önemli nedenin “Paralel” ile mücadele kararlılığı olduğu yazıldı.
Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan’ın damgasını taşıyan ve artık AKP’nin genel siyasal politikası olma özelliği kazanan “düşman yaratma” ve “çatışma” stratejisi, “Yeni Türkiye” dedikleri “Restorasyon” (yıkılan monarşik rejimin yeniden kurulması) döneminde de sürecek…
Mezhepler, etnik gruplar, avukatlık, doktorluk, mühendislik gibi meslekler, çevrecilik, plancılık gibi yaklaşımlar, medya ve STK’ler, özellikle de tüm muhalifler, hedefte kalacak!
***
Aslında Erdoğan’ın tutumunu anlamak çok da zor değil:
Erdoğan’ı 12 yılda Çankaya’ya taşıyan strateji, düşman yaratma ve çatışma stratejisi değil miydi?
Mademki başarılı, o halde sürmeli, sürdürülmeli!
***
Üstelik bu strateji yoluyla, Erdoğan’ın kişisel iktidarına ortak olan ya da ortak olmak isteyen siyasal güçler de tasfiye edilmiyor mu?
Önce Türk Silahlı Kuvvetleri…
Onlar tasfiye edildikten sonra, bu tasfiyeyi yapmakta öncü ve etkin olan, ama artık Erdoğan’ın kişisel iktidarına rakip görünen eski müttefik Gülen Cemaati.
(Şimdi, tasfiye edilenler arasına “ağabeyler” denilen eski “dava arkadaşları” da girdi ama, onların ne zaman “düşmanlaştırılacağını” kestirmek zor.)
***
Bu strateji şimdilik başarılı gibi görünüyor ama işin aslı hiç de öyle değil…
Çünkü lider, müttefiklerini ve çevresini tasfiye ettikçe toplumsal ve siyasal desteği azalır, yalnızlaşır…
Ve unutmayın:
Korku dağları bekler!
Not: Bu akşam İzmir Fuarı’nda konuşmam ve kitap imzam var.