Yurtta kavga, bölgede kavga


Erdoğan'ın Davutoğlu seçimi:
 
Yurtta kavga, bölgede kavga

Rafet BALLI
SivriSinekCazGezi'den bir ay kadar önceydi (Nisan 2013). Bir AKP kurucusuyla sohbetteyiz.
Önemli, saygın bir isim.
Abdullah Gül, önünde ceketini ilikler.
***
Tayyip Erdoğan'dan rahatsızlığını saklamadı.
Eleştirilerinin özeti:
Bir: "Birikimsiz."
(Aslında kavramın "c" halini kullandı.)
İki: "Milli hassasiyetleri yok."
***
Birinci elden tanıklığı aktardı:
Erdoğan ailesinin anadili Türkçe değildi.
Bizzat Erdoğan'ın kendisi rahatsızmış:
"Bu nasıl memleket? İnsan anadilini rahatça konuşamıyor."
(Sorun, anadilin "başka" olması değil. "Başka"lık üzerinden sorun üretilmesinde.)
***
Partideki temel sorunu da anlattı: "Tayyip Bey itiraz edilemez konumda."
Bir buçuk yıl önceden öngörüleri de netti.
Bir: "Belli. Tayyip Bey Çankaya'ya çıkmak istiyor."
(Köşk, Erdoğan'dan kurtulma yolu gibiydi.)
İki: "Yerine Abdullah Bey'i istemiyor."
Sürpriz değildi: Biliniyordu, konuşuluyordu zaten.
***
Başbakanlık için kim uygun olurdu?
Öncelikle muhatabımın fikrini merak ediyordum.
Çünkü Gül cenahıyla örtüşüyordu.
Gönüllerinden geçen ismi telaffuz etti: Binali Yıldırım.
İlk gerekçesi ortalamaydı.
"Başarılı, çalışkan bir isim."
***
Şaşırmıştım.
Yıldırım, Erdoğan'a en yakın isimlerdendi.
Sadık. Yıpranmamış.
Belediye döneminden beri yanında.
Milyarlık ihaleler ona emanet edilmiş.
Nasıl oluyor, Gül cenahı da onu tercih ediyordu?
***
Muhatabım devam etti.
"İki tarafa da ters gelmez."
Şöyle anlamıştım: "Evet, Erdoğan'a yakındır."
Fakat: "Gül'e de uzak değildir."
Arada konuşulmuş, anlaşmaya mı varılmıştı?
Bilgi edinemedim.
(Zaten: Parti içi taktikleri anlamakta zorlanmışımdır.)
***
Muhatabımın Yıldırım'a atfettiği üçüncü özellik.
"Erdoğan gibi değildir. Türklüğü özümsemiştir."
Demek: Erdoğan AKP'de de "Türklük" üzerinden sorgulanıyormuş.
Bilmiyordum.
Türklükle mesafesini açan CHP yönetimine duyurulur.
***
Yıldırım'ın bağlantılarını biraz araştırdım.
Aydın Doğan medyasının tercihi de oydu.
Yıldırım'ın ratingi için çalışıyorlardı.
***
Gezi öncesi için bir tespit.
Aktörler: Erdoğan karşıtı bazı kuvvetler.
Gül cenahı. Cemaat. TÜSİAD. Aydın Doğan medyası v.s.
Amaç: Erdoğan'dan kurtulmak.
Araç: Kavgasız, gürültüsüz. Yükselterek indirmek. Yani Cumhurbaşkanı yapmak.
Gezi'yle birlikte Erdoğan'ın çizildiğini düşündüler.
Doğrudan indirmeye karar verdiler. "Şah" dediler. 17-25 Aralık süreci budur.
Fakat olmadı. Güçleri yetmedi.
***
Şimdi: Aynı kuvvetler arayış içindeler.
Aradıkları: "Erdoğan'ın Çankaya'ya gitmesini fırsata çevirebilir miyiz?"
Göreceğiz.
***
Erdoğan ise birikmiş zorluklarının farkında.
Batıdan müdahalelere açık. Göğüsleyecek gücü yok.
Tahkimata dıştan başladı.
Yol haritasını çizdi: Yurtta kavga, bölgede kavga.
Batı cephesinde ise: Teslimiyetçi.
Davutoğlu tercihi bu politikanın gereğidir.
Kaosculuğu demokrasi, teslimiyeti dik duruş diye sunabilir.
Hem de tutkuyla.
Binali Yıldırım ise fazla "düz" biri.
Devam edeceğim...

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/